1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Domates, biber ve salatalığın yüzde 15'i zehirli

20 Ocak 2020

Greenpeace Akdeniz'in raporuna göre, Türkiye'de tüketilen domates, biber ve salatalığın yüzde 15'inde yasak pestisit tespit edildi. Tüketilen bu gıdaların yaklaşık yarısı hormonal sistemi olumsuz etkiliyor.

https://p.dw.com/p/3WT3y
Fotoğraf: DW/U. Danisman

Greenpeace Akdeniz, Türkiye'de piyasada satılan domates, biber ve salatalık örneklerini inceleyerek hazırladığı "Soframızdaki Tehlike: Pestisit" adlı raporun sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. Greenpeace Akdeniz'in gıda mühendisi Bülent Şık'la birlikte incelediği 90 adet sebzenin 14'ünde kullanılması yasak pestisit, 46'sında ise hormonal sistem üzerinde etkili pestisit ya da pestisitler tespit edildi. Raporda 2019 yılı Ağustos, Ekim ve Kasım aylarında Türkiye'de faaliyet gösteren beş büyük market ve bir semt pazarından alınan 30'ar adet domates, yeşil biber ve salatalık olmak üzere toplam 90 örnek incelendi.

Marketlerden alınan örneklerin pestisit kalıntıları açısından pazarlardan alınan örneklere kıyasla yüzde 14 daha fazla risk içerdiği belirtilen raporda, 90 adet gıda ürününün yüzde 42'sinde doğal hayatta biyolojik birikime neden olan, toksik etkisi çok uzun süre kalıcı pestisit kalıntısı belirlendiği kaydedildi. Sebzelerin yetiştikleri mevsim dışında incelenen örneklerinde pestisit oranının arttığı vurgulanan raporda, örneğin Ağustos ayında incelenen domates, yeşil biber ve salatalıkta pestisit sayısı 56 iken Ekim ayında bu miktarın iki katına, Kasım ayında da üç katına çıktığı bilgisine yer verildi.

Yarısı hormonal sistemi etkiliyor

İncelenen 90 örneğin yarısından fazlasında, yani 46'sında hormonal sistem üzerinde etkili bir ya da birden fazla sayıda pestisit tespit edildiğine de dikkat çekildi. Kasım ayında sadece bir yeşil biber örneğinde tam 14 adet farklı pestisit kalıntısı bulunduğuna işaret edilen raporda, "Bir pestisitin tek başına sahip olduğu toksik etki diğer pestisitlerle bir arada olduğunda 'kokteyl etkisi' denen daha fazla olumsuz etkiye sahip olabiliyor" uyarısı da yer aldı.

Greenpeace'in 2016 yılında pestisitleri sağlığa etkilerine göre sınıflandırarak hazırladığı "Kara Liste”ye de değinilen raporda, "yeni araştırmada incelenen 90 ürünün yüzde 77'sindeki pestisit kalıntılarının Kara Liste'deki memelilere toksisite ve çevresel toksisite içinde yer alan kriterlerin birine ya da birkaçına aykırı olduğunun belirlendiği" vurgulandı.

"Ekolojik tarıma geçilmeli"

Raporun sonuçlarına ilişkin "Soframızda zehir var" diyen Greenpeace Akdeniz Gıda ve Tarım Proje Sorumlusu  Berkan Özyer, "Yasaklanan, piyasadan toplanması ve kullanılmaması gereken kimyasal maddeleri çocuklarımıza ve sevdiklerimize yediriyoruz. Mutfağımızın en temel malzemelerine yönelik yaptığımız bu analizin sonuçları acilen harekete geçilmesi gerektiğini gösteriyor" şeklinde konuştu.

Zehirli kimyasal kullanmadan, ithalata bağımlı olmadan temiz ve sağlıklı gıda tüketilebileceğini vurgulayan Özyer, bunun yolunun da "ekolojik tarım"dan geçtiğine işaret etti. Özyer, "Bu modelin uygulanması ve denetimin sağlanması için güçlü tarım politikalarına ihtiyaç var" diye sözlerini sürdürdü.

Greenpeace'nin raporunda gıda örneklerinde 620 farklı çeşit pestisit kalıntısı incelendiği, pestisit analizleri konusunda da uluslararası akreditasyona sahip bir laboratuvarda analiz ettirildiği belirtildi.

Sebze-meyvedeki fiyat artışında tek kullanımlık tohum etkisi

DW/HS,JD

© Deutsche Welle Türkçe