Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kimine göre aşırı milliyetçi... Kimine göre Türkçü... Kimine göre ırkçı... Kimine göre yurtsever... Yazar ve şair Nihal Atsız (1905-1975) hakkında görüşler çeşitlidir, kişiliği hâlâ tartışılır.

Şair ve yazar Nihal Atsız’ın vasiyetinde oğlu Yağmur Atsız’a bıraktığı “Yağmur Oğlum” diye başlayan şu satırlar ise ünlüdür... Okuyalım:

“Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle.

Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır.

Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.

Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler,

Haberin Devamı

Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar,

İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni

düşmanlarımızdır.

Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar

yarınki düşmanlarımızdır.

Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar,

Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar,

Gürcüler, Çeçenler içerdeki

düşmanlarımızdır...”

***

Şaka yollu soralım:

- Nihal Atsız bugün yaşasaydı sanırız vasiyetinin büyük ölçüde hayata geçirildiğini düşünürdü, öyle değil mi?

HOLLANDA ÖRNEĞİ...

Hollanda’nın Amsterdam kentinde yaşayan genç bir okurumuz not göndermiş. Diyor ki:

- Burada maske zorunluğu yok. Ama başka sıkı tedbirler var. Örneğin her kafe ve lokantaya girişte kapıdaki deftere adınızı, soyadınızı, telefon numaranızı, giriş saatinizi yazıp bırakıyorsunuz. Eğer personel ve müşterilerden birinde korona çıkarsa kendinizi karantinaya almanız için sizi o numaradan arayıp buluyorlar. Bu arada elden ele dolaşan menü de yok. Lokanta veya kafenin içki ve yemek listesi anında cep telefonunuza yollanıyor, seçimi oradan yapıyorsunuz. Bu arada temizliğe aşırı önem veriliyor.

***

Bize gelince... Lokanta ve kafelerde hâlâ müşterilerin arkasından masalar silinmiyor. Tuvaletler pislik içinde. Ne tuvaletler, ne mutfaklarda temizlik kontrolü yapılıyor. Herkes ilgisiz.

Sonra da “temizlik” deyip duruyoruz.

İRADE

Birkaç hafta önce ekranlara savaşçı söylem hâkimdi.

- Savunma yüzyılı sona erdi. Donanma Mavi Vatan’da. Yunan sustu. Akdeniz bizden sorulur, vs...

Birkaç hafta geçti. Arada olanlar malum. Jargon değişti:

- Diplomasinin gücüne inanmak lazım. Önceliğimiz diyalog. Savaş tehlikesinin uzaklaşması iyi oldu, vs...

Haberin Devamı

Savaşçı ruh, birden barışçı ruh oldu.

Peki, sorunları masada çözümlemek daha iyi değil mi?

Daha iyi ama... Gelin bu noktada strateji uzmanı E. Gen. Nejat Eslen’e kulak verelim:

- Eğer caydırıcı gücünüz yoksa... Diyalog sonuç vermediğinde askeri gücü harekete geçirme iradesi gösteremiyorsanız... Masada hiçbir şey elde edemezsiniz.

HAMAM

Hamamın şiiri olur mu? Peştemal, hamam tası, kurna, göbek taşı, tellak, kese, kubbe, takunya, vs. üzerine şiir yazılır mı? Yazılırmış... Murathan Mungan, son kitabı “Hamamname”nin satırlarında gezinenlere olağanüstü bir şiir ve edebiyat tadı sunuyor. Düz yazıyı şiirleştirmiş. Sıradan sözcüklerin nasıl da şiire dönüştüğünü biraz hayranlık, biraz da hayretle izliyorsunuz. Suyun tariflerini okurken ruhunuz yıkanıyor. Uzun sözün kısası... Hele bir okuyunuz derim.

ASLAN

Masallar çoğu kez malum:

“Ormanlar kralı aslan bir gün...” diye başlar. Gazeteci arkadaşımız Mustafa Kemal Erdemol bir tweet atmış. Diyor ki:

Haberin Devamı

“Aslan ormanlar kralı falan değildir kardeşim.

Aslan ormanda yaşamaz.

Ormanlar kralı aslan diye başlayan hiçbir hikâyeyi okutmayın çocuklarınıza.”

Erdemol şimdilerde Cumhuriyet’te çalışan ama geçmişte yıllarca İngiltere’de gazetecilik yapmış soylu bir arkadaşımızdır. Yukardaki konuyu göz göre göre yaptığımız yanlışlara örnek olarak vermiş. Bilvesile sorduk:

- Aslan neden ormana girmiyor?

- Çünkü ormanda yaşamak zor. Aslanın manevra kabiliyeti kendini savunması için yeterli değil. Kendini ormanda güvende hissetmiyor. Düz ve açık alanlarda yaşıyor.

- Peki, biz neden ona Ormanlar Kralı diyoruz:

- Cehaletimizden.

MÜLKİYE

En güzel marşlarımızdan biri Mülkiye Marşı’dır.

“Başka bir aşk istemez, aşkınla yanar kalbimiz

Ey vatan gözyaşların dinsin yetiştik çünkü biz”

diye başlayan marşı gözlerimiz yaşararak okuruz, dinleriz.

Şimdi ne mi olmuş? TRT Mülkiye Marşı’nı Vatan Marşı diye çalmaya başlamış.

Marşın güftesini Mülkiye öğrencisi Cemal Edhem (Yeşil) Bey okulun 1918 yılında savaş sonrası yeniden açılışı üzerine yazmış.

Marşın bestecisi Mülkiye’de hocalık da yapmış olan Musa Süreyya Bey’dir.

Yaşayan en eski Mülkiyeli olan, 1938 yılı mezunu Cahit Kayra ağabeyimize sorduk:

- Sizin zamanınızda bu marşın adı ne idi?

- Mülkiye Marşı idi. Vatan Marşı dendiğini hiç duymadım.

Eyy TRT... Marşımızı geri ver.

BİBER

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ziraat mühendisi olup aynı zamanda çiftçilik yapar. Son kurultaya kadar CHP’nin tarımla ilgili genel başkan yardımcısıydı. CHP MYK’da tarımla ilgili başkan yardımcılığı lağvedildi. Parti Meclisi’ne de seçilmesine rağmen Sarıbal’ın MYK’daki görevi sona erdi. Telefonda sorduk:

- Dünyada özellikle pandemi sonrası tarıma özel önem verildiği, Türkiye’de tarımın özel bir yeri olduğu halde CHP’de tarımla ilgili başkan yardımcılığı neden lağvedildi?

- Ben de merak ediyorum ama sebebini bilmiyorum.

- Bölgede durum nasıl?

- Domates üreticisi perişan oldu. Peşinden şimdi de kırmızıbiber üreticinin elinde kaldı. Çiftçi bedava verse kimse almıyor.

Tarımda sorunlar büyük. Ama çiftçinin halini kimse sormuyor.