Duyanların kulakları çınlasın, duymayanlarda birde benden bir daha duymuş olsunlar.

Aziz Nesin’in oğlu Türkiye’nin meşhur matematikçisi, profesörü Prof. Dr. Ali Nesin; 28 Şubat süreci ve sonrasında üniversitelerin başörtüsüne yasak ile ilgili tavrını soranlara karşı elindeki genelgeyi yırtarak çöpe atmış ve “yırtıp çöpe atınız’’ demişti.

Millete de ‘zihinsel korku ve çelişki’ye’ karşı akıl adına ‘bilimsel gerçekliği’nin önemini göstermiştir. Asırlar ötesinden asrımız insanının aklına meşhur mantık eserlerinden Muhakemat isimli eseri Birinci Mukaddeme (konu içi) Birinci Mukaddeme Makale Birinci Mukademe’de günümüz akıl ve mantık sahiplerine;

“Takarrur etmiş usûldendir: Akıl ve nakil teâruz ettikleri vakitte, akıl asıl itibar ve nakil tevil olunur. Fakat o akıl, akıl olsa gerektir’’ demiştir.

Geçen gün Diyanet İleri Başkanlığı Korona-19 aşısı ile ilgili görüşünü bildirdi. Âcizane din âlimleri ve uleması kadar aklımız bu işlere pek ermez. Öyle akıl ile nakil’in birbiriyle çakıştığı meseleler üzerine de kafa yorma kabiliyetimizde yok. Ama akıl bu ya, yine de sözkonusu fetvada aklıma bazı hususlar takıldı. Tabi acîzane anladığım kadarıyla… Bilmem ki aklı erenler bu işe ne der? Orayı onlara sormalı.

Fetvada aşı ile ilgili olarak hangi mezhebe göre aşının orucu bozup bozmadığı belirtilmediği için belli değildir. Yani hangi mezhep imamı görüşüne göre aşının orucu bozup bozmadığı belli değildir.

Malûmunuz Türkiye’de halkın (nüfusun) çoğunluğu Hanefi Mezhebi’ndendir. Doğu ve Güneydoğu’da Şafîi Mezhebi veya başka mezhepten olanlar ise, Türkiye nüfusunun ancak yüzde yirmisini teşkil eder.

Sonra Bediüzzaman Said Nursî’nin tesbitine göre ve dediği gibi; her zaman halkın ekserisi muhakkik ve müdakkik değildir. Bana göre “bilimsel gerçeklik, zihinsel şüphecilikten değerlidir. İster ehl-i imandan ve ister ehl-i dünyadan birisi söylesin hiç önemli değildir. Dünya ne tarafa dönerse dönsün hiç önemli değildir. Gerisine aklım ermez sizler daha iyi bilirsiniz.