26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çingeneler

Kemal Ateş

Kemal Ateş

Gazete Yazarı

A+ A-

Bende iz bırakan romanlardan biri de Osman Cemal Kaygılı’nın Çingeneler’idir. Dünya edebiyatında Çingeneler üzerine başka romanlar da yazıldı, bunlar içinde Zaharia Stancu’nun Türkçeye Çingenem diye çevrilen romanını gene çok sevdiğim yapıtlar arasında anımsarım. Başka yazarlara haksızlık etmek istemem ama “insanın tabiata en yakın cinsi” diye tanımlanan bu halkı bizde en iyi O. C. Kaygılı’nın anlattığını düşünürüm.

Çingeneler’in benim elimdeki baskısı 1972 yılında Bilgi Yayınevince yapılmış 3. baskısı.

Romanların girişine ayrı bir özen gösterir yazarlar. Çünkü nasıl başlarsa öyle gider. Daha başta sevmelisiniz o yapıtı. Güzel bir başlangıç okura okuma isteği, yazara da yazma isteği verir. Bazı romanlar kendinizi alamayacağınız çarpıcı bir olayla başlar, bazıları da hayatın alelade olaylarıyla başlayarak ilginç olabilir. Çingeneler, alelade gibi görünen bir olayla başlar. İlk sayfalarda adım adım Çingene çadırlarına doğru yaklaşırken, anlatılanlar sıradan gibi görünse de apayrı bir dünyaya doğru yaklaştığınızı duyumsarsınız. Sabah çadırından çıkan bir çingene kadının söylediği ninni, Çingeneler üzerine opera yazmayı düşünen İrfan ile arkadaşının ilgisini çeker. Bu müzik merakı, gönlündeki müzik aşkı nedeniyle İrfan Çingenelerle tanışır, onların renkli, eğlenceli dünyası içinde bulur kendini, kadınlarıyla, erkekleriyle dost olur. Bir değil iki kadına birden âşık olacak kadar Çingenelerle muhabbeti ilerletir kahramanımız. Günleri içki ve eğlence âlemlerinde geçer. İki Çingene kadınına, önce Nazlı, sonra Çakır Emine, evinde konuk edip annesiyle tanıştıracak kadar yakınlık duyar. Osman Cemal Kaygılı, dillerindeki, şakalarındaki, tavırlarındaki, eğlencelerindeki, hele o tekerlemeli kavgalarındaki sıcaklığıyla, çoluğuyla çocuğuyla, falcısıyla, ayıcısıyla, çalgıcısıyla Çingeneleri güzel anlatır. Geçmişi biraz karışık gibi görünen Etem’in, tirşe gözlü kız Gülizar’ın kurnazlıklarına alışırsınız. Bu ikisi İrfan’ı söğüşleme derdindedir, kahramanımız bunu bilse de onlardan uzaklaşamaz. Arsız çocuk cıvıltılarının doldurduğu Çingene çadırları dönüp dolaşıp geldiği yerlerden olur. İlkin söylediği bir ninniyle tanıdığı içli, duygulu bir kadının (Nazlı) izini arar farklı semtlerdeki Çingene çadırlarında. Kadına mı, söylediği ninniye mi tutulmuştur, anlaşılmaz. Bu ilgi küçük, ho

Eğlence âlemlerinden tanıdığı Çakır Emine’ye duyduğu aşk Nazlı’nın önüne geçer. Nazlı olgunluk gösterir çekilir aradan. Ancak aradan çekilmeyen Feridun adında belalı bir adam vardır. İrfan, onunla nazikçe konuşmak istediği bir gün iki üç kişinin saldırısına uğrar, kavga sırasında kafasına vurduğu bir sandalye darbesiyle istemeden öldürür Feridun’u. Sonuç on iki buçuk yıl süren mahpus hayatı, yoksulluk, düşkünlük ve sokaklarda perişan bir ölüm…

Çingeneler’i okuyunca, bir yazar olarak şunu düşündüm; diyaloglarla büyük bir başyapıt yaratabilirsiniz. Çingenelerin dilini argosuyla, mecazlarıyla, benzetmeleriyle, tekerlemeleriyle öylesine iyi sindirmiş ki Kaygılı… Her konuşma çok sıcak, çok eğlenceli, yer yer bilgecedir; her söz tiplerin, karakterlerin ayrılmaz bir parçasıdır… Hepsinden önemlisi inandırıcıdır…

Çingeneler’i bir değil, iki kez okunacak romanlar arasında görürüm.

Okuma önerisi: Gültekin Karakuş, Algı Kalesi, h2o Kitap, İstanbul 2019.