Kayıtdışı olmak mı, kayıtsız kalmak mı?

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI hakan.cinar@dunya.com

Kayıtdışı ekonomilerin ülkelerde açtığı yaraların hesabı çok tutulur daha doğrusu tutulmaya çalışılır. Ne denli başarı elde edilir, ne tür önlemler alınır elbette tartışılır. Ama böyle bir gerçeğin var olduğunu kabul etmek ve ona kayıtsız kalmamak dahi son derece önemli. Özellikle az gelişmiş ülkelerde görülen bir durum diye düşünsek de, kayıt dışılığın günümüzde gelişmiş ülkelerde de önemli boyutlara ulaştığı bir gerçek. Ancak hiç şüphesiz az gelişmiş ülkelerde, genel ekonominin ve vergi düzeninin tam oturmamış olması, bu tür ülkelerde daha fazla kayıt dışılığın olduğunu bize göstermekte ve düşündürmekte.

Kayıtdışı ekonomi, en basit tanımı ile kayıtlı oymayan ekonomik faaliyetler, yeraltı ekonomisi, resmi ekonomi, vergilendirilmeyen ekonomi, marjinal ekonomi, gizli ekonomi, örtülü ekonomi, enformel ekonomi, kara ekonomi ifadeleri ile açıklanmakta. Gerçekte GSMH hesaplarını elde etmede kullanılan bilinen istatistiki yöntemlere göre tahmin edilemeyen gelir yaratıcı ekonomik faaliyetlerin tümü olarak tanımlamak daha doğru olacaktır. Diğer bir deyişle resmi kayıtlara girmeyen ve elbette vergi dairelerine sunulan bilançolar sonucunda vergisi ödenmiş gelir olmayan kazançların oluşturduğu ekonomi anlamına gelmektedir. Bu gelirler, yasal belgelere ya hiç yansımamış, ya da eksik yansımıştır.

Kayıt dışı ekonomik geliri olan taraflar vergi ödemedikleri için bu gelirlerinden, vergisi ödenmiş gelir sahiplerine göre daha çok yatırım yapabilme ve dolayısıyla onlardan daha çok zengin olma olanağına sahiptirler. Bunun yanında kayıt dışı gelirde kâr payı dağıtımı gibi unsurlar olmadığından elde kalan para büyüktür.

Kayıt dışılığın bir ülkede oluşmasına neden olan temel unsurların neler olduğuna baktığımızda, en başta karşımıza ülkedeki vergi oranlarının yüksekliği çıkmakta. Yanısıra vergi ile ilgili mevzuatların fazlalığı, yapılan bazı harcamaların gider olarak gösterilememesi, siyasal nedenler, ekonomik düzenlemelerin ve bürokrasinin fazlalığı, sigorta primlerinin yüksekliği, enflasyonun varlığı, gelir dağılımındaki eşitsizlik gibi unsurlar çıkarken, ülke ekonomilerinde yeterli katma değerli üretimin elde edilememesinin ve kişi başına düşen gelir yetersizliğinin de etmen olduğunu unutmamak gerekir. Pek çok işveren bu konudaki savunmasını yaparken, eminim kayıt dışına başvurmaması halinde kapıya kilit vurması gerektiği savunmasını yapacaktır. Elbette bu durumun sürdürülebilir olmadığını göz ardı etmek pek çok işverenin de işine gelmekte.

Ürünlerini kayıtlı ekonomi içinde bulun firmalardan daha ucuza mal etikleri için ucuza satabilmeleri elbette bir haksız kazanç yaratmaktadır. Yani işletme sahibi yanarım biterim derken, rakibine karşı üstünlük sağladığını göz ardı etmektedir. Devletin ekonomik veriler üzerinde planlama yapmasını olumsuz yönde etkiler ve milli gelir hesaplarına girmediğinden ekonomik veriler üzerinde olumsuz yönde etkisi olur. Bu da hiç şüphesiz yapılan hesaplamaların da güvenilirliğinin azalmasına sebep olurken, devletin vergi gelirlerinin azalmasına neden olmaktadır. Tabi devletler doğal olarak buradaki açığı kayıt içinde yer alan firmalara daha yüksek maliyetle yüklemek durumunda kalmaktalar.

Özellikle haksız rekabet açısından kayıt dışı ekonomi ile mücadele devletler için büyük önem taşımakta. Mücadelenin başarısız olması, devlete karşı bir başkaldırı yaratmakta, ahlaki değerleri bozmakta ve sonuçta enflasyon ve işsizliği artırırken yatırımları ve üretimi azaltmakta... Vergi sisteminin sadeleştirilmesi, vergi sistemindeki vergi çeşitlerinin azaltılması, vergi oranlarının ve sigorta primlerinin daha makul hale getirilmesi, bürokrasinin azaltılması ve daha sade hale getirilmesi temel çözüm noktalarını oluşturmakta.

Türkiye ekonomisindeki kayıtdışı oranı yüzde 28.72. Bu oran, OECD’nin 34 ülkesinin en yükseği. ABD sadece yüzde 7.95 olan kayıt dışı ekonomi oranıyla OECD’nin en iyisi olurken yapılan araştırmalar 2023’te ekonomideki kayıt dışılık oranının yüzde 24 olacağını gösteriyor.

Kayıt dışı konusu üzerine çok konuşmamız gereken bir konu. Maliye Bakanlığı bu konuda önemli bir AB projesine imza attı. Dış ticarete ilişkin programın koordinatörlüğünü bizzat yürütüyor olacağım için, konuya dair ümit ediyorum güzel gelişmeleri yine sık sık sizlerle paylaşma imkânım olacak.

Kayıt dışı ekonomi ağrıyan yaramız, yeter ki ona karşı kayıtsız kalmayalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomik manzara 2024 19 Nisan 2024
Kadın deyince 08 Mart 2024