Dilimizde çok kullanılan bu sözün ne olduğunu bende yeni öğrendim. Kısaca anlatayım. Çinliler tarafından suç işleyene uygulanan bir idam şekliymiş. ''Mahkûm bir kuleye kilitlenir ve orda bırakılır (neden kule derseniz etrafın aşırı sessiz olması gerekiyormuş) . Ama bununla da kalmıyor. Mahkûm oraya hapsedilirken, kafasının üstündeki bölmeye bir kap su koyuluyor. Su konulan kabın dibi içindeki suyun damlayarak akması için deliniyor. Mahkûmun kafasında içi boş bir teneke kutu geçirilip elleri ve ayakları bağlı şekilde orda öylece bırakılıyor. Mahkûm 4-5 gün sonra ölü olarak bulunuyor. ''

                Peki, ölüm nasıl gerçekleşiyor!

              Çünkü sessizlik ve sürekli şap şap diye damlayıp boş tenekeye çarpan su sesi ile kafayı yeme olasılığı çok yüksek. İsteyen deneyebilir denemesi bedava. O moralle iki günde susuzluktan ve açlıktan ölürsünüz. İş bu kadar basit. Bu ölüm şekli günümüzde bir intihar yöntemi olarak da Çin de halen kullanılmaktaymış.

                Bu başlık ve giriş neden!

                Anlatayım!

                CHP’de aday adaylığı başvuru takvimi yayınlandı son gün 26 Ekim 2018 tarihiydi. Yazıyı yazdığım şu an tarih 17 Ocak 2019. Aradan geçen süre 83 gün.  Zonguldak ve birçok İl, İlçe ve Belde de henüz belediye başkan adayları açıklanmış değil.

                CHP’nin başında bulunan Kemal Kılıçdaroğlu,  Parti Meclisi (PM) içinden seçtiği Merkez Yönetim Kurulu (MYK) aradan geçen 83 gün boyunca parti yönetimlerine, üyesine ve seçmenine ve aday adaylarına resmen yukarıda tarif ettiğim “Çin İşkencesini” uyguluyor..

                Belediye Başkan adaylarının bir an önce açıklanmasını bekleyen örgüt yöneticileri, parti üyeleri ve seçmenler dün Zonguldak’ta bir kere daha isyan etti.

                Bu nasıl aday belirleme yönetimidir arkadaş. 83 gün, 10 gün sonra açıklanacağı söyleniyor etti 93 gün, yani tam üç ay.. Çok önemli sayılan seçim öncesinde geçen bu günlere yazık günah değil mi? Bu süre içinde neler yapılmazdı ki.

                Kılıçdaroğlu ve ekibinin gerçekten AKP karşısında seçim kazanmak gibi bir niyetleri var mı? Seçim kazanmayı düşünen bir Genel Başkan 93 gün bekler mi?

                Seçim kazanıp AKP belasından ülkeyi kurtarmayı amaçlayan bir genel başkan dokuz seçim kaybettiğinde onuncuyu kazanacağım diye o koltuğu işgale devam etmez, istifa edip partinin ve dolayısı ile ülkenin önünü açardı.

                Ben Kılıçdaroğlu ve ekibine hiç güven duymayanlardan biriyim. Ben CHP’nin başta kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e, onun ideolojisine, bu partinin içinde siyaset yapan dürüst ve namuslu, ülke sevdası ile dolu tabanındaki  insanlarına güveniyorum.. 

                Yerel seçim hazırlıklarının başında genel merkez yer yerde istenir düşüncesi ile “ön seçim için zaman yok” diyordu.  Zaman olmamasına rağmen 3 aydır aday belirlenemiyor.. Oysa şimdiye kadar her seçim bölgesinde 3 kere ön seçim yapılırdı.

                Yazıktır günahtır ülke kuran CHP 93 günde bir belediye başkanını belirleyemiyorsa Kılıçdaroğlu’nun genel başkanım diye sokağa çıkması bile ayıptır. Bu kadro mu AKP’nin talan ettiği yağmaladığı ülkeyi düzeltecek!  Bu kadro mu ülkeyi yönetecek!

                İnsan utanır ve sıkılır. Dile kolay 93 gün de belediye başkan adayınızı belirleyemiyorsunuz.

                Aday belirlemenin gecikmesi nelere mal oluyor, gelecekte neler olacak onu da yazayım..

                Dün Ankara’da aday açıklamasını takip eden ve bekleyenlerden biri de bendim. Bu süre içinde Zonguldak’taki partili arkadaşlarımız ile iletişim halindeydik.  “Zonguldak Belediye Başkan adayı bu gün açıklanmayacak bir sonraki toplantıya kaldı” bilgisi bize ulaştığında benimle iletişimde olan ve arayan arkadaşlarıma diyecek ve yazacak söz bulamadım.. Onların isyanlarını buraya yazsam hak vermemeniz mümkün değil.

                 CHP gibi bir parti bu kadar berbat yönetilemez. Zonguldak’ta il ve ilçe yönetimleri sağlam duruş sergilemiş olsa tüm belediye başkan adaylarını üyesi ve örgütleriyle kendileri belirlerdi. Japon Hakkı’nın il başkanı yapıldığı ve kullanıldığı bir şehirde CHP’nin Genel merkeze karşı inisiyatif alması tabi ki beklenemez.

                Aday belirleneceği söylenen (garantisi de yok) 26 Ocak tarihine kadar Zonguldak’ta dedikodu kazanının altına odun atanlar çok olur.

                Bakınız dakika bir gol bir. Zonguldak’ta CHP’nin “medarı iftarı, efsane belediye başkanı Muharrem Akdemir !!!”  aday açıklanması gecikince herhalde kendisini genel merkezin aday yapacağını zannederek umutlanmış ve “yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” deyivermiş)))))))) .. Güler misin ağlar mısın?!

                Gel de yazma! CHP’li bir aday seçimi kazanıp belediye başkanı olsa dahi (ki öyle de olacak) Akdemir’in bundan sonraki yaşamı evi ile adliye arasında belediye başkanlığı yaptığı dönemin hesabını vermekle geçecektir. Bu sözü bu kadar da iddialı yazıyorum. Çünkü her namuslu kişi belediye başkanlık koltuğuna oturduğunda kendisinden önce ne yapıldığına bakıp, yasa dışı uygulamaların hesabını sormak zorundadır. Akdemir,  CHP’li olup kendisine destek olan binlerce partili, partisiz insanın başarısızlığı yetmezmiş gibi, yaptığı usulsüzlüklerle boynunu bükmüştür. Böyle birinin hala adayım deme hakkı da, haddi de yoktur. 

                Resmi Başvurusunu yapıp aday olmuş kişilerin yanında olup destekleyen partililer sessiz sedasız aday açıklanmasını bekliyor.

                Başvuru yapmadan aday olmayı düşünenlerde de ses yok.

                Ancak bu kişileri destekleyenlerin senaryo yazmalarından, söylemlerinden insanlar bıktı.  Parti tabanı bu kişilerin sorumsuzca yaptıkları yalan açıklamalarla geriliyor, kutuplaşıyor.

                Biri eski sıfatı ile televizyona çıkıp CHP ile alakası olamayan kişinin adını “aday olursa seçim kazanılır” palavrası ile ortaya atar. Tepkiler artınca inkâr edip “ben öyle bir şey demedim” der. Birkaç gün sonra utanmadan “bir gün falanca adaya destek olduğum söyleniyor, bir diğer gün başka adaya” açıklaması yapar.

                İnsanlar acaba neden böyle diyor diye düşünce, aynanın karşısına geçip bir bakabilese, ne kadar güvenilmez biri olduğunu anlayacak da ancak o kafa onda yok.           

                İl başkanı koltuğunu işgal eden, aday adaylarına tarafsız eşit mesafede olması gereken, partide birlik beraberliği sağlamakla görevli zat yapılmayan anketlerden “şu isimler çıktı onlar atanacak” diyerek ortalığı karıştırıyor. Taraf olmuş, güvenirliliği kalmamış bu il başkanını kim yanına alırda seçim çalışması yapar ki.   

                Genel Merkezin yolunu bilmeyen bir şekilde yönetime girmiş, restoranına müşteri bulmaktan başka hiçbir amacı olmayan şahıs etrafındakilere Ankara’da desteklediği adaya katkı için yola çıktığını duyuruyor.  

                Gazipaşa’da bir gün Ahmet’tir aday, ertesi gün Mehmet.

                İşte yaratılan bu kargaşa ortamı partinin başarısından başka hiçbir düşüncesi olmayan yöneticileri, seçmeni ve hizmet bekleyen Zonguldak halkının kafası karıştırır isyan noktasına getirir.

                Sözüm bu partinin ülke sevdalısı insanları içindir! Yukarıda saymaya çalıştığım bu kişileri dikkate almayın, sözüne güvenmeyin çoğunu insan yerine dahi koymayın. Bu kişilerin bir kısmının kişisel çıkar ve menfaatleri için bu partide bulunduğunu asla unutmayın..

                Tüm bunlardan sonra aday belirlenecek. Peki, o aday kalan süre içinde partide oluşan dağınıklığı nasıl toparlayacak, belediye meclisini olmayan örgütlerle nasıl belirleyecek ve seçim çalışması yapacak.

                Aday belirlemeyi bu kadar geciktiren bir genel merkez, oluşacak ortamı nasıl bilemez, nasıl hesap edemez.!

                Mevcut genel merkeze ve tüm olumsuzluklara rağmen Zonguldak’ta CHP üyeleri ve seçmenleri ülkedeki yıkımı, iktidarın 16 senedir Zonguldak’a şaşı bakışını değerlendirip belediyeyi AKP’ye teslim etmeyeceklerine inanıyorum.

                TURGUT GÜVEN

                Yayın Tarihi: 18.01.2019