Galatasaray, Real Madrid karşısında her şeyi denedi ama puanı getirecek golü bulamayınca sahadan 1-0 mağlup ayrıldı. Sarı-kırmızılılar bu sonuçla 1 puanda kaldı

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde oldukça önemli hale gelmiş maçta Real Madrid’e mağlup oldu ve saha avantajını da kaybederek gruptan çıkma şansını oldukça zora soktu.

Sık sık 5-3-2’ye’ye dönen bir 3-5-2 ile başladı Galatasaray maça. Ancak sorun şu ki birçok Real Madrid atağında Nagatomo defansın soluna katılıyor, fakat Mariano önde kalıyordu. Böyle olunca da diziliş ister istemez, sağ tarafında boşluk bulunan bir 4-3-2-1’e dönüyordu. Eden Hazard, Luyindama ile Mariano arasındaki bu boşluğa ilk yarım saatte sızıp durdu. Belçikalı daha formda olsa veya Benzema son çeyrekte kendi maçını oynamaya kalkmasa sarı-kırmızılılar soyunma odasına daha kötü bir skorla gidebilirdi. Tabii bir de sahanın diğer tarafı var. Real Madrid’in son 3 maçta 5 gol yiyen savunması, Andone biraz daha iyi vuruşlar yapabilse veya Belhanda (bugüne kadar pek görmediğimiz şekilde) topa biraz daha sert ve etkili vurabilse kalesinde yine birkaç gol görebilirdi. Tabii futbol dilek-şart kipiyle oynanmıyor. Fatih Terim’in daha 4 gün önce oyuna girdikten sonra felaket bir performans gösteren Seri’yi, bu sezonun takımı adına en iyi orta saha oyuncusu Ömer Bayram’a tercih etmesi alışmadığımız bir macera değil. Böyle işleri Şampiyonlar Ligi’nde çıktığı 50 maçta zaman zaman denedi ve burada not düşelim, skor 1-0 iken oyuna giren Ömer’in kötü performansı bu yanlışın mazereti olamaz.

İkinci yarı savunma Mariano’nun sağ bekte görev aldığı klasik dörtlüye döndü ama efsane 14 numaranın dediği gibi “her avantajın bir dezavantajı vardır”. Feghouli, Mariano’yu tek başına bırakıp gittiğinde, hatta Brezilyalı da onu izlediğinde, Marcelo’nun ilk yarıdakinni aksine daha fazla ileri çıkacağı belliydi. Buna rağmen Marcelo, onu bir dönem dünyanın en iyi sol beki haline getiren çıkışlarını çok az yaptı ki, bu dahi Real Madrid’in, Şampiyonlar Ligi tarihinde İstanbul’da gösterdiği en kötü performansa imza attığının kanıtı. Hatta hazır laf açılmışken onların da son 5 yıldaki en kötü dönemlerinde olduğunu söylemek lazım. Hele hücumdaki halleri tam bir felaket. Şampiyonlar Ligi’nde en az 5 kez karşılaşmış takımlar arasında Real Madrid-Galatasaray izleyenlere en çok seyir zevki veren maçtı bugüne kadar. 6 maçta 28 gol, maç başına 4,67 gol ortalaması. İki takımın hücum varyasyonlarında bu kadar savruk olması bu rekabete de gölge düşüren bir maçın ortaya çıkmasını beraberinde getirdi.
29 gol atmış ve hiç Şampiyonlar Ligi maçına çıkaramadığı Bafétimbi Gomis’i 6 milyonluk bonservis geliri ile gönderdi Galatasaray. Yıllık 7 milyon maaş alacak Falcao ise bu maç için “müsait değil”di. Gomis ise birkaç saat önce 10 golle krallıkta önde gittiği 2019 Asya Şampiyonlar Ligi finaline kalmıştı. Belki Asya Şampiyonlar Ligi’ni küçümseyebilirsiniz, fakat 3 Devler Ligi maçında gol kaydedememiş bir takımın Asya, Okyanusya, Antarktika ayrımı yapma lüksü yok. Bu kadro planlaması ve evrimini yönetimin ciddi ciddi düşünmesi gerekiyor.