Diyarbakır Barosu 301’den yargılandı

Diyarbakır Barosu’nun bir önceki yönetim kurulu hakkında, Ermeni Soykırımı'nın yıldönümü olan 24 Nisan 2018'de yaptıkları açıklama ve diğer konularda yaptıkları açıklamalar nedeniyle açılan davanın görülmesine başlandı.

Diyarbakır Barosu'nun önceki dönem başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında, 24 Nisan'da yaptıkları 'Ermeni halkının dinmeyen büyük acısını paylaşıyoruz' başlıklı açıklama nedeniyle 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek' suçundan dava açılmıştı. İddianamede ayrıca baronun diğer konularda yaptıkları açıklamalar da suç unsuru olarak gösterildi. Baro yöneticileri, Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinden yargılanıyor.

18 Kasım’da Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan duruşmada  ilk olarak önceki dönem başkan olan Ahmet Özmen söz aldı. Özmen "Yargılanmak istenen Diyarbakır Barosu'nun tüzel kişiliği ve her bir üyesidir” dedi.

Özmen, “24 Nisan 1915’e ilişkin açıklamamız nedeniyle yargılanıyoruz. 1915’te soykırım yaşandı. Tarihçi değiliz, arşive dayanarak konuşmuyoruz ama bu topraklarda yaşananlara ‘fılle qırkırın, fermana fılla’ derler. Bu da soykırım demektir" dedi.
Özmen Tehcir Kanunu'ndan alıntı yaptı, Ermenilerin 1915'te bir yerden alınıp başka bir yerde iskan edilmediklerini, göç yollarında saldırılara maruz kaldıklarını, öldürüldüklerini söyledi. Özmen,  1915'in, BM tarafından soykırım tanımının geliştirilmesine temel olduğunu da ifade etti.

İddianamede yer alan ve “PKK’nin terör örgütü olduğunu ifade etmekten kaçınmak" iddiasına ilişkin de savunma yapan Özmen, “Öyle bir abeslik olabilir mi.  Biz Hakkari’ye hangi örgüt terör  örgütüdür diye gitmedik ki. Biz insanların yaşam hakkı ihlal edildiği için gittik. SİHA’larla vurulma olayı vardı. Rapor yayımlayarak gerçeği tespit ettik” dedi. 
Kürdistan ifadesinin de suç olmadığını belirten Özmen, ‘resmî ideolojiye göre düşünmek zorunda değiliz’ dedi. İfade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

‘Baro hedef haline getiriliyor’
Avukat Nahit Eren de "Bir kurum ilk defa TCK. 301'i ihlalden yargılanıyor. Bizi ve baroyu hedef haline getiren önemli bir dosya bu" dedi. 
Eren “Eskar isimli bir köydenim ben. Köyün, mezralarının, çevresinin adı Ermenicedir. Bize ‘fılleyên Askarê ‘derler. Ermeni ninelerimiz var. İnsanların atıldığı uçurumlar var. İnsanların güzel kızlarını sağ bırakıp diğerlerini öldürmek, uçurumdan atmak nedir? Katliamdır" dedi. Eren, "Tarihçi değilim ama burada doğup büyümüş bir avukat olarak söylüyorum. Yaşananların soykırım olduğuna inanıyorum" diye konuştu

Avukat Cihan Ülsen de “2016-2018 döneminde yapılan bütün açıklamalardan haberdardım. Arkasındayım. Bu davada suçun unsurlarının oluşmadığını anlatmaktan, kendimizi savunmaktan hicap duyarız. Yalnızca tarihe şerh düşmek içindir yaptığımız konuşmalar" diye konuştu. 

Müdafi olarak konuşan avukat Cihan Aydın da "Biz tarihe, devletlerin, siyasetçilerin ne dediğine bakmıyoruz. Bizim çıkış noktamız bize aktarılan tanıklıklardır.  Soykırımdan bahsetmek bizim için temel bir insan hakları meselesidir. Konjonktürel bir mesele değildir” dedi.

Mahkeme heyeti davayı 17 Şubat 2021’e erteledi. 
(ArtıGerçek, Nurcan Kaya)

Kategoriler

Güncel