CEMRE!

Dün ilk Cemre havaya düştü. Cemrenin anlamı kor ateş olsa da, Cemre kış bitti bitiyor, bahar geliyor demenin ilk sinyalidir. Her ne kadar Mart dokuzu olmadan, Mart ayının sürprizleri yaşanmadan, bazı yıllar kazma-küreğe varıncaya kadar yakılmadan bahar filan gelmez dense de, cemre bahar mevsiminin göz aydınlığıdır. Cemre güzel günlere, güzel hayallere, yepyeni umutlara bir başlangıçtır. Cemre’nin düşmesi karamsarlıklardan kurtulmaktır. Toparlanmak, üzerimizdeki uyuşukluğu, aman sendeciliği, kışla bahar arasında kalmışlığı atarak kendine gelmektir. Cemre; insan olarak, toplum olarak, şehir olarak çok daha umut verici gelişmelere bir manada kapı aralamaktır. Bugünlerde seçim konuşuyor gibi görünsek de, konuştuğumuz seçim değil, eskiden olsaydı olmazsa olmaz önceliğimiz seçimden başka bir şey olmazdı. Ne mi konuşuyoruz? Tabi ki, geçim! Şehir merkezinde olmayan, var olmayan, varmış gibi görünen seçim, belki Mart ayının ortalarından sonra hareketlenebilir! İnsanımız karamsar, beklentiler iç açıcı değil. Seçim öncesi böyle olursa, seçim sonrası ne olur soruları zihinleri yormaya devam ediyor. Atalarımız kara gün kararıp kalmaz demişler. Her sabahın taze bir başlangıç olduğuna vurgu yapmışlar.   TEK BİR EKSİĞİMİZ VAR! Cemrelerle başlayan çıkışlar, gelişmeler, atılımlar yapabilir şehrimiz. Nasıl mı? 1950 yıllarının ortalarında şehrimizde, Konya Şeker Fabrikası ve Karaciğanların Tuğla-Kiremit Fabrikasından başka fabrika yoktu. 2019 yılı itibarıyla fabrika sayımız “altı yüz on” rakamına ulaşmış durumda. Bu rakam, sanayi ve fabrikalar şehri olmanın tescili. Organize bölgemizde 38 bin insan istihdam ediliyor. Sanayi şehrinin gözbebeği olan sektör Otomotiv yedek Parça Sektörü. Konya; Ferrari’ye… Audi’ye… Volkswagen’e… Toyota’ya… Renault’a…. Yedek parça üretiyor. Her biri ayrı bir otomobil devi olan bu markaların vazgeçilmezi bu şehir! Ne yazıktır ki, Otomobil fabrikası yok! Otomobil fabrikasının kurulması için, unu, yağı, şekeri, irmiği, kazanı, kepçesi, odunu, ateşi yani her şeyi hazır. Tek bir eksiği var. Helvacı!   SELÇUK ÖZTÜRK! 19-23 Mart 2019 tarihleri arasında açılacak olan dev Tarım Fuarına bir aydan daha az bir zaman kaldı. 350 bin ziyaretçinin beklendiği dev bir fuarımız var artık. 6 hollü Fuar alanı açıldığında, kısa bir süre sonra, bu şehre bu yetmeyecek, 12 hollü fuar gerekecek diye yazmıştım. KTO Başkanı Selçuk Öztürk, 2019 tarım Fuarı sonrasında kolları sıvamalı, 12 hollü fuar için start vermeli diye düşünüyorum. Bu start 500 bin ziyaretçiye davetiye demek. Tanıdığım, bildiğim, Konya’nın umut bağladığı isimlerden biri olan Selçuk Öztürk, 12 Hollü fuarı hayata geçirecek, kabiliyete, donanıma ve ufuk zenginliğine sahip. 2019’un cemreleri, 12 hollü bu güzel fuar adımlarının başlangıcı neden olmasın?   RECEP KONUK! Patates gibi, Ayçiçeği gibi iki ürünü Konya ovasına kim kazandırdı? Recep Konuk ve 1999’dan bu yana başında olduğu Konya Şeker, bu şehre ve Konya Ovasına neler kazandırmadı ki, say say bitmez! Konya ovasında yetişen, yetiştirilen patates artık” Konya Patatesi” olarak anılmak üzere. Üzereyi geçtik, tescillenmesi şart. Bizlere düşen bu gayreti, bu çabayı, bu ufuk zenginliğini desteklemek. Ayçiçeği üretiminde ilk sırayı alan Konya, son yıllarda Çin’den gelen Ayçiçeğine dur diyebilir. Konya, yerli ve milli ürün olarak üretilen Ayçiçeğine, aynen Patates örneğinde olduğu gibi, “Konya Ayçiçeği” diyerek Recep Konuk ve Konya Şeker’e destek olmalı ve destek vermelidir. Cemreler yeni başlangıçların adıdır. Hz. Mevlana’nın dediği gibi, “Dün dünle birlikte gitti cancağızım, bugün yeni bir şeyler söylemek lazım” Gelin cemrelerle birlikte Konya için el ele verebileceğimiz yeni ve güzel şeyler söyleyelim.   HELVACI ARANIRDA, HELVACI MI BULUNMAZ! Yazımızın ilk bölümünde tek eksiğimiz helvacı demiştik ya…Var olan helvacıları fark edememe gibi kötü bir huyumuz ve Köristan’da yaşar gibi bakarkörlüğe doyamayan gözlerimiz var! Sevgili okurlar! Bu şehirde helvacı aranır, helvacı sorulurda olmaz mı, bulunmaz mı? Recep Konuk! Selçuk Öztürk! Memiş Kütükçü! Konya kazanlarında türüm türüm Konya helvası pişiriyorlar. Helvanın namı, şanı, şöhreti, tadı, kokusu bütün ülkeyi ve cihanı sardı. Siyaset ve iş dünyasından daha birçok ismi sıralayabiliriz. Bu isimler, bu şehrin ufku olanları, vizyon sahibi olanları, ardından yürünebilecek olanları… Cemrelerin havaya, suya, toprağa düştüğü gibi, bu isimlerde bu şehrin nasibine düşmüş, düşürülmüş isimler. Cemre böyle bir şey işte, yazana yazdırıyor, söyle denene söyletiyor!