Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fransa’nın ışıklar şehri Paris’te ateş sönmüyor...

Halk sokaklarda hak arıyor...

Lakin, yakarak ve yıkarak...

Soros ile benzeri kişi ve örgütler yeniden iş başında.

Akaryakıt zamlarına ve ekonomik şartların kötü gidişine tepki olarak 17 Kasım’da başlayan, daha sonra Macron ve yönetimine yönelik büyük bir öfkeye dönüşen “Sarı Yelekliler”in eylemleri gittikçe şiddete ve yağmalamaya dönüşüyor...

Şehir merkezlerindeki yüksek kiralar yüzünden kırsal bölgelere yerleşenlerden oluşan göstericiler, Macron’dan ekonomik koşulların iyileştirilmesini talep ediyor.

Haberin Devamı

“Sarı Yelekliler”in protesto ettiği akaryakıt zamlarının 2019 yılı için iptal edildiği açıklanmasına rağmen, eylemciler bunu yeterli bulmayarak gösterileri sürdürüyor.

Bugüne kadar 3 kişi hayatını kaybetti ve 4 bin 99 kişi gözaltına alındı.

Fransa hükümeti terörle mücadele eylem planını “acil saldırı uyarısı” seviyesine yükseltti.

Gezi olaylarında bize insan hakları dersi veren Batılı ülkeler şimdi kendi ateşlerini söndürmeye çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu ateş bir gün sizi de yakar” diyerek uyardığı o gün bugün işte...

***

Acımasızlaşan küresel sistemler artık kitleleri mutlu etmiyor.

Fakirliğin sınırında yaşayan milyarlarca insan var.

Ve her geçen gün sıkışan ekonomiler kendilerine yeni pazar arıyor.

Çarpan ağırlıkların getirdiği zararları halklar ödüyor ama çarpanlar ise trilyonlarca dolar paralar kazanıyor.

Bu durumlardan istifade eden büyük devletler ise mevcut yaraları kaşıyor, kendilerine fırsatlar çıkarıyor.

Özellikle, istihbarat servisleri ülkelerdeki farklılıklara dokunuyor, kitleleri ayaklandırıyor.

Farklılıkların oluşturduğu fay hatlarının altına dinamitleri yerleştirip, günü geldiğinde de hemen herkesi sokaklara döküyorlar.

Yeni bir oyun değil, bin yıldan beri aynı oyun oynanıyor.

Yeniçerilerin kazan kaldırma oyunlarına benziyor hepsi...

***

Peki, sokaklara dökülen kalabalıklar haksız mı?

Haklı olabilirler. Ama sokaklara dökülen kalabalıkların öfkelerine yenik düşmeye, mağazaları yağmalamaya, polis öldürmeye, saldırmaya ve halkın günlük hayat akışını bozmaya hiç hakları yok.

Haberin Devamı

Haklı konumdayken, haksız konuma düşüyorlar...

Arap Baharı, Mısır’daki askeri darbe ve Tahrir Meydanı’ndaki katliamı unutmadık.

Soğuk savaşın bitmesiyle birlikte Afganistan, Irak, İran, Yemen ve Suriye savaşları bizlere gösteriyor ki birileri savaşlardan geçiniyor.

Savaş ekonomisine yön veren silah baronları adeta dünya ekonomilerine de
yön veriyor.

***

Rusya Kırım’ı işgal ediyor, kimsenin sesi çıkmıyor.

Ukrayna ağlayıp duruyor ama duyan dahi yok.

Kimse de çıkıp, “Kırım neden bağımsız değil?” diye sormuyor.

Diğer yandan ise Putin Kırım’da büyük bir cami yaptırıyor.

Esir bir millet ve boyunduruk altında gidip gelen hayatların arasında kaybolup giden bir millet asırlardan beri hürriyetini arıyor.

Kısacası, çarpan ağırlıkların psikolojik eşiklerinde yaşanan bir hayattan artık kimse mutlu değil.

Ve dünya her geçen gün büyük bir savaşın kıyısına doğru sürükleniyor...