25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Doğu Burada!

Hüseyin Haydar

Hüseyin Haydar

Gazete Yazarı

A+ A-

Doğu Nerede şiirini Ergenekon Tertibinin çöktüğü günlerde sizlere yeniden sunmaktan onur duyuyorum. Şiir, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve arkadaşlarımızın 21 Mart 2008 günü haksız yere, gece baskınlarıyla tutuklanmasıyla birlikte oluşan yoğun duygular içinde ve haklılığın bilinç parlaklığıyla dile getirildi.

Şiirin yasaları siyasetin yasalarından farklı işler. Siyasetin üstesinden gelemediği sorunları şiir çözer. Öyle de oldu. Ergenekon mücadelesini verdiğimiz uzun ve çetin süreçte şiir kitlelerle buluştu, onları coşturdu, duygulandırdı ve cesur kalplerde harekete geçme arzusu yarattı.

Doğu Nerede, 19 Nisan 2008 günü Tekirdağ mitinginde on binlerce yurtseverle birlikte okundu. Ben kürsüden şiiri okurken, "Doğu Nerede?" diye sorduğum yerlerde, on binlerce kadın, erkek yurtsever ellerini kalplerinin üzere götürerek "Burada! Burada!" diye haykırdılar. Ben daha o gün,"Doğu Nerede?" sorusunun yanıtını "Doğu Burada!" diye almanın mutluluğunu yaşamıştım.

Aşağı yukarı 4 bin 500 gün önce başlatılan Ergenekon kumpası Temmuz ayı başında resmen çöktü. Türk milletini ve Türk Silahlı Kuvvetlerini esir etmek isteyen ABD'ci - FETÖcü saldırı nice şehitlerle, acılarla, kahramanlıklarla boşa çıkartıldı, çok şükür... Milletimize kutlu olsun. Büyük zaferde payı olan herkesi kutluyorum. Özellikle kadınlarımızı.

Türkiye’mizi iç ve dış cephelerde savunan, milletimizi bütünüyle kucaklayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ergenekon'dan Çıkışın tek lideridir, tek simgesidir. Ancak karanlık odakların orta zekalı, ruhu karanlıkları Doğu Perinçek'i yok sayma yarışına girdiler yine. Görmediler. Sorun gözlerde değil elbette beyinde, akılda. Annemin bir sözünü burada anayım: "Göz görmez akıl görür!" Elbette çabalarını boşuna sürdürdüler... Çünkü, Türk Milleti "Ergenekon" denildiğinde, demir dağı eritenlerin öncüsü Demirciyi iyi tanıyor.

Doğu Nerede?

İstanbul’un üstünden geçen lodos yeli,
Sarsıyor çatılardaki bütün antenleri:
Doğu nerede? Doğu nerede?

Karadeniz’den Boğaz’a dolan dalgalar,
Çarpıyor yolcu iskelelerine:
Doğu nerede? Doğu nerede?

Geceyle gündüzün eşitlendiği saatlerde,
Terazi Burcu soruyor Anadolu göklerine:
Avrasya’nın vicdanı nerede?

Gülhane’de çınarlar soruyor sevgililere,
Doğu nerede? Hey! Doğu nerede?
Erkek diyor ki: Yüzüklerimizi almaya gitti,
Kız diyor ki: Bana çeyiz getirecek.

Bismil ovasında meleyen kuzular,
Çınlayıp duruyor boyunlarında çıngıraklar:
Doğu nerede? Doğu nerede?
Çoban diyor ki: Toprak dağıtmaya gitti.

Sabaha karşı emziğini atıyor bebek,
Yetim bebek soruyor annesine:
Doğu nerede? Anne! Doğu nerede?
Anne diyor ki: Özgürlük getirmeye gitti.

Pancar destesi soruyor tütün dizisine,
Pamuk kozası soruyor üzüm habbesine:
Türkiye’nin fedaisi nerede?
Rahmi çalınan Çukurova diyor ki:
Atları çözmeye gitti.

Doksan kilo belge duramıyor yerinde,
Havalanıyor kelimeler atmaca gibi,
Gagalıyor Lozan adliyesinin pencerelerini:
Doğu nerede? Doğu nerede?
Roma’da yakılan Bruno diyor ki:
Cadı kazanını yıkmaya gitti.

Hayının mayınına basan asker soruyor:
Kardeşleri avucunda toplayan, nerede?
Mardinli Cafer’in kopan ayağı diyor ki:
Dirlik getirmeye gitti.

Direniş davulları çalıyor Cevizli’de:
Doğu nerede? Hey! Doğu nerede?
Telekom işçileri diyor ki Seka işçilerine:
Fabrikaları geri almaya gitti.

Anneyle üç oğlu uyuyor kanlı bir küvette.
Kırk beş yıldır uyuyanlar Lefkoşe’de,
Göz aralayıp soruyorlar, sorup yine uyuyorlar:
Doğu nerede? Doğu nerede?
Portakal ağaçları diyor ki:
Gizli antlaşmaları yırtmaya gitti.

Telafer şehitleri soruyor Sakarya şehitlerine,
Baş çevirip soruyorlar sabah namazında:
Doğu nerede? Doğu nerede?
İslamın beş şartı diyor ki:
İrtica haçını yakmaya gitti.

Tanrı Dağlarının kayınları uğulduyor,
Gürlüyor beş bin kilometre Karız kanalları:
Doğu nerede? Doğu nerede?
Çin Setti diyor ki: Kanlı oyunu bozmaya gitti.

Bozkurt Efsaneleri soruyor Orhun Yazıtlarına,
Kaşgarlı Mahmut soruyor Bilge Kağan’a:
Doğu nerede? Ata! Doğu nerede?
Dedem Korkut diyor ki: Demir eritmeye gitti.

Elinde Süt Küleği soruyor Kadı Zeybeğine,
Apçağa taşı soruyor Ordu’nun derelerine,
Duran Ağabey soruyor Avşar Beylerine:
Türkülerin yüreği nerede?
Adıgüzel Ağa diyor ki: Kayaları yarmaya gitti.

Görüyorum, diyor Sabah Yıldızı da,
Çalışıyor Silivri’de tek kişilik hücresinde,
Oturmuş Namık Kemal ile Fikret’in arasına.
Bir de kalpaklı bir adam yanlarında, kurt gibi,
İkide bir uzanıp bakıyor Ankara kalesine.