Bizim Klasiğimiz!...Denizi Geçtik Derede Boğulduk.

12.06.2019 - 18:21 | Son Güncellenme: 12.06.2019 - 15:22

Bizde bazı aksamalar var. Bu da bizim istikrar sorunumuz gibi gözüküyor kağıt üzerinde ama aslında tam olarak da değil. Lucescu ile boşa geçen 2 senenin ardından gelen Şenol Güneş elimizde aslında hem yetenekli, hem de genç bir jenerasyonumuz olduğu gerçeğini ispatladı.

Fransa maçına çıkarken rakibi gol yemeden üstelik bir kısım da kaçırarak 2-0 yeneceğimizi maçtan önce iddia eden tarzda bir yorum hiç duymadım. Çünkü işler her ne kadar iyi başlasa da son Şampiyon ile oynuyorduk. Ama Denizi geçtik. ..

Dere İzlanda idi. Fiziğe dayalı oynayan, teknik becerisi olmayan ne yapacağı belli bir takım. Eksiklerimiz vardı. Şenol Hoca’nın elindeyse bize net gösterdiği yetenekli bir kadro.

Bizim Hocalarımızda şöyle bir sorun var… Olmayacak galibiyet sonrası öyle bir gaza geliyorlar ki şunu da yapayım bu da olur mantığına dönüşüyor iş. Senelerdir kayıp, son 2 aydır biraz kıpırtı gösteren Ozan ile, sakatlıktan yeni çıkmış Hakan ile sahaya çıkma fikri bizi bitiren en önemli iki hataydı.

Üstelik kenarda Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür gibi 2 deli fişek varken. Dorukhan ile maça tutunduk ama tersine çeviremedik. 45 Dakika süren şaşkın, etkisiz, topu ayağında tutamayan futbol anlayışımız Yusuf ile düzeldi Abdülkadir ile tersine döndü ama bu kez de son vuruşları yapamadık.

Ve klasik bizim anlayışımız vuku buldu. Koskoca Fransa’yı devirdik ama son 19 resmi maçta 3 galibiyet alan İzlanda karşısında kendi ayağımıza sıktık.Asıl sorulması gereken sorulardan bir tanesi de aslında giren oyuncular değil de çıkan oyuncular.

Şenol Güneş maçta da teşhisi yarım koymuştu. Elbette Yusuf ve Abdülkadir oyuna girecekti. Girdi de… Peki Ozan ve Hakan neden 90 dakika sahadaydı?

Aldığımız altın değerindeki Fransa galibiyeti İzlanda maçında bronza döndü. Fransa maçındaki başarının önemli kısmını nasıl Şenol Gümeş’e yazıyorsak İzlanda maçındaki yenilgiyi de yine Hocaya yazıyorum.

Senin için hazırladığımız haberler