Gölcük ilçesindeki Donanma Komutanlığı'na bağlı Gölcük Tersane Komutanlığı'nda gerçekleştirilen, 'Pirireis'in havuza indirilmesi ve 'Seydi Ali Reis'in ilk kaynak törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetler Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetler Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetler Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, "Havuza çekilecek denizaltımızın inşası 4 yıl önce başladı. İnşallah 2020 yılında hizmete girmiş olacak. 'Hızır Reis', 'Murat Reis' ve 'Aydın Reis'in ilk kaynakları yapılmış, inşaat sürecine geçilmiştir. Bugün 'Seydi Ali Reis'in kaynak törenini gerçekleştiriyoruz. 2020 yılından itibaren her yıl bir denizaltımız daha denize girecektir. Denizaltılarımızın şimdiden ülkemize, milletimize, ordumuza, denizcilerimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

 

'İNSANLIK İÇİN GECİKMİŞ HAK TEMSİLİ İÇİNDEYİZ'

Hedefin, 'Milli Denizaltı Projesi'ni hayata geçirmek olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi: "Milli denizaltılarımızın ilk kaynak ve denize girme törenlerinde inşallah birlikte olacağız. 'Seydi Ali Reis' hayatı filmlere konu olacak adeta bir süper kahramandır. Bu denizcimiz, Kızıldeniz, Aden Körfezi, Hint Okyanusu boyunca savaşa savaşa Hindistan’ın en ucuna gitmiştir. Yıpranan donanmasının silahlarını Hindistan'ın en ucundaki kabilelere teslim edip karadan dönüş yoluna geçmiştir. İstanbul'a kadar karadan süren seyahati hayranlık vericidir. Türkiye olarak geleceğimize güvenle bakabilmek için güçlü bir köprü kurmamız gerekiyor. Tarihi, kültürü, medeniyeti, başarıları unutturulmak istenmiştir. Sanki bu devlet- millet geçmişi ile ilişkisi kesik bir anlayış yapılmaya çalışılmıştır. Milletimiz epeyce bir zaman kulaktan kulağa aktarılan hatıralarla gizli saklı okunan kitaplarla sahip çıkmıştır. Devletlerimizin köklü mazisi bulunuyor. Anadolu'yu merkez aldığınızda Baltık ülkeleri, Çin'e, Kuzey Afrika topraklarına, Cebeli Tarık'a kadar her yerde izimiz vardır. 'Attığımız her adımda bize burada ne işiniz var?' diye soruyorlar. Asıl sorulması gereken soru; 'Biz bunca yıldır neden orada yokuz?' olmalıdır, başını belaya sokma değildir. Tam tersine tüm insanlık için gecikmiş bir hak temsili içindeyiz. Suriye, Doğu Akdeniz'de izlediğimiz politika aynıdır. Libya ile yürüttüğümüz çerçeveler de bu konudadır."

 

 

'BIÇAK GIRTLAĞA DAYANANA KADAR SÜKUNETTEN TAVİZ VERMEDİK'

Artık suskun politika sürdürme lükslerinin olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Yunanistan ve onu destekleyen ülkeler uzun süredir Türkiye'yi denize adım atamaz hale getirme hazırlıkları içindeydi. İsrail'in de benzer çabalar içinde olduğunu biliyoruz. Bizim durduk yere maraza çıkarmak gibi bir niyetimiz yoktur. Bıçak gırtlağa dayanana kadar sükunetten taviz vermedik. Artık suskun politikayı sürdürme lüksümüz yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Libya'dan vazgeçerse denize girecek, kıyı, olta atacak vaziyet bırakmayacaklar. Karşıdakilerin ahlak diye bir derdi bulunmuyor. Türkiye'ye, milletine karşı öyle bir kinleri var ki dünyadan kökümüzü kazıyacaklar. Ülkemiz bu tür sinsi, açık saldırılara karşı kendi hakkını, hukukunu, çıkarlarını koruyabilecek güce sahiptir. Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye'nin balıkçılıkta yüzde 1 hakkına elbette razı olmayacağız. Hidrokarbon aranmasından dışlanmış bir Türkiye'ye rıza göstermemizi kimse bizden beklemesin. Ege'de hazırladıkları projeye Türkiye'nin haklarına göz dikenler, meydanı boş olmadığını bilmelidirler. Gerek kıta sahanlığı ve deniz yetki alanları meselesinde yerleşik uygulamalara karşı hiçbir adımımız yoktur. Libya ile 10 yıl önce ilk adımları attık. Dönemin Libya Devlet Başkanı Kaddafi ile harita üzerinde konuşup, anlaşmaya varmıştık. Deniz yetki alanı çakışması uluslararası mevzuata göre bize bu hakkı veriyor. Bölgedeki karışıklıklar sebebiyle biraz gecikti. 27 Kasım'da yapmış olduğumuz anlaşma ve haritalar üzerinden yürümüş ve neticelenmiştir. Bu anlaşmaların gereklerinin tümünü yerine getireceğiz. Herkesle görüşmeye, konuşmaya, yeni yollarlar bulmaya çalışacağız."

 

'AÇIK KAPILARI YENİDEN KEŞFEDİYORUZ'

Türkiye'nin zincirlerini kırdığını görenlerin paniklediğini belirten Erdoğan, "Hiç kimse kıyılara hapsetmek için karşımıza gelmesin. Ege ve Akdeniz'in sahibi bu kıyılara sahip olan ülkelerin tamamıdır. Biz de sonuna kadar tüm imkanlarımızla mücadele etmeye kararlıyız. Son 17 yılda Balkanlar'dan Güney Amerika'ya kadar açılım politikaları hayata geçirdik. Yaptığımız, tarihimizde ve medeniyetimizde var olan açık kapıları yeniden keşfetmektir. Hiçbir yerde kendimizi garip, öteki hissetmedik. Sevinçleri gözlerinden okunan insanlarla yeniden karşılaşan insanların muhabbeti ve hasretiyle karşılaştık. Kiminin zulüm kiminin tehditle yaptığını biz sadece bir selam bir temasla oluşturmayı başardık. Yakın coğrafyamızda bu politikanın sonuçlarını çok daha çarpıcı bir şekilde gördük. Demokraside, ekonomide, altyapıda katettiği bölgesinde ve dünyada gerçekleştirdiği olumlu politikayla Türkiye'nin zincirlerini kırdığını görenler adeta panikledi. Türkiye'yi durdurmak için terör örgütleri de dahil tehditler de dahil tüm yolları denediler. Ama hamdolsun Allah'ın yardımı, milletimizin dirayeti ve desteğiyle önümüze kurulan tuzakları birer birer bozarak hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz" dedi.

 

'TÜRKİYE İLE LİBYA DENİZLERDE KOMŞU'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Suriye'de yaptıklarından ve Libya'da vardığı mutabakattan geri dönmeyeceğini belirterek, "Suriye'de gerçekleştirdiğimiz harekatlarla nasıl büyük bir oyunu bozduğumuz açıkça ortada. Tarih ve hukuk bilmez gafiller, 'Libya nere Türkiye nere?' diyebiliyor. Ülkemizi ve bizi 'maceracılık' ile suçluyorlar. Belli güçlerin piyonu olan bir savaş baronuna sahip çıkıyorlar. Türkiye ile Libya denizlerde komşudur. Libya ile Akdeniz'de her türlü ortak çalışmaya hak sahibiyiz. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in Libya'da verdiği mücadeleyi unutmamalıyız. O zaman Gazi Mustafa Kemal, orada ne arıyordu? Demek ki Libya, canımız pahasına yer almamız gereken bir yerdi. Libya'da sayıları milyonla ifade edilen soydaşlarımız bulunuyor. Türkiye ne Suriye'de yaptıklarından ne de Libya'da vardığı mutabakattan kesinlikle geri dönmeyecektir" diye konuştu.

BAKAN AKAR: ETKİN ORDUYA SAHİP OLMAK ZORUNLULUK

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise törende yaptığı konuşmada, terörle mücadelede yerli ve milli ürünlerin ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü vurgulayarak, şunları söyledi: "'Yeni Tip Denizaltı Projesi'nin ilki olan 'Pirireis' ile 'Seyit Ali Reis'in, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bölgesel ve küresel düzeyde belirsizlik ve risk dolu dönemden geçiyoruz. Ülkemizin güvenliği için sadece bugün için değil gelecek için de hazırlıkları yapmak mecburiyetindeyiz. Etkin, caydırıcı bir orduya sahip olmak bizim için tercih değil zorunluluktur. Terörle mücadele operasyonlarında yerli ve milli sanayi ürünlerimizin ne kadar önemli olduğu açıkça görülmüştür. Türkiye enerji ve birikimini boşa harcayan bir ülke değil. Yerli ve milli imkanlarla yürütülen korveti, Altay tankı, silahlı ve silahsız insansız hava araçları, yeni tip karakol botları, hava savunma sistemleri ve birçok sistemler savunma sanayisinde geldiğimiz noktayı göstermektedir. Türkiye savunma sanayindeki stratejik ihtiyaçlarını kendisini üretebilir, ihracatını yapabilir duruma gelene kadar durmayacağız. Yapabileceğimizi gördük ve üretmeye devam edeceğiz. Savunma sanayisinde yerlilik oranını yüzde 70 seviyesine çıkardık."

SAVUNMA SANAYİİ BAŞKANI DEMİR: 2020'DE HİZMETE GİRECEK

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de havuza çekilen denizaltının 2020 yılında hizmete alınacağını söyleyerek, "Sözleşme kapsamında yeni sistem cihazlar sağlanarak ek imkan ve kabiliyetler sağlanmıştır. Ürün yerleştirme, sanayileşme gibi çok boyutlu bir projedir. 'Reis' sınıfı denizaltılarda yerli ve milli yakıt pili ana elektrik motoru ve batarya geliştirilmesine kurumumuzca başlanmıştır. Havuza çekim işlemini gerçekleştirdiğimiz denizaltının ise 2020 yılında hizmete girmesi planlanmaktadır" diye konuştu.

 

GENELKURMAY BAŞKANI GÜLER: DENİZ KUVVETLERİMİZ GURUR KAYNAĞI

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ise törendeki konuşmasında, "Deniz Kuvvetlerimiz her coğrafyada gurur kaynağı olmuştur. Bugün denizaltıların 3 boyutta hareket edebilmeleri, uzun süre lojistik destek almadan harekat yapabilmesi, deniz harbinin kaderini değiştirmektedir. Değişen harekat ihtiyaçlarına uygun olarak 'Reis' sınıfı denizaltılar ile yeni imkanlara kavuşarak gücüne güç katacaktır. 'Yeni Tıp Denizaltı Projesi'ne emeği geçenleri tebrik ediyor, en kısa sürede donanmamız saflarına katılmalarını temenni ediyorum" dedi.

İLK KAYNAK ERDOĞAN'DAN

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Seydi Ali Reis'in ilk kaynağını yaptı. Daha sonra törenle 'Yeni Tip Denizaltı Projesi' kapsamında yapılan ilk denizaltı 'Pirireis', havuza çekildi. Erdoğan, tören sona erdikten sonra tersane işçileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Gölcük Tersanesi Komutanı Tuğamiral Aydın Eken tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kaynak yaparken çekilen fotoğrafı ve 'Yeni Tip Denizaltı Kaynakçı Sertifikası' verildi.

YENİ TİP DENİZALTI 'REİS' SINIFININ ÖZELLİKLERİ

'Reis' sınıfı denizaltı, 68,35 metre uzunluğunda, 6,3 metre çapındadır. 1850 ton deplasmana sahip denizaltıda, 40 kişilik personel görev yapabilecek. Denizaltıda sonar ve atış kontrolü ISUS 90-72, 8 torpido kovanı da bulunuyor. Modern torpido ve güdümlü mermi atma kabiliyetine sahip denizaltının ana tahrik sisteminde 2 adet MTU dizel jeneratör ile ana motor ve yakıt pili yer alıyor.