Çocukların çocuk olduğunu öğrenemedik gitti!

2016 sonunda Hürriyet’in Ankara’daki masaj salonlarında fuhşa zorlanan çocuklarla ilgili haberinin ardından 20’ye yakın adrese baskın yapılmış, mağdur çocuklar kurtarılmıştı. Ancak bunlar içinde bir hikâye vardı ki, çocukların tekrar tekrar mağdur edildiğinin kanıtıydı.

Haberin Devamı

Mağdur çocuklardan birinin annesi, kızını masaj salonuna götürdüğü gerekçesiyle M. isimli başka bir kız çocuğunu suçlamıştı. Bu suçlamadan yola çıkarak, sağlıklı bir soruşturma yürütülmeden, M. suçlu muamelesi gördü. Oysa o da cinsel istismar mağduruydu.

Polis ve savcı süreci gerektiği gibi yürütmediler. Çocukları fuhşa zorlayan masaj salonu sahipleri ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezerken, 15 yaşındaki kız çocuğu M. insan ticaretinden yargılandı.

Masaj salonu işletmecisi B., sevgilisi olduğuna inandırdığı M.’ye istediğini yaptırabiliyordu. Onu başka çocukları fuhşa yönlendirmek için kullandığı gibi, aynı zamanda başkalarıyla fuhşa da zorluyordu. M. ise bunun normal bir sevgililik ilişkisi olmadığını idrak edemiyordu, istismar mağduru olduğunun farkında değildi. Çocuktu işte ve kandırılıyordu.

Haberin Devamı

Bu detaya ne polis ne de savcı takıldı.

POLİS VE SAVCI ÇOCUK KORUMA KANUNU ÇİĞNEDİ

M., çocuk şubeye götürülmedi, Çocuk Koruma Kanunu’na açıkça aykırı şekilde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne götürüldü; gözaltı süresi uzatıldı, iki gün emniyet koridorlarında fuhuştan gözaltına alınmış yetişkin kadınların arasında sabahlamak zorunda kaldı. Çocuk hem fiziksel hem de psikolojik olarak örselendi.

M.’nin çocuk şubede uzman eşliğinde ifadesi alınmalıydı. Bu yapılsaydı, belki daha en baştan kendini daha iyi ifade edebilecek, fuhşa zorlandığını anlatabilecekti. Nitelikli bir sosyal çalışma görevlisi eşliğinde, psikolojik destekle  ifadesi alınmadığı için kendini güvende hissetmedi.

Eğer M.’ye doğru şekilde yaklaşılsaydı, ihtimal o ki daha şubeye götürüldüğü ilk anda korkmadan her şeyi olduğu gibi anlatacaktı. Ve bu sayede insan tüccarı olmadığı, insan ticaretinin mağduru olduğu anlaşılacaktı.

1. birkaç ayını zan altında geçirdi. Doğru şekilde kendisine yaklaşılmadığı, sürekli tehdit ve şantajlara maruz kaldığı için kilitlendi, bildiğini anlatamadı. Bu süreçte, B.’nin yanında çalışan yetişkin bir kadının da şantajına maruz kaldı. Kadın M.’ye “Seni fahişe gibi lanse eder, rezil ederim” diyordu. M.’nin annesi korkudan bu kadına para bile yolladı. Bu arada masaj salonu işletmecisi B. de Facebook’tan M.’ye silahtan çıkan kurşun resmi yollayarak “Göreceksin sen” diye onu tehdit etti.

Haberin Devamı

ÇOCUK BERAAT ETTİĞİ DAVADA AZ DAHA TUTUKLU YARGILANACAKTI

Mahkeme, M.’nin avukatının anlatımları neticesinde ikna oldu ve M. ikinci celsede insan ticaretinden yargılandığı davadan beraat etti.

Savcılık etkili bir soruşturma yürütmemiş, diğer şüpheliler hakkındaki dosyaları incelemeden salt M., yani çocuk üzerinde yoğunlaşmıştı. Oysa yapması gereken, M.’nin suça sürüklenen çocuk değil, mağdur olduğunu kabul edip masaj salonu işletmecisi B. ve diğer çalışanlar hakkında insan ticaretinden dolayı dava açmaktı. Yapmadı. Bunu yapmadığı gibi, çocuğa emniyette de yetişkin gibi muamele edilmesini eleştirip “Bu çocuğu çocuk şubeye götürün, korumaya alın” demediği gibi bir de tutuklu yargılanmasını talep etti. Mahkeme çocuğun kuvvetli suç şüphesiyle adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Ki bu da yanlıştı. Çocuk beraat ettiği davada aylarca suçlu muamelesi gördü.

Haberin Devamı

1. bu davanın ilk gününde B.’den cinsel istismar ve insan ticaretinden şikâyetçi oldu ve şimdi B. hakkında soruşturma yürütülüyor. Ama hâlâ dava açılmadı.

Biz lafta çocuklara değer veren bir toplumuz.

Ama iş davranışa gelince, çocukların çocuk olduğunu, onlara farklı muamele etmemiz gerektiğini, onların da hakları olduğunu bir türlü kabul edemiyoruz.

Oysa çocuklarını gerçekten seven bir toplum ve o toplumdan çıkan polisler, savcılar ve hâkimler çocuklara daha ilk anda suçlu muamelesi yapmaz, onlara yaptıklarını yaptırtanın peşine düşer.

Yazarın Tüm Yazıları