Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) devlete karşı işlenen suçlar ve müebbet hapis hariç tutulduğunda, en yüksek ceza adam öldürmeye verilir.

        Onun da süresi 24 yıldır; ancak geçen yıl Ağustos'ta çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile hapiste geçirilecek süre 16'dan 12 yıla düştü.

        Bunun da 2 yılı yarı açık, bir yılı da açıkta geçer; kapalı cezaevinde kalacağı süre 8 yılı bulmaz.

        Zaten TCK’nın “Süreli Hapis Cezası” başlığını taşıyan 49’uncu maddesi de “Kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az, 20 yıldan fazla olamayacağı” hükmünü taşır.

        Bundandır ki son dönem adam yaralayanların hiçbiri hapse girmeden serbest kalır.

        Hırsızlık ve mala karşı suçlarda ise ceza oranları yok denecek kadar düşük olduğu için neredeyse karakoldan sokağa salınır…

        Toplumdaki, “Adliye’nin arka kapısından girip ön kapısından çıkılıyor” yakınmasının nedeni de bundandır.

        HEPSİ SERBEST KALIR

        Buna TBMM'den geçerse MHP’nin dün “infaz indirimi” adı altında “çekilmesi gereken toplam cezadan 5 yıl” indiren dönük düzenlemesi eklenecek.

        MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın vurguladığına göre 162 bin 989 kişi bundan yararlanacak.

        Şunu belirteyim ki devlete karşı işlenen suçlar, terör, orman, kadın, çocuklara yönelik suçlar gibi kapsam dışı kalanlar bir kenara bırakılırsa, geriye kalanlara verilen ceza infaz indirimi en fazla 5 yılı buluyor.

        En ağır olan cezalardan birinden, "insanlığa karşı işlenen suçlardan" örnek verirsem…

        Bu suçun cezası 15 yıl, yarısı infaz yasasına göre indirileceğinden kalır 7,5 yıl; kravat takma gibi iyi hal indirimi de eklendiğinde geriye kalır 5 yıl…

        Hakim biraz daha indirse suçlu alacaklı olarak çıkacak…

        ZATEN YATMIYORLARDI

        Hırsızlık, telefon dolandırıcılığı, gasp, adam kaçırma ve alıkoyma, mağaza yağmalama gibi suçlardan mahkum olanlar ise zaten 1-2 yıl yatıp çıkıyordu; hatta önceden bir cezası yoksa doğrudan salıveriliyordu.

        Düzenleme çıkarsa Prof. Dr. Canan Karatay gibi yüzlerce kişiyi dolandıran, ekonomik olarak çökmesine neden olan telefon dolandırıcılarının hepsi serbest kalacak.

        Mesele burada da bitmiyor; kamuoyunda “Rahşan Affı” olarak bilinenden, Cumhuriyetin 50'nci yılı için çıkarılana kadar görüldü ki infaza ilişkin tüm düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi “özel af” kapsamında gördü.

        KHK’NIN AYRICALIĞI

        Bu aşamada, “Geçen yıl Ağustos'ta KHK ile daha önce üçte biri olan cezanın yarısının indirilmesine hükmedildi; Anayasa Mahkemesi (AYM) iptal etmedi” gerekçesi ileri sürülebilir.

        Ancak unutulmasın ki OHAL döneminde çıkarılan KHK’lara AYM “bakamayacağını” baştan ilan ettiği için ele almadı.

        Eğer bakabilseydi (ki bakmalıydı) emsal kararlarından yola çıkarak benzer sonuca ulaşırdı.

        Çünkü AYM, “Rahşan Affı” diye bilinen 4616 sayılı Kanun’u hem düzenlediği sempozyumda ele almakla kalmadı, içtihat da yayınladı.

        Konunun uzmanı, arkadaşım Anayasa hukukçusu Doç. Dr. Ozan Ergül’ün dün altını çizdiği gibi “Cezalardaki toptan indirimi AYM özel af olarak kabul ediyor…”

        Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı buluyor, “eşitliğin aynı konumdakiler için geçerli olacağına” hükmediyor.

        Yani, Aziz Yıldırım için yapılan Sporda Şiddet Kanunu’ndaki düzenlemeye benzer şekilde “tek konuya yönelik indirimin eşitliği bozmayacağını” belirtiyor.

        TÜRK: BİZİMKİNİN AYNI

        Gelelim işin bir başka yönüne…

        Af ile ilgili çalışmayı yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, hem dünkü hem de daha önceki sohbetlerimizde bunun bir af olmadığını, infaz düzenlemesi olduğunu belirtti.

        Ancak, Rahşan Affı’nın hazırlayıcılarından Hukuk Profesörü Hikmet Sami Türk aynı düşünmüyor.

        Prof. Dr. Türk dünkü sohbetimizde, “MHP’nin getirdiğinin 1999’da getirilenden bir farkı yok, hatta birçok maddesi de aynı” dedi.

        O dönem çıkarılan 4616 sayılı Kanun da o dönem cezadan 10 yıl indirimi öngörmüş; bugünkü gibi orman, adam öldürme, Atatürk’e karşı işlenen suçlar, terör gibi suçları kapsam dışında tutmuştu.

        AYM iptali herkesi kapsamasına neden oldu...

        BENZER KAYGI

        Partileri içinde incelenmesi gerektiğini söyleyenler olmakla birlikte, AK Parti’nin ikinci ismi Numan Kurtulmuş ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’ın farklı gerekçelerle de olsa teklife soğuk bakmaları da bundan...

        Peki, bu tutumları MHP’nin teklifini Meclis’te sonuçsuz kılar mı?

        Bunu kamuoyunun hangi tarafının daha etkili olacağı belirler…

        Çünkü azınlığın kararlı tutumu, çoğunluğun gevşek iradesi karşısında Meclis’te hep kazandı.

        Bir de siyasetçinin ağzından af, maaşlara zam, tezkere, bedelli sözü bir kere çıktı mı, geriye dönüşü olmadı.

        Bakınız; milletvekillerinin yemini için toplanan Meclis’in bedelliyi çıkarıp tatile girmesi…

        Diğer Yazılar