25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Döviz piyasaları verkurtul devrinin bittiğini söylüyor olabilir!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Döviz kurlarında yaşanan eğilimlerin yarattığı baskı çok büyük ve sağlıklı düşünmeyi engelleyebiliyor. Türk lirasındaki değer kaybının, kısa vadeli tepkisel direnişlere rağmen giderek güçleniyor olması ciddi bir kriz anlamına geliyor ve güven bunalımını derinleştiriyor. Ne pahasına olur ise olsun, döviz kurlarındaki yükselişin durdurulması konusuna öncelik verilmesi için sosyal mühendislik yapılıyor!

★★★

Döviz kurlarında yaşanan ve giderek hızlanan yükseliş, yarattığı kısır döngü ile giderek güçleniyor ve beklentileri olumsuzlaştırıyor. Son bir yıl içinde dolar kurunda yaşanan yükseliş yüzde 50 düzeyini aşmış; temmuz ayı başından bu yana olan yükseliş yüzde 21 düzeyinin üzerine çıkarken, son iki hafta genelindeki sıçrama yüzde 13 seviyesine yaklaşmış. Finansal olmayan kesimin taşıdığı 217 miyar dolarlık net kur riskini dikkate alırsanız, söz konusu kesimlerdeki kaybın nasıl bir hızla büyüdüğünü ve yıkıcı olmaya başladığını hesaplayabilirsiniz! Öz kaynaklar devasa bir hızla eriyor, bilançolar anormal bir tempo ile yıpranıyor, sorunlu kredi hacmi rekorlara koşarak geleceği karartıyor. Makroekonomik görünümdeki yıpranma ve beklentilerdeki bozulma, bu tahribatın yanında görece önemsiz kalıyor.

★★★

Hemen yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız işleyiş, madalyonun bir yüzünü temsil ediyor. Gerçekçi olabilmek için diğer yüzünü de hesaba katmak gerekiyor. 1995 yılı sonrasında küresel önceliklerde büyük bir değişim yaşandı. Ekonomik eğilimler öncelikli olmaktan çıktı, hızla yozlaşacağı bilinen mevcut düzenin yerini alacak yenisinde belirleyici olma mücadelesi belirleyici olmaya başladı. Güç oyununa dayalı siyasi hamleler öncelikli hale geldi.

★★★

Şeffaflık hızla aşağı çekildi, geniş kesimlerin bilinç düzeyini yeniden formatlayarak kısa vadeli eğilimler ve beklentiler ile yönlendirebilmek için yoğun çaba harcandı. Küresel eğilimler sürdürülebilir ve politika setleri geleneksel olmaktan uzaklaştı; kısa vadeli spekülatif eğilimlerin geniş kesimleri baştan çıkarması ve aklının kötüye kullananların kuklası haline getirmesi için çok çalışıldı. Başarılı görünmek isteyen tüm kesimler bu yolun yolcusu olmaya ve bu yolda kırılmaya başladı; saadet zincirleri yeni ekonomi diye pazarlandı! Günü kurtarmak adına sorunların ağırlaşmasına izin vermek, krizleri kronikleştirdi.

★★★

Ülkemizde bugün yaşananlar, tuzağa düşürülmüş olmanın sonuçlarıdır! Siyasetçisinden bankacısına, üreticisinden tüketicisine kadar tüm kesimler bu anormallikten sorumludur ve olumsuzluklarla tanışmaya başlamış durumdadır. Denize düşmesi kaçınılmaz olanlar, kendilerini bu duruma düşürenlere boyun eğmeye zorlanır hale getirilmiştir. Kurallı ekonomi adı altında teslimiyete zorlanmaları, geleceklerini belirleme yeteneklerinden tümü ile vazgeçmeye mecbur bırakılmaları sürpriz değildir! Bu tuzağa balıklama koşarak çaresiz duruma düşenler, bugün en kırılganlar olarak anılmaktadır! Muhtemel sonuç, hem ciddi krizler yaşanması ve hem de geleceklerini belirleme şanslarının sıfırlanmasıdır.

★★★

Bu oyunu bozmanın yolu, kurallı olduğu söylenen yaklaşımların görüşme masalarını tekmeleyerek devirmekten ve krizi göze alarak oyunun kurallarını değiştirme zorlamasını gerekli kılar. Aklını kötüye kullanan ve güçlü imiş gibi görünmeye çalışanlara ders vermenin yolu, devrimci bir isyandan ve benzer durumdaki ülkelere ilham vermekten geçer! Siyasi deha, toplumsal dayanışma ve çılgınlık gerektirir! Bir asır öncesindeki Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi!

★★★

Salt ekonomik açıdan durum değerlendirmesi yapanlara danışır iseniz, size teslimiyeti tavsiye edecekleri kesin gibidir. Bu duruma düşülmesindeki önemli katkılarını hatırlatırsanız, kekelemeye başlayabilirler! Biraz daha zorlarsanız kendileri dışındaki herkesin sorumlu olduğunu iddia edebilirler; son tavsiyelerini unutup lafebeliği ile kendilerini kurtarmak adına her şeyi inkar etmeye kalkışabilirler! Yozlaşmış küresel statükonun neferi olmaktan öteye gidemeyen sözde uzmanlar için yolun sonu gelmiş olabilir!

★★★

Döviz kurlarında tanık olduğumuz eğilimler, bir devrin bitmekte olduğunu ve kurallı ekonomi tavsiyeleri için en uygun yerin çöp sepeti olduğunu düşündürüyor. Değişen küresel koşulları ve büyük oyundaki son hamlelerin devamını öngörmeye çalışmadan tavsiye üfürenler, ya kötü niyetlidir veya emeklilik zamanı gelmiş olabilir!