AVRUPA ÜLKELERİ, SANATI DESTEKLEMİŞ,
GEÇMİŞ KÜLTÜR DEĞERLERİNİ KORUMUŞ

Madrid’den saat 15’de otobüsümüzle havaalanına, sonra uçakla İstanbul, Ankara ve otobüsle Çorum derken, sabah 07.30’da sağ salim evlerimizde olmuştuk. Yani 16.5 saattir yollarda idik.
Bu kadar yorucu olmasına rağmen yeni bir ülkeyi daha görmüş, tanımış olmanın mutluluğu da başka idi elbet.
Gezimizin bıraktığı izlenimi kendi açımdan, genel olarak özetleyecek olursam:
Gerek İspanya, gerekse daha önceki yıllarda gördüğümüz Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya,Macaristan, Çekoslovakya ve Rusya da dahil, turist çeken ülke yöneticileri, sanata önem vermiş, sanatı teşvik etmiş, eskinin, kültürlerini yansıtan yapıların, mekânların değerini bilmiş, korumuş, tamamlanmamış yapıları, asırlar boyu da sürse tamamlamış, bu gelenek haline gelmiş uygulamalarının yararlarını ise, ülkelerine milyonlarca turist çekerek, gelir sağlayarak görmüşler ve görmekteler şimdi.
Yıllardır dış ülkelere sayılarca gezi yapan yöneticilerimiz, bunlardan hiç mi etkilenmez, ders almaz? Çünkü Avrupa ülkeleri de birbirinden etkilenmiş,örnek almış olacak ki, şehirlerdeki yapılar genelde birbirine çok benziyordu.
Rusya bile Avrupa’dan çok etkilenmiş. Çar Deli Petro Sn.Petersburg kentini kurarken, Avrupa’dan mimarlar getirip onları çalıştırmış. Gördüğümüzde bir Avrupa kenti havasındaydı.
Savunduğumuz taklitçilik değil, iyiyi, güzeli örnek alıp,onu geliştirmek, yeni güzellikler yaratmak.
Bana ters gelen uygulamaları ise, ibadet yerleri olan kilise ve katedralleri, bir de saraylarını aklı zorlayacak ihtişamda yaptırıp, donatmaları, abartmış olmaları (bizim saray gibi). Oysa her din, insanlar arasındaki adaleti, eşitliği sağlamayı istemez mi?
Biraz da gezi grubumuzdan söz edelim. Grubumuz, genelde önceki gezilerden de birbirini tanıyan , son derece uyumlu bir gruptu. Çorum’dan 37 (9’u il dışından), İzmir’den de 6 öğretmen arkadaş olmak üzere 43 kişi idik.
Meslek grubu olarak öğretmenler ağırlıkta idi (14 öğretmen). 5 doktor, 2 avukat, 2 ziraat mühendisi, 2 veteriner, 1 gıda mühendisi, 1 su ürünleri mühendisi, muhasebeci, işadamı, üniversite öğrencisi derken, gezi grubumuzun meslek çeşitliliği profili bir hayli zengindi. Hele de grubumuzda doktorların bulunuşu, herhangi bir sağlık sorununda ilk müdahale bakımından içimizi rahatlatıyordu doğrusu.
Gezi grubumuzdaki üç genç kızımız, Begüm Çağlar, İlayda Özkubat, Gözde Özsaçmacı, güzellikleri, sempatik davranışları, neşeleri ile grubun dopingi oldular adeta.
Gençlerin selfi çubukları ile özçekimleri ise bir hayli sükse yaptı.
Eşim Yılmaz Köse ise, selfi rekoru kırdı, gezi boyunca.
Tüm arkadaşlar çok güzel fotoğraflar çektiler ve internetten “İspanya 2015 Grubu” adı altında paylaştılar.
Bu yazıdan amacım gezdiğimiz, gördüğümüz yerler yalnız bizim hafızalarımızda kalmasın, sizlerle paylaşalım. Malûm “sözler uçucu, yazılar kalıcıdır”.
Bu işte profesyonel olmadığım için hem not tutup hem resim çekerken atladığım, kaçırdığım bilgiler olmuştur. Bunların bir kısmını edinebileceğim kitap, broşür, ansiklopedi, internet yolu ile biraz daha tamamlamaya çalıştım.
Hatalarım ve noksanlarım affola.
Lüks evlere, lüks eşyalarapek merakımız olmamıştır.Onun yerine paramız olduğunda seyahatlerle, yeni coğrafyaları, geçmişleri, yeni kültürleri tanımayı tercih etmişizdir.
Bize bu seyahat organizasyonunu sağlayan Nesimi Eker öğretmenimize ve bazı aksaklıklar dışında Ayakizi Turizm ve Seyahat Acentası’na, elemanları, rehberimiz Hasan Koyunoğlu’na ve Merih Yıldız’a, emekleri için teşekkür ediyoruz.
Seyahate çıkabilen insanlarımızın çoğaldığı günlerde buluşmak dileğimizdir.


(Solda) Gezinin mankenleri… (Sağda) Gülseven-Yılmaz Köse, Toledo’nun dar sokaklarında…

Kakma sanatının ürünlerini satan bir dükkan önünde, Erol Uysal, Yılmaz Köse ve Nesimi Eker…

Kafilenin üç genç kızı,İlayda Özkubat, Begüm Çağlar (annesi Rengin Çağlar) ve Gözde Özsaçmacı.

Kafilenin Madrid’de kaldığı Florida Norte Hotel önündeki cafede bir grup…