REKLAMI GEÇ

GÜÇLÜ CHP ve ADNAN KESKİN

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Demokrasisi ortalama on yılda bir fiili askeri darbe, post modern darbe, e-muhtıra, yargı ve emniyet cuntasının darbe teşebbüsleriyle malul bir ülkeyiz…

Kapatıldıktan sonra isim değiştirerek yeniden kurulmalarına karşın defalarca feshedilmiş bir siyasi parti mezarlığımız var.

Muharrem İnce 13 yaşındayken; en son; 5 Haziran 1977’de sandıktan birinci parti çıkan ve 1995’te DYP ile yaptığı koalisyondan sonra iktidara gelemeyen, son yerel seçimlerde genel başkanın memleketi Tunceli’de bile belediye başkanlığı seçimini kaybeden müzmin ana muhalefet CHP güçlü olsa ve dolayısıyla seçimlerde iktidarın el değiştirme ihtimali bulunsa; belki, Türkiye’de darbe ve darbe teşebbüsleri olmayacak…

Bu yüzden Türk demokrasisinin güçlü bir ana muhalefete, güçlü bir CHP’ye ihtiyacı var…

CHP niye tek başına iktidar olma yolunda yürüyemiyor? Niye gelecek vaat edemiyor?

Partinin her kademesinde çalışmış, partinin felsefesinden, umdelerinden taviz vermeyen; teşkilatını, tabanını, halkını çok iyi tanıyan; kitleleri peşine takabilen, heyecanlandırabilen, sürükleyici, karizmatik, etkileyici, beden dili ve iletişimi iyi kullanan, tepeden inme değil, tırnaklarıyla kazıyarak gelen bir lidere mi ihtiyaç var?

Böyle bir lider; belki, öz benliğini inkar edici, taklitçi adaylar göstermeyecek ve CHP’Yİ umutsuz bir parti haline getirmeyecek…

Böyle bir lider belki biat kültürüyle çalışmayacak. Tek adam gibi davranmayacak. Parti içi demokrasiyi sonuna kadar çalıştıracak.

Milletvekilleri ve grup başkan vekilleri Cumhurbaşkanı adayını basın yoluyla değil, genel başkanlarının kendileriyle yaptığı istişareler sonucunda öğrenecek. Başka partilerle ortak hareket etmek ve ortak aday çıkarmanın, kendi seçmenindeki aidiyet duygusunu dejenere ettiğini görecek…

Taraflardan birinin kuvvetli olmadığı maçlar tatsız geçer ve seyirci çekmez. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri de bu açıdan biraz tatsız geçti ve seçmeni sandığa çekmedi… Çatı partileri ve seçmenleri adaylarına inanmadı, arkasında durmadı, çalışmadı ve öğrenilmiş çaresizliğin dokuzuncusunu yaşadı.

CHP bütün politikalarını sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden oluşturmamalı. Bunun dışında kendisine bir vizyon, bir misyon biçmeli, Türkiye’nin tümünü kucaklamalı, halkının değerleriyle çatışmamalı ve her şehirde var olan bir Türkiye partisi olmalı. Toplumsal muhalefeti örgütleyebilmeli ve bunu siyaset diline dönüştürebilmeli.

İngiltere’de yıllarca muhalefette kalan İşçi Partisi’ni 18 yıl sonra iktidara taşıyan Tony Blair’in bunu nasıl başardığı, bir tez konusu olabilir ve örnek alınabilir.

Kurultaylar Partisi CHP’ye, önümüzdeki günlerde yapacağı kurultay; umarım yeni bir ufuk açar ve ülke siyasetine hayırlı olur…

Denizli’nin yetiştirdiği tecrübeli, ilkeli, duayen taban siyasetçisi ve yakın zamana kadar örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan Adnan Keskin’in de suskunluğunu bozmasını ve genel başkan adayı olarak ortaya çıkmasını arzu ediyoruz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

NURAY PAKATCI   -  Bağlantı 26 Ağustos 2014, 11:08

BÖYLE BİR YAZI YAZMAK HER BABAYİĞİTİN HARCI DEĞİLDİR… (DENİZLİ İÇİN)
BÖYLESİ BİR YAZIYA YORUM YAPMAKTA HER BABAYİĞİTİN HARCI DEĞİLDİR.
AMA ŞU YAZILANLARI YOL HARİTASI OLARAK GÖRMEK VE HAYATA GEÇİRMEK İÇİN BABAYİĞT OLMAYA HİÇ GEREK YOK…
SİYASİ DANIŞMANAMI İHTİYACINIZ VAR…
İŞTE BURDA…

haydaa   -  Bağlantı 25 Ağustos 2014, 16:05

Bu yazıda işaret edilen kişi Adnan KESKİN’se ki öyle görünüyor büyük hata yapılmış.
Son yerel seçime büyük yetkilerle giren Adnan Keskin bu süreci çok kötü yönetti. Ön seçimden çok merkezi atama yoluna gitti. Yerelde Denizliyi çok iyi tanıdığı halde aday belirlemede çok geç kalındı. Meclis üyeliklerine sicili bozuk veya adayla uyuşmayan kişileri atadı. Düz mantıkla bakılırsa ilk önce iyi tanıdığı ili ve ilçe adaylarını belirleyip dikkatini ve enerjisini başka yerlerde harcamalıydı. Seçim öncesi kendi il ve ilçesine yeterli zaman ve kaynak ayırmadı. Seçtirdiği ilçe teşkilatlarını iyi kontrol edip çalışmalarını sağlayamadı (ya da çalıştırmadı). Bu teşkilatlar gelen kaynaklar ve harcamalarda şefaf olamadı. Sandık görevlileri yeterince eğitilmedi ve sandıklara etkin üyeler atanamadı. Artık kredi bitti derken parti başkanlığı ???? Muharrem İnce gibi sandık başında yatmasına gerek yoktu. Sandık uyuklasa bile yeterdi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı