Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Cumhur ittifakının devamı neden mümkün değil...

2016 yılından bu yana Erdoğan, demokrasinin de hukukun da ideolojinin de iktidar olmak için yetmediğini gördü...

Bahçeli ise 2002 yılından 2016 yılına kadar teşkilatlarını iktidarın nimetlerinden yararlandıramamanın daha fazla sürdürülemeyeceğini fark etti...

Bu arada, uzak durduğu Erdoğan’ı yenmek bir yana daha da güçlendireceğini öğrendi...

Yanına yaklaşıp menzili daraltmalıydı...

Bunun yolu ise öncelikle Erdoğan’ın güvenini kazanmaktan geçiyordu...

Kendisine daha önce Erdoğan’a ve hatta ailesine yaptığı hakaretler hatırlatıldığında:

“Siyasette bunlar var” diyerek o günlerin kolay unutulabileceğini söylüyordu...

[caption id="attachment_183598" align="alignnone" width="780"] Devlet Bahçeli - Tayyip Erdoğan[/caption]



Erdoğan için ise önemli olan iktidarda kalabilmekti...

İdeoloji ya da birilerine ettiği hakaret veya birilerinden işittiği hakaret karşı tarafla birlikte hareket etmesinde bir yarar olmadığında önemliydi...

Oysa Bahçeli kendisine olağanüstü yetkiler veren başkanlık sistemine geçişte yardımcı olmayı vaat ediyordu...



Bahçeli’nin önerdiği sistemde Erdoğan cumhurbaşkanlığına ve hem de çok geniş yetkilerle devam ederek devleti elinde tutacak...

Bahçeli ise hem Cumhurbaşkanı’nı kontrolü altına alacak ve hem de MHP teşkilatlarına iktidar ve devlette kadrolaşma imkanı sunacaktı...



Bahçeli bunu öylesine başardı ki; Erdoğan onunla göz göze gelmeden kendi kadrolarını bile azarlayamıyordu...

Ama...

Her iki siyasetçi de çelişkiden doğan uzlaşmanın başarı...

Çıkara dayalı uzlaşmanın ise felaket getireceğini ne yazık ki bilmiyorlardı...



Nitekim iki politikacı da siyaseten bir dönem için kazanmış olsalar da...

Erdoğan ve Bahçeli ve milliyetçi söylemler ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletinden hızla uzaklaşma sonucu hem Erdoğan hem de AKP çöktü...

MHP VARSA KREDİ YOK...


AKP iktidarının ilk döneminde adeta kulaklarımızdan bile ABD doları fışkırıyordu...

Çünkü Erdoğan, Kürt Siyasi Hareketi ile birlikte hareket ediyor, bölgede terör sorununu silah kullanmadan çözeceği mesajını veriyordu...

2015 seçimlerine gidilen süreçte ise bütün kamuoyu araştırmaları, “Barış Masası” adı verilen müzakerelerden HDP ve MHP’nin güçlenerek çıktığını, AKP’nin eridiğini gösteriyordu...



HDP ile Dolmabahçe’de imzalanan uzlaşma mutabakatının ertesi gün gelen bilgiler, pragmatik Erdoğan’ın masayı devirmesine sebep oldu...

Ve Erdoğan hızla milliyetçi söyleme dönüş yaptı...

Seçime o kadar az zaman vardı ki...

Bunu anlatamadı ve...

AKP sandıktan tek başına çıkamadı...

Sonrası çok yakın tarih olduğu için hatırlatmama gerek yok...



Bugün ise...

Ekonomi yönetiminin döviz kredisi istediği her yerden, sözleşmiş gibi aynı tepki geliyor:

“Milliyetçi ve kapalı ekonomi söylemleriniz devam ettiği sürece Türkiye’ye yardımcı olamayız...”.

Bunun tercümesi şöyle:

“MHP ile ortaklık devam ettiği müddetçe bizden zırnık alamazsınız...”.

AKP, DOĞRU BAŞLADI YANLIŞ DEVAM ETTİ...


Halk 3 Kasım 2002 seçimlerine gidilirken iktidar partilerinden de muhalefet partilerinden de nefret etmiş, umudunu kesmişti...

Çünkü 28 Şubat süreci askeri baskı dönemi olarak algılanıyordu...

2001 Şubat ekonomik krizi ise ekonomiyi felç etmişti...

İşte bu nedenle halk hem demokrasi ve özgürlük istiyordu hem de sorunsuz bir ekonomi...



AKP ise seçimlere giden süreçte halkın bu umutsuzluğunu ve merkez sağ partilere duyduğu öfkeyi doğru kullandı....

Daha çok demokrasi...

Daha çok özgürlük...

Daha büyük ekonomi ve...

Daha adil gelir paylaşımı vaat etti...

28 Şubat süreci ve 2001 ekonomik kriz sonrası iktidar oldu.



Aradan 18 yıl geçti...

AKP verdiği hiçbir sözü tutamadı....

Aksine...

Demokrasi, şiddetli denilecek bir şekilde sınırlandırıldı...

Milliyetçi ve otoriter bir kapitalizm uygulaması ile bugünkü noktaya gelindi.

Sebep?..

MHP ve Bahçeli ile yan yana olmak...

KIRK KATIR MI?


Önümüzdeki süreçte Erdoğan da görecek ki erken seçim kararını kendisi alsa seçime katılamayacak...

Zamanında (2023 Haziran) yapılacak seçime, 2 dönem hakkını kullandığı için de katılamayacak...

Ama...

Parlamenter sisteme dönüş olursa, en azından koalisyon olarak da olsa başbakan olma ihtimali var...



Ne yani, Erdoğan başkanlıktan ve yetkilerinden vaz geçecek mi?..

“Vazgeçecek” demedim...

“Kırk katır mı, kırk satır mı?” dedim...



Ya bir süre daha bu yetkilerle cumhurbaşkanlığı ancak ekonomi ve dış politikadan dolayı no way out...

Ya yetkilerinden vazgeçip 2023’e kadar devam ederek bir genel affı gerçekleştirmek...

Ya da en geç bu yıl ekim/kasım gibi erken seçim ve başbakanlık ihtimali...



Bilgi mi?..

Hayır...

Önce aklın yolu...

Sonra öngörü...