Dink Cinayeti: Sanık savunmalarında sona gelindi

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası’nda sanıklar son savunmalarını yaptı. Tutuklu sanıklardan Muharrem Demirkale ve Ramazan Akyürek 1 Şubat Pazartesi, Ali Fuat Yılmazer ise 3 Şubat Çarşamba günü son savunmalarını yaptılar. Davaya önümüzdeki hafta devam edilecek.

Hrant Dink Cinayeti Davası her hafta yapılan celselerle sona yaklaşıyor. Sanıklar son savunmalarını yapıyor. Pazartesi günü tutuklu sanıklardan Muharrem Demirkale ve Ramazan Akyürek son savunmalarını yapmıştı

Tutuklu son sanık Ali Fuat Yılmazer  3 Şubat Çarşamba günü SEGBİS üzerinden savunmasını yaptı. Yılmazer 2005 yılı Temmuz ayından itibaren Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olarak göreve başladı. Dink cinayeti işlendiğinde bu görevini sürdürüyordu. Dink cinayetiyle ilgili olarak hazırlanan istihbarat raporları, Yılmazer’in görev yaptığı dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderildi. Yılmazer’in, cinayetle ilgili bilgilerin veri girişini yapmadığı, istihbarat bilgilerini ilgili mercilere iletmediği iddia ediliyor.

Yılmazer savunmasında şunları söyledi: 
“Bu davanın üçüncü iddianamesinde de tarafıma yönelik suçlamalar vardı. Defalarca talep etmeme rağmen bu konuda mahkeme tarafından savunmam alınmadı... İdari soruşturmaların hiçbirinde kusur veya suçlamaya muhatap olmadım ben.”

“Tutuklanma gerekçem olarak F3, F4 ve F5 raporları sunuldu. Ama ne ilginçtir ki bu dosyada bir tane bile F5 raporu yok! Hrant Dink'in ölümünün azmettiricileri, onu hedef gösterenler, yargılanmasına sebep olanlar, tehdit iklimini yaratanlardır; suçlandığı gibi ben değilim...”

“AİHM  kararında Hrant Dink cinayetiyle ilgili etkin bir soruşturma yapılmadığı tespiti yapıldı. Ama yeni bir delil yeni bir soruşturma ortaya konmadı. Hatta benim yönümden bir eksik soruşturma tespiti yoktur AİHM kararında. 2012 yılındaki Devlet Denetleme Kurulu raporunda da benim açımdan bir ihmal tespiti yapılmıyor örneğin... Hrant Dink'in öldürüleceğine dair F4 raporu benim resmi izinli olarak yurtdışında olduğum dönemde işlem görmüş ve arşive kaldırılmış...F4 raporu bana daha sonra da arz edilmedi. Hiç görmediğim bir evrak üzerinden cinayetin azmettiricisi nasıl olabilirim?”

“Trabzon İstihbarat Müdürü Engin Dinç, Erhan Tuncel'i odasında sık sık ağırlayacak, telefonla konuşacak kadar yakın ilişki içinde iken bu cinayetin azmettiricisi olarak suçlanmıyor ama evrakı dahi görmemiş ben azmettirici oluyorum? Hrant Dink'i Türk düşmanı ilan edenler, tel'in edilmesine teşvik edenler azmettirici değil ama benim öyle mi?”     
“İstanbul Emniyet İstihbarat ve Koruma şubeleri bu işin asli sorumlularıdır. EGM nezdindeki Merkez Koruma Komisyonu bu işin sorumlusu değil. Benim de üyesi olduğum bu komisyonun yükümlülüğü değil. Benim kendi kendime yazı yazmam da söz konusu olamaz. Ne mevzuat ne de uygulamada böyle bir şey yok...”.    

“Tetikçi Ogün Samast, güya Yasin Hayal'in kendisine ‘Ramazan Akyürek ve Fuat müdür bizim arkamızda’ dediğini cinayetten yıllar sonra verdiği bir ifadesinde söyledi... Yasin Hayal bunları yalanladı. Ama Erhan Tuncel'e bu sorulmamış bile...”

“Erhan Tuncel süreç içerisinde konjonktürel davranışlar sergiledi. Engin Dinç'e yazdığı mektupta 'ağabeyliğin gereğini yap yoksa ben kardeşliğin gereğini yapmam' dedi. Bazı hususlar hep kamufle ediliyor bu dosyada. Erhan Tuncel'in polisle ve jandarmayla sıkı ilişkileri var. Hatta belki MİT ile de irtibatı vardı...”

“ İstanbul Emniyeti cinayetten sonra sahte bir tutanak düzenledi. Sanki 2006’da Osman Hayal hakkında bir tahkikat yapılmış gibi bir tutanak tanzim etti. Cinayette kendi ihmalleri olduğunu bildikleri için yaptılar bunu...Bu sahte tutanağı düzenleyenler müfettişlere beyan etmişler. Katılan taraf avukatları da bunu biliyor. F4 belgeleri çok gizli statüdedir. İstanbul Emniyeti illegal olarak bu evrakı görüntüleyip Nedim Şener'e sızdırıyor...” (Nedim Şener bu konuyla ilgili olarak sosyal medyadan yaptığı açıklamada “F4 ile ilgili hakkımda 28 yıl hapis istemiyle dava açtınız. Belgeyi Dink dosyasından aldığım, üzerindeki tarih, not ve imzalarla sabit olduğu için beraat ettim” dedi)

“Celalettin Cerrah kendisinden bilgi saklandığını iddia ediyor. Peki cinayetin çözümü için ne yapmış İstanbul Emniyet? Mesela Akbank kamera kayıtları kayıp. Kopya da değil, orijinal harddisk alınmış ve  İstanbul TEM Şube’de yok edilmiş. Bu niye araştırılmadı?”

Yılmazer, “Ben bu savunmaların sonuçta hiç bir şeyi değiştirmeyeceğini de biliyorum. Zerre talebim yok...” diyerek sözlerini tamamladı.  Ali Fuat Yılmazer’in avukatı mütalaadaki hususlara itirazını sıraladıktan sonra müvekkilinin delil yetersizliğinden beraatini talep etti. 
14  Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Akın Gürlek davayı 10 Şubat Çarşamba gününe erteledi.  Önümüzdeki hafta Dink Ailesi avukatlarının beyanlarını sunması söz konusu olabilecek. 

(BÜLENT AYDIN-BARAN SEYHAN)

Ayrıca Bkz. "Hrant Dink Cinayeti Soruşturmasında kim kimdir?" ; "Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu: Bütünüklü bir yargılama olanağı kalmadı"

Kategoriler

Güncel