Darlandım ha!

A -
A +
Biz kadınlar alışverişi severiz. Sinirlere iyi geliiir, formda tutaar, sakinleştirirrr, bakımlı gösteririir falan. Da... şu satış elemanlarının derdi ne ola? Bazıları var ki tüm alışverişin keyfine limon suyu sıkıyorlar! Acaba diyorum, bunları kredi kartlarının emniyeti için kocalar mı örgütlüyor?
Şipşakçı: Bomba düğün şarkılarından; “Al kızıı koy çuvala, al kızıııı koy çuvala, salla sallaaa vur duvara” felsefesidir. Şipşak satış tek hedefidir! Yalan, yakıştırma, uydurma gırla... Kalçanızı su tankeri gibi gösteren pantolonu 'size çok yakıştı' diyerek kakalamaya çalışmalar... "Düşünmeyin derim, tek kaldı elimde çünkü" tadında uydurmalar... Defo değil o, eskitme yapmışlar... "Zengin gösterdi!" cümlesiyle iltifat mı hakaret mi ettiği belli olmayanlar... İyileri de var elbette. Onları takdir ediyor, "ablasının gülüü " diyerek yanaklarından sıkıp bir kenara oturtuyor ve "diğer modellerimize bakmak istemez miydiniz" diyoruz.
Yapışkanlı folyo: Beni rahat bırak! Adam adama markaj prensibiyle çalışan tezgâhtar modelidir. Geceleri duvarlara 'Bu can sana mecbur!' yazan âşık hâletiruhiyesiyle peşindedir! İçeri girer girmez radara yakalanır, yaklaşan ayak seslerine karşın "Gelme ya! Çıkıcam ben zaten şimdi, valla..." dersin içinden... Fakat o "Nasıl bir şey bakmıştınız?" diye sorduğu an itibarıyla yapacak bir şey kalmamıştır. Tebrikler! Artık bir kuyruğunuz vardır... İlla karışacak, senle beraber turlayacaktır!. Ensende nefesi... Aniden arkanı dönüp "bö!!" desen yeri yani, o derece! Sıkma beni arkadaşım!.. Kendine yapılsa hoşuna gider mi?
Saniyede kanka: Canım, şekerim, bebeğim! Doğal olmayan doğallıkta, iki dakikada senli benli olur. "Nerden tanışıyoruz, ne diye bana bu şekilde hitap ediyorsunuz" gibi sorular sorarsanız, tezgâhtar size asıl saygısızlığı siz yapmışsınız gibi, hatta tezeğe bakar gibi bakar! Bir üst modelleriyse "Yavrum, aşkım, bitaanem" demekte ısrar eder. Hele de yaşça sizden büyükse; üzerinizde hâkimiyet kurmaya kalkar, sınırları zorlar! Bunlar, istedikleri samimiyette cevap alamadıklarında sinirlenebilir. "Nasıl oldu ay bakiiim" eşliğinde kabininize eli kolu sallayarak dalıp oranızı buranızı çekiştirebilir! kiiii, kafaları kabin duvarına sürte sürteee kıvılcım çıkartılasıdır...
Pres baskıcı: Dibinizde gezmese de, hangi reyona giderseniz gidin mutlaka bir yan rafta düzeltecek kıyafetler bulan... Yoksa düzenli olanları bozan... Göz ucuyla ne yaptığınızı süzen… Soru sorduğunuz takdirde ise sanki o kadar saattir sizi dikizlemiyormuşçasına safa yatan, 'alacaksan al almayacaksan bi defol git' bakışlarıyla insanın üzerinde ağır baskı oluşturan tezgâhtarlar... Tepe noktasında; 'Hişş, elleme olmaz o kazak sana, sana diyorum, hoop, babanın uşağı mı katlıyor sonra onları!" bakışları vardır kiii... Tamam tamam gidiyoruz yauuv, yedik mi?
 
Ninem diyor ki; Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.