Haber/ Didar DEMİRCİ

Çevreciler, korona virüs pandemisi sürecinde getirilen tüm kısıtlamalara rağmen sürdürülen çevre katliamlarına tepki gösterdi. İzmir'de eylem yapan EGEÇEP üyeleri, “Yaşanabilir bir doğa için ekolojik/ çevre nöbetindeyiz” dedi. Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, birinci derece doğal SİT alanı statüsündeki Meryemana Tabiat Parkı'nın koruma statüsünün düşürülmesini yargıya taşıyacaklarını açıkladı. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ise, Nikita Deresi’ne karasu tahliye eden ve kentte olumsuz hava kirliliği yaratan fabrika hakkında, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Öte yandan Akdeniz foklarının barınma alanı olan Bodrum'daki Tilkicik Koyu'na gece yarısı mermer tozunun dökülmesi ve denizin içerisine beton bloklar konulması çevrecileri alarma geçirdi. Şikayetler üzerine çalışma durduruldu.

Kazdağları'ndan çağrı

Kazdağları’nda yapılması istenen maden projelerine karşı mücadele yürüten Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyonu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla tüm haftaya yayılacak eylemlere davet çağrısı yaptı. Korona virüs sebebiyle ilk dört günde yalnızca sosyal medya üzerinden etkinlikler gerçekleştirilirken 5 Haziran Cuma günü ise “Kazdağları İçin Adalet” sloganıyla bir araya gelinecek. Çevreciler, Çanakkale Adalet Heykeli önünde saat 14:30’da basın açıklaması yapacak. Açıklamada, “Çünkü bizler Su ve Vicdan Nöbeti'nin başladığı ilk günde de dile getirdiğimiz gibi ‘yaşam savunucusuyuz’. Öncelikle insan sağlığını, yaşamı korumaya çalışmakta ve doğa ile bütünlüğümüzü kabul etmekteyiz” denildi.

Ekolojik yıkım nöbetindeler

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Çevre Haftası kapsamında başladıkları etkinliklerinin ilkini Gündoğdu Meydanı'nda pandemi kuralları çerçevesinde gerçekleştirdi. EGEÇEP Sözcüsü Berna Babaoğlu Ulutaş, “Küresel ısıma, madenlerin, doğanın talanı, akarsularımızın kirletilmesi, suların ticarileştirilmesine karşı nöbeti tutuyoruz. Yaşanabilir bir doğa için ekolojik/ çevre nöbetindeyiz. Bir virüsün bütün dünyayı nasıl evlere hapsettiğini yaşıyoruz, doğanın talanına son diyoruz” dedi. Kapitalist üretim tarzının her geçen gün dünyayı kirlettiğini ve bu nedenle gelecek kuşaklara yaşanılası bir dünya mirası bırakılamayacağını dile getiren Babaoğlu, şöyle konuştu:

Dünyayı kirletiyor

“Küresel ısınma ve buna bağlı yaşanan kasırga sayısındaki ve şiddetindeki artış, madencilik adı altında yürütülen talanlar, Tarım alanlarına kurulan sanayiler, maden ve sanayi tesislerinin, yer altı sularını ve tüm canlıların ortak varlığı olan yerüstü sularını sorumsuzca tüketmeleri, yöre halklarının kullandığı sulara el koyan HES’ler, kuş göç yollarına ve meralara kurulan RES’ler, aşırı su tüketen, hava kirliliğine neden olan TES’ler, milyonlarca insan ve diğer canlıların hayatına kasteden NES’ler, sözde yenilenebilir enerji diye işletilen, gerçekte havayı, toprağı ve suyu aşırı derecede kirleten JES’ler, tarım alanlarını kaplayan GES’ler, yaşamları alt üst etmekle kalmıyor, doğanın dengesini de bozuyor.”

Babaoğlu, “Bu nöbetle diyoruz ki; doğamızı korumaya kararlıyız, gücümüzün yettiğince, bu doğa talanlarına karşı başta hukuk olmak üzere tüm meşru direnme haklarımızı kullanarak mücadele edeceğiz. Tek amacımız, gelecek kuşaklara yaşanılası bir dünya bırakmaktır. Halkımızı, bu doğa talanlarına karşı yanımızda olmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Meryemana yargıya taşınıyor

Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, İzmir‘in Selçuk ilçesinde, 12’nci grup doğal SİT alanlarının koruma statülerinin değiştirilmesinden etkilenen Meryemana Tabiat Parkı için yargı yoluna gideceklerini açıkladı. Açıklamada, SİT statüsü değişikliklerinin; kamu yararına, koruma mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğu belirtilerek, “Başta Selçuk halkı olmak üzere tüm halkımızı ve ilgili kurumları sürece dahil olmaya davet ediyoruz” denildi. Ayrıca bölgenin, farklı koruma statüleriyle parçalanarak değerlendirilmesinin ve koruma derecesinin değiştirilmesinin parkı, telafisi mümkün olmayacak şekilde tahribata açık ve savunmasız hale getireceği savunuldu.

Gelecek tehlikede

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Koruma statülerini değiştirerek bütüncül koruma yaklaşımını ve geçmişte belirlenmiş süreklilik arz eden koruma statülerini ortadan kaldırmak, yasal boşluklar ve mevzuat eksiklikleri yaratarak karar verici olarak tarif edilen Bakanlık aracılığı ile milyonlarca hektar koruma alanında çeşitli yatırımlar yapılmasının önünü açmak; gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını tehlikeye atmak olacaktır.” Açıklamada ayrıca, daha önce SİT dereceleri değişikliklerine maruz kalan Çamlık Köyü, Zeytinköy, Selçuk-Seferihisar yolu, Göller Bölgesi gibi bölgelerde görülen tahribatlardan örnekler de verildi.

Başkan Ergin'den suç duyurusu

Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Doğuş prina fabrikasının kentte yarattığı olumsuz çevre felaketinin önüne geçebilmek amacıyla suç duyurusunda bulundu. Ergin, “Ayvalık’ımızın bu temiz havası, özellikle Nikita Deresi’ne yapılan karasu tahliyesi nedeniyle suları, son yıllarda bölgede faaliyet gösteren bir tesisin çevreye bıraktığı atıkların saldırısı altında. Prina işleyen bu tesisten salınan duman ya da buhar, özellikle kış aylarında bazı gecelerde kentin havasını solunamaz hale getirmekte ve gittikçe büyüyen bir yaraya dönüşmekte. Ayvalık sahipsiz değildir. Ayvalık’ı ranta teslim etmeyeceğiz. Ayvalık her zaman pek çok güzel şeyle birlikte anılan, doğal zenginlikleri ile öne çıkan, coğrafyanın ona bahşettiği ayrıcalıklarla yaşanan bir yer olmuştur” ifadelerini kullandı.

Denize mermer tozu döküldü

Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Gökçebel mevkisindeki Tilkicik Koyu’na, sokağa çıkma yasağından faydalanarak, bir hafta boyunca tır ve kamyonlarla getirilen tonlarca mermer tozu denize döküldü. Ayrıca deniz içerisine de beton bloklar yerleştirildi. Yeşil Gazete'nin haberine göre, yöre halkı ve çevre örgütleri, Akdeniz foklarının önemli barınma alanlarından biri olan koya gece yarısı getirilen ve yüzer platformun üzerine yerleştirilen vinç ile denizin ortasına taşınan tonlarca kumun, koruma altında olan Poseidon çayırlarının üzerine döküldüğünü söyledi. Yapılan şikayetler üzerine, bölgede turistik tesis ve özel villalar yapan şirkete 2872 sayılı Çevre Kanunu’na göre 400 bin lira para idari para cezası verildiği ayrıca yetkililer hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyesi Rezzan Şebin, “Doğal kıyı aylardır yağmalanıyor ve geri dönülemeyecek biçimde vahşice bozuluyor. Bu nedenle resmi görevlilerin burada sürekli denetim yapması gerekir” dedi. MUÇEP’in eş sözcüsü Umay Karabaş ise, “Denize, kıyılara, doğaya bu kadar zarar verdiğimizde kendi soluğumuzu da kesiyoruz. Yeryüzünü kendimize göre şekillendiremeyiz. Getirilen mermer tozu da sahile ya da denize serildiğinde deniz hayatı geri dönüşü olmayan zarar görecektir. Bunun örneklerini biliyoruz. Buna izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.