CHP İzmir’de, örgüt içerisinde örgüt mü var?

   Geçtiğimiz İl ve İlçe Kongrelerinde mevcut İl Başkanı Deniz Yücel ve bazı İlçe Başkanlarına karşı Büyükşehir’de bir oluşum ortaya çıktı. Bu oluşumun başında Belediye içerisinde Mustafa Özuslu konumlandı. Dışarıda ise Rıfat Nalbantoğlu.

   Her ne kadar basına verdiği demeçlerde “tarafsız” gibi görünmeye çalışsa da, Başkan Tunç Soyer’in de bu oluşumdan elbette haberi vardı. Öyle ki bazı ilçelerde Belediye Başkanlarına kendi ilçelerindeki seçimlerde dahi dışarıda kalmalarını isteyebilecek kadar taraf olmuştu.

   Bilenler bilir o seçimlerde Büyükşehir ekibi ağır bir yenilgi aldı. Bırakın Soyer’in ekibindekileri, en yakınında olan ve siyaseti dizayn etmekle görevlendirilen Nalbantoğlu dahi listeye girememişti. Şimdi neden geçmişe gittim ve bunları yazdım ona gelelim.

   Geçtiğimiz yıl başlayan bu ayrışmanın ve parti içerisinde hakimiyet kurma kavgasının, bugün yine devam ettiğine dair bilgiler var.

   Kongreler sırasında bazı ilçelerde Soyer ve ekibinin karşısında olan mevcut bazı Belediye ve İlçe Örgütü Başkanları şu sıralar huzursuz. Bu huzursuzluğun başlıca nedeni, ilçelerinde kendilerinin bilgisi dışında Büyükşehir’e atamalarla ilgili gelişmelerin olması. Dün bu konu İl ve İlçe Başkanlarının bulunduğu, ayrıca Soyer’in de katıldığı toplantıda dile getirildi ancak fayda etmedi. Soyer’in “Bildiğimi yaparım” tavırları içerisinde olduğu konuşuluyor.

   Huzursuzluğa neden olan öncelikli konuya gelelim.

   Soyer ve ekibinin parti içi siyasi yarışta kaybettiği ilçelerden Büyükşehir Şirketlerine eleman alımı yapıldığı ve bu alımların da İlçe Belediye Başkanları ve İlçe Başkanları bilgisi dahilinde yapılmadığı. Dediğim gibi özellikle bu konu huzursuzluğun başlıca nedeni. Çok sayıda ilçe şikayetçi. Örneğin bu ilçelerden birisi de Buca.

   Buca’dan Büyükşehir kontenjanından İlçe Başkanlığına adaylığını koyan Ali Hıdır Uludağ, Büyükşehir’in desteğine rağmen seçimleri kaybetmişti. Uludağ bir süre sonra Büyükşehir Belediyesi Şirketinde Yönetim Kurulu üyesi yapıldı.

   Sadece bununla da yetinilmedi.

   Uludağ aracılığıyla Buca’dan Büyükşehir Şirketlerine kendi ekibinden partililerin alınmasına referans olduğu iddiaları gündeme geldi. Buca İlçe Başkanının bu durumdan rahatsız olması bardağı taşıran son damla oldu. Bu konu da ayrıca dün Soyer’in bulunduğu toplantıda dile getirildi ancak sonuç alınamadı.

  Dediğim gibi benzer birkaç ilçe daha var. Ancak Soyer’in bu şikayetleri dikkate almaması akıllara bazı soruları da getirmiyor değil.

  Mesela Soyer, şimdiden ileriye dönük siyasi yatırım yapıyor olabilir mi?

  Bir başka soru, Bu yatırım içerisinde önce ilçe örgütleri, ardından İlçe Belediye Başkanlığı atamaları da olabilir mi?

  Neden olmasın!

  Aynı durum Aziz Kocaoğlu’nun başkanlığı döneminde yaşanmadı mı?

  Kocaoğlu 3 dönem boyunca İl ve İlçe Örgütlerini dizayn etmedi mi?

  Bazıları Soyer için istediği kadar “Mütevazidir, yapmaz” desin ama siyaset başka bir alandır. Erk’i ele geçiren kolay kolay bu işlerin dışında kalamaz. Hele ki bu erk Büyükşehir gibi devasa bir gücü de bünyesinde barındırıyorsa..

  Sözün özü

  Öncelikle şu iyi bilinmeli ki, İlçe Örgütlerinin toplanmasının amacı şikayetlerin dinlenmesi ve çözüm üretilmesiydi.

   Eğer Başkan Soyer’in ileriye dönük farklı hesapları olmasa, dün kendisine İlçe Başkanları tarafından iletilen o şikayetleri ciddiye almakla işe başlaması gerekirdi. Dolayısıyla parti içerisinde “Örgüt içerisinde başka bir örgüt mü var?” yakınmaları hiçte yabana atılacak türden iddialar değil. Sayılı gün çabuk geçer. Bakalım gelecek günler bize neler gösterecek?

   Bu yazı bir kenarda dursun. Yaşayıp göreceğiz..