25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çaresizlik bataklığının profesyonelleri!

Uğur Civelek

Uğur Civelek

Eski Yazar

A+ A-

Geride bıraktığımız hafta genelinde yaşanan gelişmeler, oldukça sıkıntılı bir dönemden geçtiğimizi ve çok daha zorlu koşulların olgunlaşmaya devam ettiğini düşündürüyor. Etkili ve yetkili kesimler oldukça gergin ve ölümü gördükçe sıtmaya razı olmak dışında bir çıkış yolu bulamıyor. Çıkar çatışması içinde olanlar, kısa vadede başlarının çaresine bakmak üzere kendi oyunlarını kurmaya çalışıyor ve diğerlerini aldatarak kullanabilmek üzere taktik hesaplar peşinde koşuyor. Bazen, kimlerin elinin kimlerin cebinde olduğunu anlamak iyice zorlaşıyor!

Haftanın ilk gününde gerek siyasi irade ve gerek ise finansal piyasalar oldukça gergindi. Bir önceki hafta yaşanan piyasa dalgalanmaları güvensizliği yaygınlaştırırken beklentileri hatırı sayılır oranda olumsuzlaştırmıştı. Kandil gecesi Suriye’nin uyduruk bir gerekçe ile vurulmasının, siyasi irade tarafından memnuniyetle karşılanması ise seçmenlerin büyük bir kısmını üzmüş ve utandırmıştı. Endişeli bir bekleyişin etkili olduğu koşullarda gündemin hızla değiştiğine tanık olduk! Erken seçim konulu senaryo salı günü piyasaya sürüldü, çarşamba günü netleşti ve tüm öncelikler farklılaştı!

HAYALİ BEKLENTİLER

Başta döviz olmak üzere finansal piyasalarda yaşanan eşanlı dalgalanmalar ise hayli ilginçti! Erken seçim ile baskın seçim arasındaki farkı, kendilerini herkesten daha akıllı ve profesyonel olarak görenlerden öğrenmek zorunda kaldık! Her fırsatta olağanüstü hal uygulamasında rahatsızlıklarını dile getirip beklentileri olumsuzlaştırdığını iddia edenlerin, baskın seçimi memnuniyetle karşılamasına tanık olduk!

Salı günü erken seçim konusu gündeme düştüğünde piyasalar önce olumsuz tepki vermiş, devamında bekle-gör eğilimine girerek kısmen sakinleşmişti. Çarşamba günü ilk açıklanandan iki ay önce baskın seçim lehine anlaşıldığının ortaya çıkması ile piyasalara coşku aşısı yapılmaya başlandığına tanık olduk. Türk lirasının değer kaybından çok rahatsız olan bazı kesimler, geniş kesimleri aldatmak üzere uzlaşmışçasına yapay bir oyuna girişerek göz boyamaya çalıştılar. Bir taraf oy kaybını asgaride tutmanın, hacimli risk taşıyanlar ile bunlara aracılık edenler ise kayıplarını azaltarak pozisyonlarını küçültmenin derdine düşmüştü. Kurusıkı senaryolar ve buna bağlı ayakları yere basmayan hayali beklentiler bombardımanı devreye sokuldu; piyasalar yapay zorlamaların etkisi altında kaldı.

FAİZE YOL VERİLEBİLİR

Aynı konuya iki gün içinde gelen taban tabana zıt tepkilere ilişkin gerekçeler ise genelde yetersiz ve anlamsızdı. İlk telaffuz edilen tarihten iki ay daha önce yapılacak baskın seçim daha iyiymiş! Seçim ekonomisi uygulamasına bağlı yıpranma daha sınırlı kalır ve beklentilerdeki olumsuzlaşmanın dozu azalırmış. Siyasi irade, bu sayede faiz yükseltilmesine yol verebilir ve önümüzdeki hafta içinde toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantısında fiyat istikrarı adına gerekli kararlar alınabilirmiş! Başta uluslararası yatırım bankaları olmak üzere sistemi oluşturan kurumsal yapı, bir yandan piyasa eğilimlerini yönlendirmeye ve diğer yandan bu senaryoları pazarlamaya çalıştı. Ağırlaşmış sorunlar, çaresizlikler, hukuksuzluklar ve çözümsüzlüklerin gözlerden uzak tutulması için çaba harcandı! 2019 yılı ilk yarısında yapılacak yerel seçimler ile siyasi iradenin takıntıları, kur riski konusundaki büyük ve çözümsüz dengesizlik kasıtlı bir şekilde görmezden gelindi. Kırılganlığın geçici olarak azalacağı izlenimini etkin kılmak adına birileri seferber oldu.

Bir an için baskın seçime kadar olan sürenin ne tür eğilim ve gelişmelere sahne olacağını bir kenara bırakıp, daha sonrasına odaklanmaya çalışalım ve soralım!

SON FIRSATI DEĞERLENDİRMEK

Seçim sonrasında, finansal piyasalarımızdaki muhtemel eğilimler ve beklentiler ne tür eğilimler sergileyecek? Başkanlık sistemine geçilmesi, kur riski konusundaki büyük açmazı çözebilir ve beklentilerin düzelmesini ve mevcut refah düzeyinin korunmasını mümkün kılabilir mi? Yanıtlayalım! Seçim sonrasında Türk lirası değer kaybetmeye devam eder ve beklentiler seri bir şekilde olumsuzlaşmayı sürdürür; bunu bilen yabancılar Türkiye risklerini azaltmak üzere bu son fırsatı değerlendirmek için birbirleri ile yarışır! Sistem değişikliğinin, kur riski olarak tanımladığımız büyük sorun konusunda mucize yaratabilmesi ise olası değildir. Şimdilik aldatmaca konusunda işbirliği yapan kesimlerin, seçim öncesinde birbirlerine girmesi olasılığı ise hayli yüksektir!