Dursunsilin kurşunu!..

A -
A +

G.Saray’da hatalar zinciri birbirini kovalıyor. Kardeş-yeğen kararından tutun, yanlış transfer ve yanlış hoca seçimleri takımı ne hâle getirdi? 

 

Ne yazık ki, Dursun Özbek, Galatasaray’ın ayağına da, kendisinin ve yönetiminin ayağına da, “büyük ümitlerle sezon ortasında Karabükspor’dan ayarttığı” Hocasının ayağına da, futbol takımının ve futbolcularının ayağına da “kurşun sıktı.” 
Bitmedi; bütün uyarılara rağmen “inatla ve ısrarla” sıkmaya devam etti. Galatasaray’ın, “iyi oynamadığı hâlde” Fenerbahçe’yi “futbol olarak ezdiği” maçı başı önünde terk etmesinde de , “bütün bir haftayı neredeyse Florya’da geçirerek” başrolü oynadı!..
“Azizsilin’in bile iflas ettiği” bir süreçte hiçbir tesiri olmayan, “olması da mümkün olmayan” bir “Dursunsilin” tedavisine başvurarak, kendisini de, kulübünü de, hocasını da, takımını da “gülünç” hâle düşürdü!..
Hatalar, yanlışlar ve “ayağa sıkılan kurşunlar” zinciri, “futbolu, kerametleri kendilerinden menkul bir kardeşe ile bir yeğene teslim etmesi” ile başladı. Onların, “koca Galatasaray’ın başına bir altyapı hocası getirmelerini” onaylamasıyla, “ikinci kurşun” geldi. “Kerameti kendilerinden menkul olanlar”, Galatasaray Futbol Takımı’nı “oyuncakları hâline getirmek için”, çok açıktır ki, “her dediklerini yapacak, itiraz etmeyecek” bir hoca arasalar, Riekerink’ten daha iyisini bulabilirler miydi?..
Üçüncü kurşun, “transferi” bu iki “kerameti kendilerinden menkul” ikiliye bırakmasıdır ki, “alınan futbolcularla ilgili olarak söyledikleri” ile yeğen bey, Galatasaray futbol tarihine değil, mizah tarihine geçmiştir. “Messi başta, dünyanın, Avrupa’nın en büyük futbolcularına benzettiği” transferlerin nasıl “fos” çıktığı ortadadır!..
Dördüncü kurşun, “Galatasaray’ın basın sözcülüğü” görevini de, spor yazarlarına ve futbol yorumcularına “boş boş övünmelerinden başka bir şey vermeyen” ve de “antipatik olduğu” çabucak görünen, “kerameti kendinden menkul” bu ikiliden birine vermesidir ki, bugün “spor medyasının Galatasaray / Galatasaray Başkanı / Galatasaray’ın hocası ve futbolcuları için” nasıl “yıkıcı” bir tavrın, düşüncenin içinde cirit attığı, hakaretler yağdırdığı” ortadadır.
Beşinci kurşun, “sezon ortasında” Karabüksspor’un genç ve tecrübesiz hocasını “ayartmak” olmuştur. Bunu “altıncı kurşun” izlemiş, Florya’ya, “onunla beraber” Galatasaray camiasının, spor basının sevdiği, saydığı, futbolcuların saygı göstereceği ve onları “Galatasaraylılık sevgisi ile kucaklayacak”, dahası Galatasaray Futbolu ile yönetim arasında bağ kuracak bir “Galatasaraylı Ağabey” bulunup gönderilememiştir. 
“Ortaya çıkmaktan” nedense korkan ve “hayalet rolü oynayan” Alp Yalman’ın, “Kardeş ve Yeğen ile beraber “hiçbir derde deva olamayacakları” ortada iken, “bu üçlüde ısrar edilerek”, sonunda “Dursunsilin” kurşunu ile hoca, “fiilen” kurşuna dizilmiştir!..
“Galatasaray futbolunun en büyük sorununun ‘futbolcuya dayalı’ sistem’” olduğu ortada iken ve de spor basını bile “Ünal Aysal döneminde başlatılan Drogbalı bu çok yanlış uygulamanın Sneijderli versiyonunun sona erdirilmesinin gerektiğini” yazıp gelirken, dahası, yeni gelen “genç ve tecrübesiz” hoca bile “bu büyük yanlışı” anlamış ve tavrını da “cesaretle çok net bir şekilde ortaya koymuşken” ve de “Hocanın bu konuda sonuna kadar desteklenmesi” gerekirken, “Dursunsilin müdahalesi” tam tersine olmuş, “hiçbir işe yaramadıkları” Fenerbahçe maçında ortaya çıkan Sneijderler, Podolskiler için “İgor Tudor” feda edilmiştir. 
Daha düne kadar, spor basınında “Sneijder’i işaret ederek futbolcuya dayalı sistemi” yeren yere vuran, ama Başakşehir mağlubiyetinden hemen sonra “180 derecelik” dönüş yaparak birdenbire “Neden Sneijder oynatılmıyor” çığlıkları atmaya başlayan ve Fenerbahçe maçında muratlarına erenler, kim bilir şimdi ne kadar mutludurlar; sayenizde Sayın Başkan!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.