10 sene içerisinde 8. kez yabancı futbolcu uygulamasını da başarıyla değiştirmiş bulunuyoruz; vatana, millete, Türk futboluna hayırlı olsun efendim. Türk futbolu ortalama her yıl “devrim niteliğinde” radikal kararlar alıp ertesi yıl “karşı devrim niteliğindeki” kararlarla kendisine cevap veriyor. Mütemadiyen “deviriyoruz” ve doğal olarak bu sıklıkla devrime uğrayan Türk futbolu da bir türlü ayağa kalkamıyor...

Son kararı, yani fiile yabancı sınırlamasının kalkmasını destekleyenlerden biriyim. Kabul edelim ki yerli oyuncuların gelişimine imkan sağlamak amacıyla denenen kısmi “ithal ikameci” program tıpkı bir zamanlar otomobil sektöründe olduğu gibi işe yaramadı. Vaktiyle o uygulama neticesinde nasıl kalitesiz otomobillere pahalı binmek zorunda kaldıysak şimdi de kendini geliştirme çabası olmayan yerli oyunculara dünyanın hiçbir yerinde kazanamayacakları paraların ödenmesi dışında eski uygulama hiçbir işe yaramadı. Bu anlamda hiç değilse dünya futboluna dair emek harcayan yöneticilerin hünerlerini gösterebilecekleri bir fırsat doğmuş olacak. Öte yandan bu uygulama en çok futbolcu satan Anadolu kulüplerini vuracak doğrudur ama aynı kulüpler gerek yayın gelirlerinin artışından gerekse oldukça ciddi bonservis bedelleri ile sattıkları oyunculardan elde ettikleri paraları ne yaptılar bilinmiyor. Gaziantep, Eskişehir, Bursa gibi üstelik sanayi şehirlerinin takımlarının iflasın eşiğinde olması eski sistemin kimsenin işine yaramadığının bir anlamda ispatı. Olan bitene yönelik tek itirazım şudur: Dün kimin isteği ile yabancı sınırlaması vardı bugün kimin isteği ile kalktı?

Öte yandan nasıl yasal düzenlemelerle işçi ölümlerine tam anlamıyla çare bulunamıyorsa futboldaki sorunların da çözümü kağıt kalem oynamaları değil zihniyet değişimidir. Karın tokluğuna çalışan altyapı hocaları, tarlaya dönülüp sürülmeyi bekleyen sahalar, “eyyam” gibi eski Türkçe kelimelerin yaşamasından başka faydası olmayan hakemler, ve bu düzenin devamından yana olan yöneticiler var oldukça önümüzdeki 10 sene 8 kural daha değiştirir, “devrimcilik” oynamaya ve İzlanda gibi gerçek devrimleri seyretmeye devam ederiz vesselam...