"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemreler düşerken yenileni/yorum!

M. Said ZEKİ
24 Şubat 2020, Pazartesi
- Leylakları bekleme günüydü!. . -

İkinci 50. Yılımıza girerken zamanın nasıl hızla aktığını bir kez daha müşahede ettik. Biz de kendimizi gözden geçirdik. Dün gibiydi sarı rüzgârlarıyla sonbahar, ağaçların yapraklarını çekiştiriyordu. Derken melekler kar getirmeye başlamıştı. Kışı selâmlamıştık hamd ve salâvatla:

Merhaba ilk kar! Hoş geldin, sefalar getirdin! Gaybî hazinesinden seni gönderen Rabbimize, birbirine benzemeyen kristallerin adedince hamd ü senalar olsun. Yağmur için ‘onun Rabbine olan biatı tazedir’ buyuran Allah Resulüne salât ü selâmlar olsun ki; onun getirdiği nur ile kâinatın şekli değişmiş, gayesi anlaşılmış, sırları çözülmeye başlamıştır.

ÜMİDİ VE ADALETİ AYAKTA TUTANLAR!

Sonra uzun kış gecelerinde ümidi diri tutmaya çalışmıştık hep birlikte. Adalet ve demokrasiye olan inancımızı yitirmeden hak, hukuk, adalet dedik. Zulmün karşısında, mazlumun yanında kahramanca bir duruş sergiledik; korkmadan ve bedelini göze alarak:

Ümitsiz değiliz asla! Kış kalbinde baharı saklar. Buna inananlar ümidi diri tutar, karamsarlığa düşmeden hizmetine devam eder. Kar, boran, fırtına peş peşe geliyorsa; sıkıntıların birisi biterken birisi başlıyorsa... Kimileri ikbal peşinde sağa sola savrulmuşsa. Kara bulutlar ufku kaplamış ve güneşten bir ışık huzmesi bile görünmüyorsa; baharın geleceğine ve güneşin doğacağına inanarak, ümitle, aşkla, şevkle korkmadan hizmet edenler imanî bir duruş sergiliyordu elbette. Biliyorlardı ki; bu günler de geçecekti! Karanlığa inat kardelenler ve nergisler Nur saçacaktı Allah’ın vaad ve izniyle! Ve beklenen leylaklar gelecekti!

OKUMA.. ARINMA.. YENİLENME..

Sonra kendimizi yenileme, okuma, arınma ve helâlleşme teklifi yapmıştık: Risale-i Nur madem bir tecdit hareketidir. Onun muhatapları olarak ilk önce kendimizi bir tecdit, yenilenme, arınma ve aydınlanma ameliyesine tabi tutalım. Mevcut bilgi ve düşüncelerimizi birer birer gözden geçirelim.

Doğru bildiğimiz yanlışlar, yanlış bildiğimiz doğrular olabileceğini, bizim de hatalar yapabileceğimizi kabul edelim. Serinkanlı, soğukkanlı bir şekilde insaf, iz’an ve vicdana riayet ederek, tefekkür ve tezekkür ile bir nefis muhasebemizi yapalım. Doğrularımızı pekiştirip, yanlışlarımızı tashih edelim.

Hayatın kalp kıracak kadar uzun olmadığını, affedici olmanın hem sağlığa iyi geldiğini, hem Allah’ın rızasını celp ettiğini düşünüp helâlleşerek; kardeşlerimize, dostlarımıza karşı olan duygularımızı pozitife çevirip şevk ve gayretimizi katlayıp arttıralım. Bahar öncesi kendimizi bir ‘ruh bakımına, düşünce temizliğine, fazlalıklardan kurtulma’ atölyesine alalım. Biliyoruz ki; kendisini arındıramayan başkasını arındıramaz; yanmayan yakamaz ve nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez.

ŞÜKÜR VE TEFEKKÜR

Derken cemreler düşmeye başlamış, elimizden geleni yapıp vazife-i İlâhiye’ye karışmamayı tefekkür etmiştik: Bakın baharın müjdecisi cemreler bir bir düşüyor. Sizin kalplerinize de ümit, şevk ve hizmet cemreleri düşsün! Evet, güzel gören için her mevsim bahardır. Baharın kendisini hissettirdiği şu güzel günlerde içimizi karartmayalım. Hadiseler karşısında elimizden gelen bir şey varsa yapalım. Gücümüz yetmiyorsa ve biz ondan sorumlu değil isek, kendimiz onunla meşgul olup huzurumuzu kaçırmayalım. Hizmetimize yoğunlaşalım.

Tefekkür zirvesinde bizlere melekler selâm ve esenlik temenni ederler. Baharı bir deste gül gibi size takdim eden Rabbimiz, bizi ne kadar da çok seviyor. O’na ne kadar şükretsek az. “Düşünmez misiniz, tefekkür etmez misiniz, hâlâ şükretmez misiniz?” ikazlarını hatırlama zamanı şimdi. Ve kırgınlık, dargınlık ve fuzulî meşguliyetleri bir tarafa bırakma ve hizmete sarılma zamanı şimdi.

HEPİMİZ ÖLECEK YAŞTAYIZ!

Son olarak yaşama sevinci ile birlikte en büyük nasihatçi olan ölümü hatırlatmıştık: Ve hepimiz yolcuyuz. Ve ‘hepimiz ölecek yaştayız!’ Öyleyse bunun farkına varalım, verilen nimetleri, ihsan-ı İlâhî olarak omzumuza konan hizmetleri ıskalamayalım. Günlük sıkıntı ve siyasî çekişmeler içinde, unuttuğumuz tebessüm çiçekleri açsın çehrelerimizde. Yaşama sevinci bir kez daha dolsun yüreklerimize.

SELÂM OLSUN BAHARA VE KAHRAMANLARA!

Selâm sana İlkbahar! Leylakları getirmeni bekliyoruz sabırla! Selâm olsun acele edip kışta gelen ve ‘Ümitvar olunuz’ diye haykıran Üstadımıza. Ve selâm olsun ikinci 50. Yılında, aşkla şevkle hizmetine devam eden Yeni Asya’nın bütün çalışanlarına, fedakâr okuyucularına ve gönül dostlarına!

Okunma Sayısı: 1930
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı