havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Çocukluk halleri…

Çocukluk her haliyle güzeldir, masumdur, önyargısızdır, kirlenmemiştir ve saftır. Ancak çocukluk hallerinin, siyasetçiler elinde bir malzemeye dönüştürülmesi ciddi bir rahatsızlıktır. Senin milletvekilin mi yaptı, benim milletvekilim mi yaptı şeklindeki bir tartışmayı gündeme taşıyan, buradan hareketle gazetemizi yanlış haber yapmakla suçlayan AKP il başkanı siyasette çocukluk hallerinin örneğini oluştururken, akıllara da birçok soruyu getirmektedir.

1075

 Sorun, Eceabat Toprak Mahsulleri Ofisinin kapatılması kararından geri dönülmesini hangi Bülent’in sağladığına ilişkin bir tartışmadır.

Farzedelim ki AKP Milletvekili Bülent Turan sağlamıştır.

Ancak buradan hareketle  gazetemizin haberinin yanlış olduğu sonucu nasıl çıkarılmaktadır,tam bir akıl tutulması doğrusu…

Olayı senin milletvekilin mi yaptı, benim milletvekilim mi yaptı şeklindeki ötekileştirme mantığı ile alırsanız doğal olarak bu konuda rakip milletvekilinin çabalarını ve girişimlerini de görmezden gelmeye çalışarak bunun üzerinden bir gazeteyi karalamak adına bir spekülasyon içersine girersiniz ki; sonuç trajikomik bir durum olur.

AKP il başkanı yapmış olduğu açıklamada bizim haberimizde kullandığımız olguları kendisi de doğrulamakla birlikte AK Parti Milletvekili Turan ve İl Başkanlığımızın girişimlerini görmezden ve bilmezden gelmesini bu güne kadar izlediği yayın politikasının bir gereği olduğunu düşünmekteyiz” şeklindeki değerlendirmeyle bir kez daha gazetecilik konusunda Troia Festivali kapsamında Gazeteci Yazar Can Dündar’a  verilecek olan Homeros ödülünden duymuş olduğu rahatsızlığın kronikleşmesinin örneği verilmektedir.

Gazetecilik yandaşlık ilişkisi içersinde ele alınacak, kendi partisini, düşüncesini veya taraf olduğu olguları eleştirdiği zaman; tukaka ilan edilecek bir meslek değildir.

Gazetecilik taraf olup olmadığına göre değerlendirilecek bir meslek de değildir.

Gazetecilik doğrunun, gerçeklerin yayınlanması ile  anlam kazanır, yalan ve gerçek dışı yayınlarla değersizleşir,gazetecilik dışında başka bir şeye dönüşür.

İl başkanı kendi açıklamasında belirttiği gibi haberimize temel teşkile eden olguları doğrulamış, “Elbette Eceabat’ta yaşayan ve TMO ile işleri ve ilgisi olan vatandaşlarımız Milletvekilimiz Sayın Av. Bülent Turan’a ulaşıp sorunlarını anlattıkları gibi, diğer milletvekillerimize de konuyu iletmiş olabilirler.

CHP Çanakkale Milletvekili Sayın Bülent Öz’de ilçeyi ziyaretle birlikte çeşitli görüşmeler de yapmış olabilir” şeklinde ifadeler kullandıktan sonra bu haber için “içerik olarak yanlıştır” hükmünde bulunmak; ‘benim milletvekilim yapmıştır senin ki değil’ gibi çocukça bir tarz geliştirmiştir.

“Öz, derde deva oldu!”başlıklı haberde yazılanlar İl başkanının belirttiği içerikte olmasına rağmen, “haber içerik olarak tamamen yanlıştır” değerlendirmesi ötekileştirme politikasının ruh haliyle tıpkı geçici hükümet sözcüsü Bülent Arınç`ın bazı gazeteler için   "Bunlar suç makineleri" şeklindeki ön yargılı değerlendirmesinden farklı değildir.

Gerçeklerin halka ulaştırılmasından rahatsız olan AKP zihniyeti yandaş medya dışındaki tüm medya organlarına bu önyargı ile davranmaktadır.

Siyaset objektif olmayı gerektirir.

Objektif olamadığınız noktada inandırıcılığınız kalmaz.

‘Benim milletvekilim açtırmıştır’ gibi bir yaklaşımla üreticinin sorunlarına yaklaşarak prim yapmaya kalkarsanız, o zamanda size şunu sorarlar; ‘kardeşim açacaktın da neden kapama kararı aldın’,hükümet olmak aç kapa politikalarıyla olmaz.

Bülent Turan’ın seçim öncesi kapanan Orman Bölge Müdürlüğünü açma sözü verdiğini de biliyoruz..

Açılınca hiç düşünmeyecek misiniz, neden kapandı neden açıldı?

Halkımız kendi zekâsıyla alay edenleri hiçbir zaman afetmez…

‘Kimin milletvekili yaptı’ polemiği yapacağınıza halkın temel sorunlarına çözüm bulacak projeler üretmeniz gerekir.

Şimdi Çanakkale’nin önünde önemli bir sorun var.

Bülent Turan bu işi yapmalı ve dolayısıyla böylesine çocukça böbürlenmeler yerine Çanakkale halkının karşısına gururla çıkıp övünecek bir işe imza atmalıdır.

Çanakkale 1 . derece deprem bölgesi olmasına rağmen binalarının %50 sinden fazlası 1.derece deprem yönetmeliğine göre yapılmamıştır.

Dolayısıyla Çanakkale halkının büyük bir kısmı ciddi bir tehlike ile karşı karşıyadır.

Evleri her an kendilerine mezar olabilecek bir niteliktedir.

Yılardır bunu söylüyoruz; bu binaların depreme dayanıklılığının envanterini çıkarmak bir sosyal devlet sorumluluğudur.

Ancak kimse kılını bile kıpırdatmamaktadır.

Nede olsa ülkemizde insana çok değer verilmektedir !...

Bu sorunun çözümü sosyal devlet imkânlarıyla sağlanmalıdır.

Hadi bakalım bırakın şimdi Toprak Mahsulleri Ofisini kimin açtırıp açtırmadığını, bunun üzerinden siyasi üstünlük sağlamak için çocuklaşmayı da; halkın yaşam hakkına ilişkin temel sorunlara çözüm üretin.

Halkın temel sorunlarına karşı duyarlı olmak sosyal medyadan sözde “akıl “ürünü paylaşımlarda bulunmak ile olmuyor.

Barışın dilini yok sayan, ötekileştirme nefret üzerinden varlıklarını sürdürenlerin sosyal medyadaki paylaşımları gizledikleri çatışma şiddet yanlısı yönlerini açığa çıkarmaktadır.

Suruç katliamından sonra güvenlik güçlerine düzenlenen suikastlar için, AKP milletvekili Bülent Turan’ın twitterdeki paylaşımı “Yine bir polisimiz şehit edildi. Seçim sonrası Çanakkale`de pilav dağıtmayı marifet zannedenler umarım bir parça utanabiliyordur!!!”şeklindeyken, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise “Ceylanpınar`da hain saldırıda Şehit olan polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar` a Allah`tan rahmet, ülkemize başsağlığı dilerim”.şeklinde paylaşımda bulunmuştu.

Ne düşünüyorsunuz, seviye farkı mı diyorsunuz ?!...

Sosyal medyadan açılmışken ,AKP il başkanının da bir paylaşımı konusunda düşüncelerimi paylaşmadan geçemeyeceğim.

İl başkanı, “kaldı ki gencecik insanların katledildiği, güvenlik güçlerimizin şehit edildiği bu Günler`de sizin festivalden bahsetmeniz de doğru değildir “şeklindeki değerlendirmesi üzerine,  sormazlar mı  adama; 32 gencimizin katledilmesinden sonra ulusal yas ilan edilmesi talebini yok sayan, böyle her gün ulusal yas ilan edilirse anlamı kalmaz diyen partisinin düşüncesine ne diyecektir acaba!...

Burada da bir samimiyet testi ile karşı karşıyayız herhalde!...