01 Nisan 2020 12:50

CHP: Belediyelerin bağış toplamasını engellemeyin, yarın hesabı size sorulur

Yerel yönetimlerin salgına karşı başlattığı bağış kampanyalarının engellenmesine CHP'den “Vatandaşın bağışta bulunmasının ne mahsuru var. Engellemeyin, yarın bunun hesabı size sorulur” yanıtı geldi.

CHP logosu

Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcıları Seyit Torun ve Veli Ağbaba, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun imzasıyla yerel yönetimlerin koronavirüse karşı başlattığı yardım kampanyalarının incelenmesi için yayımlanan genelgeye dair açıklama yaptı. Bağışların yasal olduğu vurgulanan açıklamalarda "Engellemeyin, yarın bunun hesabı size sorulur" denildi. "Ensar Vakfı bağış toplar, TÜRGEV toplar, TÜGVA toplar sorun yok ama CHP’li belediyeler bağış toplayamaz" tepkisi dile getirildi.

Topladıkları bağışlar bloke edilen 11 büyükşehir belediyesinin yayınladıkları ortak bildiride de "Belediyelerin 'bağış' kabul etmesi tamamen yasalken, İçişleri Bakanlığının yıllardır belediyelerce yapılan uygulamayı 'yardım' kapsamına sokarak anlaşılması imkânsız bir gerekçeyle engellemesi, hiçbir fayda sağlamayacak, sadece yardım bekleyen vatandaşlarımızın mağduriyetini arttıracaktır" denildi.

TORUN: HEPSİ DENETİM ALTINDA, ENGELLEMEYİN

Belediyelerin vatandaşın en önemli hizmetlerini yöneten birim olduğunu vurgulayan Torun, yasaya göre belediye başkanlarının bu bağışları alabileceğini belirtti. Torun, “Vatandaşın bağışta bulunmasının ne mahsuru var. Engellemeyin, yarın bunun hesabı size sorulur” dedi.

Torun basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Burada ne var? Bunu yaparken de belediyelerimiz yasal yetkisini kullanarak bu bağışları kabul etti. Yasaya göre belediye başkanları bu bağışları alabilir. Bu bağışlar belediye bütçesine alınacak ve oradan ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak. Hepsi denetim altında. Şimdi siz hayır yapamazsınız diyorsunuz. Bunu bir kişi yapar diyorsunuz. Tamam o kişi yapsın ama belediyelerimiz de çözüm üretmek istiyor. Ayrışmanın zamanı değil .Evde kalmanın bir bedeli var, evlerde tutmamız lazım. Bu eksiklikleri hep beraber giderelim. Ne mahsuru var? Engellemeyin, yarın bunun hesabı size sorulur."

AĞBABA: ENSAR BAĞIŞ TOPLARKEN BELEDİYELER TOPLAYAMIYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şöyle dedi:

“Ankara, İstanbul başta olmak üzere  11 büyükşehir belediye başkanımız üç gün önce milletinden bağış toplayarak fakire fukaraya dağıtmak için kampanya açtı. Bu memlekette vakıflar bağış toplar, bu memlekette dernekler bağış toplar, Ensar Vakfı bağış toplar, TÜRGEV toplar, TÜGVA toplar sorun yok, 15 Temmuz şehitlerinin paralarını yiyenler, Beşiktaş şehitlerimiz için toplanan parayı iç edenler yardım toplar, deprem paralarını sağa sola harcayanlar yardım toplar ama CHP’li belediyeler bağış toplayamaz. Bu, koronavirüs kadar tehlikeli bir zihniyettir. Allah sizin gözünüzü doyursun. CHP’li belediyeler gönüllü bağış toplarken kendileri memurlardan tehditle para topluyor.”

11 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANINDAN ORTAK AÇIKLAMA: TÜM VÜCUDUMUZU TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ

Koronavirüse karşı topladıkları bağışlar bloke edilen 11 büyükşehir belediyesi ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride, "Belediyelerin 'bağış' kabul etmesi tamamen yasalken, İçişleri Bakanlığının yıllardır belediyelerce yapılan uygulamayı 'yardım' kapsamına sokarak anlaşılması imkânsız bir gerekçeyle engellemesi, hiçbir fayda sağlamayacak, sadece yardım bekleyen vatandaşlarımızın mağduriyetini arttıracaktır" denildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Tekirdağ Kadir Albayrak ve Aydın Özlem Çerçioğlu'nun imza attığı bildiri şöyle:

“Dünya ve ülke olarak siyaset üstü davranmayı gerektiren olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Çağın bu büyük felaketi karşısında, kamunun tüm kurumları olarak bir araya gelmek ve sorumlu davranmak gibi bir görevimizin olduğunun bilincindeyiz. Bu anlamda siyaset dışı davranmak bizler için bir tercih değil, açık bir mecburiyettir.

Söz konusu felaketi durdurmak, hasarları ortadan kaldırmak ve mağdur olanların mağduriyetine yetişmek için işbirliği yapmak, sadece kamu görevi değil, vicdanî bir sorumluluktur.

Bizler de bu niyetle yola çıktık ve her türlü teşekkürü hak eden vatandaşlarımızın talebi üzerine kampanya başlattık. Belediye başkanları olarak görevimizi yaparken, felaketin büyüklüğü karşısında bütçemizi aşabileceğimizi öngördük. Çünkü devam eden bir salgınla karşı karşıyaydık ve hasarın nerelere ulaşabileceğini düşünüp tedbir geliştirmek durumundaydık.

Bu nedenle insanlarımızın, işte böyle günlerde bizi bir kılan, millet kılan, kardeşlik ve dayanışma ruhuna güvenerek bağış çağrısı yaptık. Çanakkale'de düşmanına bile su verecek kadar merhamet sahibi milletimiz, kendi kardeşine elbette yetişecekti ve biz de elbette buna aracılık etmeyi emir sayacaktık. Ancak tamamen iyi niyetli ve samimi bu çağrımız karşılık bulmaya başlamışken, bu kampanyamız "Belediyeler bağış alabilir mi, alamaz mı?" tartışmasının sonucu olarak durduruldu.

Belediyelerin 'bağış' kabul etmesi tamamen yasalken, İçişleri Bakanlığı'nın yıllardır belediyelerce yapılan uygulamayı 'yardım' kapsamına sokarak anlaşılması imkânsız bir gerekçeyle engellemesi, hiç bir fayda sağlamayacak, sadece yardım bekleyen vatandaşlarımızın mağduriyetini arttıracaktır.

Şunu yürekten ifade ediyoruz: Mağdur milyonlarca insanımıza yeni mağdurlar eklenirken bu konuda 'kim haklı kim haksız' tartışmasına girecek ve insanlarımız çare beklerken zaman kaybedecek durumda değiliz. Bu hususu kamuoyunun takdirine ve hukuka bırakıyoruz. Bu hassas durumun, siyasî kamplaşma çabalarına alet edilmesini istemiyoruz.

Yardım niyetiyle yola çıktıktan sonra doğabilecek siyasî kârı veya zararı hesaplayacak hâlde hiç değiliz. İnsanlarımızın mağduriyeti giderilsin de siyasî kârı kimin olacaksa olsun, o da önemli değil. Yeter ki bütün bir ülke olarak, bütün kurumlar olarak hep birden sadece elimizi değil, vücudumuzu taşın altına sokalım.

Bizlerin 'haklı-haksız' kavgası yapmak yerine, ekmeksiz kalana ekmek götürmek, ihtiyacı olanın gururunu kırmadan cebine hayatını sürdürebileceği kadar para koyabilmek, aç açıkta bırakmamak, zor zamanına eşlik etmek, kardeşinin iyiliğiyle buluşturmak, yaralarımızı karşılıklı sarmak, birbirimize nefes olmak gibi bir önceliğimiz, kutsal bir görevimiz ve vazgeçilmez bir derdimiz var.

Bu nedenle biz 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bu tartışmalara asla girmek istemiyoruz. Ülkemizin bir an önce bu felaketten kurtulması için, kentlerimizde etkilenmiş kim varsa, hiç ayrım yapmadan, en küçük hücrelere kadar ulaşıp, devletimizin diğer kurumlarıyla birlikte onların mağduriyetini gidermeyi amaçlıyoruz. Şu kara günlerinde arkalarında devleti görmek isteyen mağdurlara yetişmek bizlerin de üzerine düşen borçtur.

Söz konusu gereksiz tartışmayı tekraren kamuoyunun takdirine ve hukuka bırakırken, küresel yangına dönmüş salgın felâketi karşısında halkımızın yanında olacağımızı ve her türlü yardımı kendilerine ulaştırma konusunda kararlılığımızın sürdüğünün bilinmesini istiyoruz.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

SES Dersim Şubesi: Koronavirüs salgını sürecinin adil ve şeffaf yönetilmesi gerekiyor

SONRAKİ HABER

3 Nisan'da dijital iklim grevine çağrı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa