Sevgili okurlarım, Türkiye’de acayip bir yeni döneme girmiş bulunuyoruz. Bir şeyler oluyor, sadece devletin değil ülkemizin de düzeni bozuluyor.
Türkiye’yi bundan sonra sadece bir tek kişinin yöneteceğini hepimiz biliyoruz...
Recep Bey!
Aklınıza gelen bütün kişi ve kurumlar bundan sonra sadece göstermelik olacaktır.
Örneğin Türkiye Büyük Millet Meclisi bundan sonra yok hükmündedir.
Eskilerin bir atasözü var, ismi var cismi yok diye...
Bizim Meclis’in hem ismi, hem de cismi elbette var olacak ama etkinliği olmayacaktır. Zira Türkiye Cumhuriyeti bundan sonra tek adam tarafından kanun hükmünde kararnamelerle Saray’dan yönetilecektir.

* * *

Bu yeni rejimi akıl ve mantık almadı.
Kafalar karışık.
Hiç kimse neler olacağını bilemiyor.
Bakanların, milletvekillerinin de geçmişteki ağırlığı artık olmayacak.
Bakanlar Kurulu var ama yok!
Bir acayip olay yaşıyoruz.
Süreç yeni başladı, yaşadıkça göreceğiz!

* * *

Adına kısaca YAŞ denilen Yüksek Askeri Şura...
Türk Ordusu’nun en önemli kurumlarından biri idi. Özellikle üst düzey askerlerin terfilerini görüşüp karara bağlayan kuruluş...
Şimdi orada da siviller çoğunlukta.
Eğer “Askerler çoğunlukta olsaydı bu yeni düzende ne değişirdi?” diye soracak olursanız haklısınız.
Hiçbir şey değişmezdi!

* * *

Son çıkarılan kanun hükmünde kararname ile YAŞ’a iki yeni üye daha atandı.
Biri Milli Eğitim Bakanı, diğeri ise Recep Bey’in aynı zamanda damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak.
Bunların ne işi var orada?
Ne ilgileri var?
Geçmişte adına “Devlet ciddiyeti” denilen bir kavram vardı.
Dikkat ediniz, her yere ve her kuruma ilgili veya ilgisiz kendi adamlarını yerleştirip oralarda tek söz sahibi olabilmek uğruna devletin bütün yapısını, bütün geleneklerini altüst ediyorlar.

* * *

Şimdi sorulması gereken en önemli soru şudur:
Yeni Meclis’te görev yapacak olan AKP milletvekilleri bu durumları içlerine sindirecekler mi?
Sorunun yanıtı belli:
Elbette sindirecekler... Hem de fazlasıyla sindirecekleri bilindiği için oraya seçtirildiler!

serit-atmaaa


Sevgili okurlarım, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici’nin son derece “İlginç (!)” bir siyasetçi olduğu ortaya çıkıyor.
Seçimler bittikten sonra kendi Twitter hesabında (ve durup dururken) Recep Bey’i kutladığını gördük:
“Seçim sonuçları vatanımız, devletimiz, milletimiz ve halkımız için hayırlı uğurlu olsun. En başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere kazananları ve herkesi can ve gönülden kutluyorum. Cumhuriyetimizin üçüncü dönemi 9 temmuz itibariyle başlamış bulunmaktadır. Devletimiz ve Cumhuriyetimiz ilelebet payidar olsun.”

* * *

Yıllar önce numaralı cumhuriyetçi bazı türedi ekipler ortaya çıkmıştı.
Özellikle entel-liboş tayfasından oluşan bu tipler ısrarla tutturmuştu “Artık ikinci Cumhuriyet kurulmalı” diye!
Şimdi Bay İlhan Kesici’nin söylemine göre hiç kimsenin haberi olmadan ikinci cumhuriyet kurulmuş, sonra sona ermiş ve yine kimse farkında olmadan (24 Haziran sonrasında) üçüncü cumhuriyet kurulmuş!
Beyefendi herhalde çok mutlu olmuş ki, Recep Bey’i o konuda kutluyordu!

* * *

Bununla da yetinmedi, iki gün önce Saray ziyaretinde bulundu!
Recep Bey’den randevu istemiş, o da onca yoğun gündemin arasına sıkıştırıp kendisini dinlemek lütfunda bulunmuş.
İlhan Kesici adı son seçimlerden önce kamuoyunda epeyce dolandı...
CHP’nin cumhurbaşkanı adayları arasında adı sık sık geçiyordu.
İyi ki aday gösterilmemiş...

* * *

İki gün önce Recep Bey’i Saray’da kutlamaya gideceğini acaba partisine söylemiş miydi?
Önemli bir olaydır, izin alması gerekirdi. Eğer izin aldıysa partisine hangi gerekçeyi bildirmişti?
Kılıçdaroğlu kendisine izin verdiyse niçin?
Acaba Saray’a izinsiz mi gitti?
Ya da, iki kişi içeride baş başa neler konuştular?
Amacı neydi?
Yoksa çok önem verdiği “Özel” bir işi için ricaya mı gitmişti?

* * *

Bu ziyaret, nedeni ne olursa olsun ayıptır, yakışıksızdır.
Recep Bey’i hem de iki kez kutlamak İlhan Bey’in işi değildir.
Üstelik Türkiye Cumhuriyeti’ni birinci, ikinci, üçüncü diye “Numaralarla (!)” tanımlamak hiç değildir.
Eğer öyle düşünmüyorsa seçmenlerine sorsun, yanıtı onlar verir.

sozcu-banner-1