İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali yarın başlıyor. Programda 26 ülkeden müzik ve müzisyenler üstüne 86 film yer alıyor. Filmler, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mekânları, Kültürpark, İzmir Sanat, Bıçakçı Han’ın yanı sıra, İzmir Fransız Kültür Merkezi’nin salonunda izlenebilecek.

Dünyanın müziği İzmir’de...

Geçen hafta, İzmir’deki yeni festivalimizin Onur Ödülleri’ni alacak olan ustalardan söz etmiştim. Bu hafta da, dünyanın ustalarından söz açmak niyetim. Ama onlara geçmeden önce, festivalimizin onur ödüllerinden bir diğeri: Hümeyra… İki alanda birden, hem müzik, hem de sinema alanında çok sayıda ödül kazanmış kaç sanatçı vardır ülkemizde? Hümeyra’nın yanı sıra birkaç isim daha geliyor aklıma, ama söylemeyeyim. Onlar da önümüzdeki yılın Onur Ödülleri’nin sahipleri olmaya aday çünkü…

Hümeyra’yı müzisyen yönüyle tanımak bizim kuşağa nasip oldu. “Kördüğüm”, “Otuz Beş Yaş”, “Sessiz Gemi” şarkılarıyla tanımıştık bu genç şarkıcıyı. Hümeyra, şiirden hiç kopmadı. Hayatında acılı dönemler olsa da, umudunu, direncini yitirmedi. Söz yazarı, besteci kimliği ile pek çok parçaya imza atan sanatçı, müziğin yanında tiyatro, televizyon ve sinemada da başarılı performanslar sergiledi. Tiyatro onun tutkularından biri oldu. Ortaoyuncular’ın “İçinden Tramvay Geçen Şarkı”sında, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda “Kuşlar”, “Ödüller Kimin?”, Kral Ölüşüyor”, “Ben Anadolu” oyunlarında oynadı.


Hümeyra, Başar Sabuncu’nun yazıp, Atıf Yılmaz’ın yönettiği “Talihli Amele” filmiyle adım attığı sinemada sinemamızın usta yönetmenleriyle çalıştı. Televizyon dizilerinin sevilen oyuncusu oldu. Atıf Yılmaz’ın “Mine”, “Asiye Nasıl Kurtulur?”, Ersin Pertan’ın “Kurt Kanunu”, İrfan Tözüm’ün “Devlerin Ölümü”, Yavuz Özkan’ın “Bir Kadının Anatomisi”, Tomris Giritlioğlu’nun “80. Adım”, Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum”, “Unutursam Fısılda”, “Ulak”, “Dedemin İnsanları” filmlerinde oynadı. Festival programında, “Unutursam Fısılda”nın yanı sıra en yeni filmi, Caner Özyurtlu’nun “Biz Böyleyiz” ile yer alan Hümeyra’nın ödülü 1 Temmuz’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılacak Kapanış ve Ödül töreninde verilecek.

Ödül töreninden söz etmişken, iki bilgi daha vereyim. Yarın akşam A. Adnan Saygun’daki Açılış Töreni ve “Ustalara Saygı” konseri saat 19’dan itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin web sitesinden ve Başkan Tunç Soyer’in sayfasından yayınlanacak. Hakan Şensoy’un şefliğinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin El Ele Müzik Senfoni Orkestrası, film müziği alanının beş ustası, Yalçın Tura, Arif Erkin, Cahit Berkay, Atilla Özdemiroğlu ve Timur Selçuk’un eserlerini seslendirecek. Kapanış konserimizde ise, bir Fransız besteci Maxime Zecchini, sol elle ünlü bestecilerin film müziklerini seslendirecek. Bu iki konserdeki katkılarından ötürü A. Adnan Saygun Sanat Merkezi Müdürü Emel Akçay Özer’e, Fransız Kültür Merkezi (Institut Français) Müdürü Jose-Maria Queiros ve onun çalışkan yardımcısı Dilek Kurt’a teşekkür etmek isterim. Elbette, daha çok kişi var teşekkür etmem gereken, başta çalışma arkadaşlarım, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin farklı birimlerinin yönetici ve çalışanları, İzmir İtalyan Konsolosluğu, İstanbul Macar Kültür Merkezi, Arjantin, Polonya Başkonsoloslukları, Alman Kültür Merkezi (Goethe Enstitüsü) yetkililerini anmasam olmaz.

KÜLTÜRLERARASI SANAT ÖDÜLÜ

Festivalin yabancı konuklarından biri de, Polonyalı besteci Antoni Komasa-Lazarkiewicz. Polonya sinemasının ustalarından Agnieszka Holland’ın pek çok filminin müziklerini bestelemiş. Aralarında Oscar adayı “Karanlıkta”, Berlin Festivali’nde yarışan “Mr. Jones”ı sayabilirim. Bunlardan ikisi, “İz” ve bu yıl Oscar’larda Çekya’yı temsil eden “Şarlatan”ı ve Yeşim Ustaoğlu’nun filmi “Tereddüt”ü festivalde göstereceğiz. Lazarkiewicz, Almanya, Çekya, Litvanya, Avusturya, İsveç, İngiltere ve ABD’de pek çok filmin bestesine imza atmış genç bir besteci. Henüz kırklı yaşlarında. Son filmlerinden biri, bu yıl Oscar’larda Bosna’yı temsil eden ve kısa listeye girmeyi başaran“Quo Vadis Aida”. Ne yazık ki, filmin Türkiye’deki ortak yapımcısı TRT başka festivallere verdiği filmi İzmir Film ve Müzik Festivali’ne vermeyi reddetti. Siyasi bir karar mı, bilemem. Kendilerinin gösterdiği gerekçe, filmi Türkiye’de dağıtacak MARS firmasının talebi olduğu. Ben bir dağıtım firmasının böyle bir karar vereceğini sanmam…

ÜÇ ÜLKEDEN ÜÇ BÜYÜK BESTECİ

Her neyse, biz gelelim 86 filmlik programımıza. Bu yıl ‘Anılarına’ bölümümüzde, ülkemizin iki değerine saygı sunuşunda bulunuyoruz: Atilla Özdemiroğlu ve Timur Selçuk. Yanlarında, üç yabancı usta ile: Fransa’dan Michel Legrand, İtalya’dan Ennio Morricone ve Arjantin’den Astor Piazzola. Hepsinin ikişer filmi yer alıyor programda. Sinemaseverlerin mutlak görmüş olduğu, ama bir kez daha izlemekten keyif alacakları “Cherbourg Şemsiyeleri”, “Rochefortlu Genç Kızlar” gibileri de var, görece az tanınan filmler de. Örneğin, Morricone ustanın ABD’de yaptığı filmler ya da ünlü ‘spagetti western’lerini değil, Giuliano Montaldo’nun Dostoyevski’nn “İblisler” romanının öyküsünü anlattığı “St. Petersburg İblisleri” ve Valerio Zurlini’nin Dino Buzzati uyarlaması “Tatar Çölü”.

Piazzola’nın müziklerini içeren iki film ise, aynı yönetmene ait. Arjantin sinemasının büyük ustası Fernando E. Solanas’ın imzasını taşıyor. Yönetmenin Paris’te dost olduğu Yılmaz Güney’e ithaf ettiği “Tangolar; Gardel’in Sürgünü” ve “Güney (Sur)”. Macar Sinemasının iki ustasını da ‘İki Macar Ustadan Beş Kısa Film’ başlığı altında sunuyoruz. Istvan Szabo’nun “Bir Tema Üstüne Çeşitlemeler” ve “Konser”, Zoltan Huszarik’in “Elegy”, “Capriccio” ve “Size Nasıl Geliyorsa”…

Müziğe çok büyük önem veren ünlü Amerikalı yaratıcı-yapımcı Walt Disney’i de üç filmle anıyoruz. ‘Her Yaştan Çocuklar İçin’ başlığı altında sunduğumuz “Fantasia” (1940), “Fantasia 2000”, “Güzel ve Çirkin” filmleriyle.

FESTİVALDE ‘HAYATIMIZ MÜZİK’ BÖLÜMÜ

Festivalin ‘Hayatım Müzik’ bölümünde Beatles, Pavarotti, Dalida, Nick Cave, Morissey, Buena Vista Social Club gibi müzisyen ve müzik gruplarına ilişkin kurmaca ya da belgesel filmler var. Wim Wenders, Jim Jarmusch, Ron Howard, Michael Radford, Kevin MacDonald, Danny Boyle, Coen kardeşler gibi usta yönetmenlerin imza attığı. Bu bölümde bizim sinemamızdan “Müslüm”, “Neredesin Firuze?” ve “Blue” gibi örnekler de yer alıyor.

‘Müzik ve Toplum’ bölümünde de Yunanistan’dan Macaristan’a, Hollanda’dan Cezayir’e, Brezilya’dan Bulgaristan’a uzanan bir panoramada müzisyenlerin içinde yaşadıkları toplumsal yapı ile çelişki ve çatışmalarını izleyeceğiz. Pawel Pawlikowski’den Mohsen Makmalbaf’a, Kirill Serebrennikov’dan Andreas Dresen’e usta yönetmenlerin bakışıyla... Bu bölümdeki yerli filmler arasında Mahmut Fazıl Coşkun’un ”Yozgat Blues”u ile, Ali Özgentürk’ün ilginç bir denemesi yer alıyor. “Görünmeyen”de Bela Bartok’un Anadolu’da yaptığı yolculuğu anlatan yönetmen, aynı çekimleri kullanarak farklı bir film yapmış, “Beni Sev” adında. Festivalde bu iki filmi arda arda izleyeceğiz.

Tabi, bir de ‘Sinemamızdan Müzik Belgeselleri’ bölümü var ama, yerimiz kalmadı onları da anlatacak kadar. Filmler, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mekanları, Kültürpark (Açıkhava), İzmir Sanat, Bıçakçı Han’ın yanı sıra, İzmir Fransız Kültür Merkezi’nin salonunda izlenebilecek. Gösterimler ücretsiz ama katılabilmek için Belediye’nin web sitesinden rezervasyon yapılması gerekiyor.