03 Aralık 2019 00:45

Aytaç: Erdoğan, NATO zirvesini kendi iktidarını uzatmak için kullanacak

Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç bugün Londra'da başlayacak NATO Zirvesi'ni değerlendirdi. Aytaç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirveyi kendi iktidarını uzatmak için kullanacağını söyledi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO zirvesinde, “Türkiye’nin NATO içinde ikinci büyük ordu olmasını, Müslüman bir ülke olmasını, Ortadoğu’da Avrupa’nın sınırlarını beklemek gibi avantajları kendi iktidarını uzatmak için sonuna kadar kullanacaktır” dedi.

Bugün İngiltere’de başlayan olan NATO zirvesi öncesinde yaşanan Fransa ile Türkiye gerilimini ve zirveyi, Şubat 2017’de yayımlanan kanun hükmünde kararnameyle Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden ihraç edilen Ahmet Murat Aytaç ile görüştük.

Meseleleri tahlil ederken bir stratejik düzlem olduğunda birde pragmatik düzlem üzerinden bakmaya çalıştığını anlatan Aytaç şunları söyledi: “Bütün bu uluslararası paktlarda bu böyle. Nihayetinde bu paktlara girenlerin çoğu kendi bağımsız kimliklerini kaybetmeden orada var olabiliyorlar. Türkiye’nin Rusya ile olan yakınlaşması eksen kaymasının bir sonucu değil. Türkiye’nin Kürt sorununa varoluşsal kaygılarının, Rusya’nın pragmatik çıkarlarıyla birleştirmek üzerine kurulu. Türkiye’nin NATO’dan ayrılacağı ya da NATO’ya rest çekeceği, böyle bir durum yok. Ama Macron’un çıkışı biraz daha yapısal gözüküyor. AB ile ABD arasında NATO’nun misyonu ve geleceği konusundaki uzlaşmazlıklarla ilgili.”

Siyaset Bilimci Murat Aytaç

ABD, FRANSA İLE ÇATIŞMA HALİNDE

ABD ile AB’nin bütün haliyle değil, ABD’nin Fransa ile bir çatışma halinde olduğunu anlatan Aytaç bu durumu şöyle özetledi: “Suriye’deki DAİŞ (IŞİD) konumu Avrupalıları tedirgin ediyor. ABD’nin bu konuda Avrupa’yı baypas etmesi ‘kendi güvenliğinizi kendiniz sağlayın. Biz mi sizin arkanızı toplayacağız’ türünden ifadeler demesinin yankısı en fazla Fransa’da oldu. Çünkü Fransa bu konuda daha fazla kırılgan. Onların etkisi olduğunu tahmin ediyorum. Fransa diğer Avrupa ülkelerinin desteğini alabilmiş değil. Belki bir Yunanistan’ın desteğini almış gözüküyor.”

Erdoğan’ın yaptığı açıklamalara ilişkin Aytaç, AKP’nin “yerli ve milli” ideolojik çerçeve içerisinde oluşturduğu yeni iktidar blokunu bu şekilde elinde tutarak ömrünü de uzattığını belirtti. Aytaç devamla şunları söyledi: “Pragmatik gerekçelerle girmiş olduğu yakınlaşmaların Türkiye’deki ulusalcıların Çin ve Rusya yönündeki yönelimi sanki bir stratejik bir yönelmiş gibi sunmasına olanak tanıyor. Uzun zamandan beri propagandasını yaptıkları “haysiyetli siyaset”, “Türkiye’nin bağımsız kimlik arayışı” türü vurgulara bir dayanak gibi gösteriyor. Halbuki böyle bir durum yok. Böyle şeyler NATO içerisinde her zaman oldu. Örneğin Charles de Gaulle’ün de NATO ile ilgili çıkışları olmuştu. Kıbrıs meselesinde İnönü ile Ecevit’in izlediği siyasetler nedeniyle NATO ile Türkiye arasında gelirim yaşanmıştı. Şu anki durum bu tepkilere kıyasla daha geri bir süreç.”

"TÜRKİYE KÜRT SORUNUNU KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYOR"

Türkiye’nin Kürt sorununu kontrol altına almak için yürüttüğü siyasete vurgu yapan Aytaç, şunları söyledi: “Uluslararası ilişkilerdeki iktidar yapılarına ve hiyerarşilere karşı çıkmayı bu ilişkileri halkların eşitliği ve birliği çerçevesinde örgütlemeye dönük bir antiemperyalist bir siyasetle karıştırmamak gerekir. Burada söz konusu olan aslında küresel güç mücadelesi içerisindeki ikincil güçlerin, AKP’nin kendi tabiriyle “Bölge gücü olmak” hevesindeki güçlerin iktidar merdiveninde tırmanmak için attıkları adımlardır. Yoksa bu antiemperyalist bir tutum olduğu doğru değildir. Ulusalcılar böyle bir kafa karışıklığını ısrarla yayıyorlar. Aslında ulusalcı-milliyetçi kesimle AKP’nin bu konudaki iş birliğinin merkezinde antiemperyalizm değil, Kürt sorunu karşısındaki çıkar birliği var. NATO içinde verilen bir güç mücadelesini antiemperyalizm olarak değerlendirenler bu özelliğe dikkat etmeliler” ifadelerini kullandı.

"OLDUBİTTİ SİYASETİ"

Doğu Akdeniz’de Libya ile yapılan anlaşmayı Suriye’de sürdürülen “oldubitti” siyasetinin bir benzeri olduğunu belirten Aytaç, son anlaşmanın bu bağlamda düşünülmesi gerektiğini söyledi. Aytaç, “NATO zirvesinde Erdoğan, Türkiye’nin NATO içinde ikinci büyük ordu olmasını, Müslüman bir ülke olmasını, Ortadoğu’da Avrupa’nın sınırlarını beklemek gibi avantajları kendi gücünün alanın genişletmek ve iktidarın uzatmak için sonuna kadar kullanacaktır” dedi. Aytaç, sürekli savaş dinamiği halinin halkların yararına bir durum olmadığını da vurgu yaptı.

"AKP 'TERÖRE KARŞI SAVAŞ’ ÜZERİNE KURULU HİYERARŞİYİ BOZMUYOR"

NATO’nun 1949 yılında komünizmin Avrupa’ya yayılmasından duyulan endişeden ötürü kurulmuş bir örgüt olduğunu hatırlatan Aytaç devamla şunları söyledi:

“Varşova Paktı dağıldıktan sonra NATO kendine yeni bir misyon aradı. Mesela Kosova’da 'insancıl müdahale' doktrini çerçevesinde aktive edildi. Sonra da Afganistan’da 'teröre karşı savaş' konseptine uyarlandı. Günümüz dünyasında uluslararası siyasette güç dağılımını 'teröre karşı savaş'ın neresinde olduğunuz belirliyor. Emperyal hiyerarşi bunun üzerinden inşa ediliyor, savaşlar bunun üzerinden kuruluyor. AKP’nin itirazı bu kavramın yarattığı iktidar ilişkilerinin özüne dair değil. 'Terörü' kendi anladığı biçimde tarif etmeye ve kabul ettirmeye çalışıyor.  Mesela diyor ki, 'PYD de terörist.' Zaten NATO içinde son dönemde yaşan uzlaşmazlıklarda terör kavramının içerdiği muğlaklıklar belirleyici oluyor. Zira antiterörizm, antikomünizm kadar toparlayıcı ve birleştirici bir kavram değil. AKP aslında 'teröre karşı savaş' üzerine kurulu hiyerarşileri bozmuyor, sadece bu hiyerarşinin oluşturduğu basamakları tırmanmak için kendine yer açan çabası içinde"

ÖNCEKİ HABER

Rusya, Suriye'nin kuzeyinde üç noktaya daha yerleşti

SONRAKİ HABER

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: Bu iktidarla gidecek yolumuz kalmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa