Gündem

Dışişleri Bakanı: YPG/PKK Münbiç'ten çıkacak ve silahlar elinden alınacak

"F-35'lerin ilk teslimi için 21 Haziran'da tören yapılacak"

19 Haziran 2018 14:40

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye konusunda Cenevre, Astana, Soçi ve Menbiç dahil tüm süreçlerde kilit ülke olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, Türk askerinin Menbiç'te keşif ve devriye görevine başladığını belirterek "YPG/PKK Münbiç'ten çıkacak ve silahlar elinden alınacak. Münbiç bir model" dedi.

Bakan Çavuşoğlu Antalya'da canlı yayında NTV Dış Haberler Koordinatörü Ahmet Yeşiltepe'nin sorularını yanıtladı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun dış politikayla ilgili sorulara verdiği cevaplar şöyle: 


"Bazen karşı karşıya kaldığınız tehditler için sert güç lazım Afrin’de, Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi. Bazen de diplomasiyi en iyi şekilde işletmek lazım. Münbiç konusu bizim için hassas bir konu. Suriye’de bunlar olurken YPG/PKK Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmak istedi. Fırat’ın batısına geçmek istemesi onlar açısından önemliydi. Biz ABD’ye bunları kullanmayın dedik, onlar önce biz kullanmayacağız dedi sonra operasyon için lazım dediler. 4 Haziran’da görüşmeleri onayladık. Şimdi uygulama safhasındayız. Dün keşif gücünü gönderdik. YPG/PKK buradan çıkacak, silahları elinden alınacak."

"Burada ABD ve Türkiye güvenliği sağlayacak. Bize yönelik bir tehdidin bertaraf edilmesi bizim için önemli, Suriye’nin geleceği ve istikrara kavuşturulması için önemli. Daha sonra siyasi çözüme ve merkezi yönetime buraların entegre edilmesi gerekiyor. Türkiye’deki Suriyelilerin geri dönmesi için Münbiç modeli önemli. Fırat’ın doğusu için de önemli. Buralar PKK’nın YPG’nin değil. Yaptığımız çalışmayla bölgemizdeki tehdit ortadan kalkıyor, iki bölgede istikrar sağlanıyor, ABD’yle güven sağlanıyor. ABD’nin müttefikine karşı çok ciddi hatalar yaptı. Münbiç ilişkilerimizin normalleşmesi ve güvenin yeniden tesis edilmesi açısından bir başlangıç. Uygulama şu aşamada önemli. Münbiç takvimi bir kaç ay sürer. Bir ay içerisinde ön hazırlıklar bitecek dedik. Bunların hepsi atılan ön adımlardır."

"Bu esasen Türkiye’nin diplomasi zaferidir. Türkiye sahada olduğu kadar da masada da güçlüdür. Biz arka planda hiçbir hesabımız olmadan Suriye’nin güvenliği ve istikrarı için bölgedeyiz. Biz Suriye’nin istikrarı ve güvenliği için çaba sarfeden herkesle işbirliği yapabiliriz. ABD’yle anlaşamadığımız konular var. Rusya’yla anlaşamadığımız konular da var. YPG/PKK ABD’yi ve Rusya’yı kendi kontrolünde tutmak istiyordu ama iki tarafta bunu anladı. Rusya’yla, İran’la yaptığımız çalışmalar ise rejimle muhalefet arasındaki çatışmaları durdurarak siyasi çözüm için müzakerelere başlatmak amacında. Türkiye Cenevre sürecinde lokomotiftir, Soçi ve Astana süreçlerinde bir lokomotiftir. Münbiç’te de bir lokomotiftir."

"Trump ve arkadaşları bu silahları toplayacaklarını söylediler. Silahların hepsinin toplanamayacağını biliyoruz. Türkiye’ye sokmaya çalıştılar, birbirlerine silah sattılar ama alacağız dediler. Bunun en önemlisi Münbiç’te silahların alınacağını söyledi. Dolayısıyla Münbiç’ten sonra da model Fırat’ın doğusundaki yerleşimlerde silahlar alınırsa uygulanmış olur. Mutabakatta da bu var. Teröristlerin elinden silahların alınması lazım. Bunların içerine girmek istemeyen olursa infaz ediyorlar."


"İdlib’teki radikal gruplar hem Türkiye hem de Suriye için tehdittir. Fakat bunları bahane ederek bütün İdlib’i bombalamak doğru bir yöntem değil. Biz bunu ABD’ye Rusya’ya ve İran’a söyledik. Rejim Doğu Guta’dan sonra askeri seçenekte daha kararlı görünüyor. Rejimin garantörü İran ve Rusya onlar da üzerine düşeni yapmalıdır. Biz de muhalefetin garantörüyüz. Umarız ki buralara sıçramaz eğer sıçrarsa Astana sürecinin bir anlamı kalmaz. Müzakere gerçekçi olmaz. Bizim İran’la Rusya’yla işbirliğimizin bir anlamı da kalmaz. Bu işbirliğinin amacı çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması. Şu anda öyle bir ihtimal görmüyoruz. İdlib'e giden radikal gruplar diğerleri üstünde egemenlik oluşturdular ancak biz buralarda güveni sağlayınca buralarda bir kopma yaşandı. Fırat'ın doğusunda da bu böyleydi güven sağlanınca bu gruplardan ayrılıyorlar."

"Askerlerimiz gayet emin adımlarla ilerliyor. Burada bir bataklık var ve yıllardır bu bataklık sebebiyle bir çok şehit verdik. Ben seçimi düşünseydim Fırat Kalkanı’nı da Afrin’i de seçim zamanı yapardım. Diğer taraftan PKK’lıların PKK yandaşlarının desteğini alabilmek için zikzak çiziyorlar. Terörle mücadelenin seçimle ilgisi yok. Biz sonuna kadar gideceğiz. İki sene önce çukurlardan temizledik sonra dağlardan temizledik o zaman seçim konuşulmuyordu. Biz Washinton’la PKK’yla mücadele konusunda bir çalışma grubu kurduk. ABD mücadelede Bağdat ve Erbil’in de olması gerektiğini düşünüyor, biz de öyle düşünüyoruz. Burada PKK en büyük tehdidi Erbil’e oluşturuyor. Erbil'de PKK’nın kendilerine düşman olduğunu vurguluyor. PKK’nın buradan temizlenmesi için Irak’ın güvenliği için önemli. Talibani’nin partisindekiler PKK bizi tehdit ediyor diyor. Bu konuyu Tahran’la da konuşuyoruz. Esasen Tahran’la PJAK arasında epeydir çatışma yok ama onlar da biliyor ki bu teröristler yarın İran’a da saldırır. Bombalama oldukça teröristler İran’a da kaçıyor. Burada İran’ı suçlamıyoruz ama dağlık bölge, oraya da sızıyorlar."

"Burada kontrolü Irak’ın ele geçirmesi lazım. Teröristlerin buraya geri gelmemesi lazım. Sincar’dan çekildi diyorlar ki öyle görünüyor. Bu Irak için de bir tehdit. Irak’ın her türlü teröristten temizlenmesi lazım sadece DAEŞ yetmez."