Geçen yılın eylül ayında yükselişe geçen dolar/TL, bu yılın başında 3,9422 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine gördü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) müdahaleleri ve ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik siyasi belirsizliklerin küresel piyasalarda dolara olan talebi azaltmasının etkisiyle şubat başında yükselişe geçen TL, 6,5 ayda yüzde 7,96 değer kazandı.
Dolar/TL dün itibarıyla 3,50'nin altını görürken,
uzmanlar, TL'deki yükselişin devam edebileceği öngörüsünde
bulunuyor.
Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, TL'nin TCMB'nin
politikalarından olumlu etkilendiğini belirterek,
Türkiye'nin güçlü büyümesinin de TL için olumlu olduğunu
kaydetti.
Matys, ekonomik reformların gelecek çeyreklerde hızlanacağına
dair beklentilerin yabancıyatırımcılar için olumlu bir
sinyal olabileceğini
vurgulayarak, ABD ve Kuzey Kore
arasındaki gerilimin yükselmesiyle riskli varlıklara olan
ilginin azaldığını, TL'nin ise risk iştahının azalması
süreciyle başa çıktığını söyledi.
ABD Merkez Bankası'nın da (Fed) düşük enflasyondan dolayı bu
yıl faizleri artıramayacağı öngörüsünde bulunan
Matys, TL'nin, dolar karşısında
bu yılın sonunda daha fazla değer kazanabileceğini,
dolar/TL'de 3,40 seviyesinin söz konusu olabileceğini ifade
etti.
"BİR SÜRE DAHA 3,50-3,60 GENİŞ BANT ARALIĞININ
KORUNDUĞUNU GÖREBİLİRİZ"
DenizBank Yatırım Strateji Yönetmeni Orkun Gödek
de TCMB'nin sıkı para politikası
uygulamasını sürdürmesi ve enflasyonda belirgin bir düşüş oluncaya
dek mevcut durumunu koruyacağını belirtmesinin, TL'yi zor
günlerde dalgalanmaya ve değer kaybına karşı koruduğunu ifade
etti.
Gödek, dış koşulların uygun olması ve enflasyonda beklenen
geri çekilmenin gerçekleşmesi durumunda 2018'in ilk
çeyreğinde faiz ve TL'de iyimserliğin arttığını
görebileceklerini ancak riskleri de göz ardı etmemek
gerektiğini söyledi.
Avro/dolar paritesinin olası geri çekilmesi, ECB ve Fed'in
para politikalarına nasıl yön vereceğine dair belirsizlikler,
Kuzey Kore gibi önemli jeopolitik riskler ve ABD yönetiminin
içerisinde bulunduğu politik sıkıntıların riskli
varlıklardan portföy çıkışını hızlandırabileceğini ifade
eden Gödek, şunları kaydetti: "Geçtiğimiz hafta bu
durumu yakından tecrübe ettiğimizi
unutmayalım. Teknik olarak 3,5520
direnci aşılmadan TL'de satış baskısının artacağı
beklentisinde değilim. Bir süre daha 3,50-3,60 geniş bant
aralığının korunduğunu görebiliriz. 3,50 seviyesi, teknik ve
psikolojik açıdan öne çıkıyor. Aşağısına kaymalarda talebin
arttığını görebiliriz."
"BU SÜREÇTE TL DE DEĞER KAZANIMINA EK
OLARAK BİR MİKTAR POZİTİF AYRIŞMA SÜRECİ İÇİNDE YER
ALDI"
Stratejist Cüneyt Paksoy ise Donald Trump'ın ABD Başkanı
seçilmesinin ardından doların görece pahalı olduğunu
belirtmesi ve ABD ekonomisinin rekabetçi gücünü kaybetmemesi
için global ölçekte daha ucuz bir dolara ihtiyaç duyacağını
ifade etmesi sonrası dolar endeksinde 105-100 aralığından
geri çekilme sürecinin başladığını anımsattı.
Paksoy, dolar endeksinde yaşanan bu geri çekilme
sürecinin Trump'ın başkanlığının tartışmaya açılması ve adım
adım ciddi bir siyasi krize doğru ilerlenmesiyle güçlenerek
endeksin 93 seviyesine kadar gerilemiş olmasının gelişen ülke
kurlarına ve TL'ye önemli bir değerlenme imkanı verdiğini
ifade ederek, şunları kaydetti: "Fed'in bu ortamı
değerlendirerek şahin görünüm ve tavırdan daha ılımlı moda
geçmesi, eylül ayının piyasalar
tarafından faiz artırımı beklentisinden çıkarılması
ve aralık ayına dair şimdilik kuvvet kazanmayan beklenti
anketlerinin dolar endeksinin görece düşük seyrini
şimdilik de olsa korumasını sağladı. Fed'in eylül ayından
itibaren oldukça kademeli ve ölçülü bilanço küçültme
adımlarına geçme isteğini belirtmesi de piyasalar tarafından
şimdilik ekstra fiyatlanmadı. Ancak eylül ayından itibaren bu
görünümün ve piyasa algısının değişme ihtimali de
masada. Bu süreçte TL de değer
kazanımına ek olarak bir miktar pozitif ayrışma süreci içinde
yer aldı. Mevcut durumda 200 günlük üssel ortalamayı içinde
barındıran 3,49-3,50 aralığında yaşanan gevşeme, bundan
sonrası için oldukça önemli. Tahviltarafında yaşanan
görece dengeli seyir ve TCMB'nin sıkı para politikasına
devam etme kararlılığı da dolar/TL tarafında volatilitenin
düşmesine ve geri çekilmenin devamına katkı
sağladı."
Gelecek dönemde gözlerin ABD siyasi süreci, Kuzey Kore ve Orta
Doğu merkezli jeopolitik
gelişmeler, Fed ve Avrupa Merkez Bankası (ECB)
gibi öncü merkez bankalarının adımlarında olacağını belirten
Paksoy, 24-25 Ağustos'taki Jackson Hole toplantısında ECB
Başkanı Mario Draghi ve Fed Başkanı Janet Yellen'ın
konuşmalarının takip edileceğini bildirdi.
Paksoy, yurt içinde ise son dönemde hız kazanan siyasi
gelişmeler, ekonomi tarafında açıklanacak veriler, TCMB'nin
atacağı adımların yanında yabancı algısı ve alım satım
reflekslerinin de tahvil ve kur tarafındaki
fiyatlamaya etkilerinin dikkatle izleneceğini kaydetti.