"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Camia ve cemiyetlere bakış ölçümüz - 1

Ali FERŞADOĞLU
24 Nisan 2017, Pazartesi
İster proje, ister tabiî bir gelişimin mahsulü olsun içtimaî, siyasî oluşumlara bakış zaviyemizi, temel ölçü ve prensiplerimizi şöyle özetleyebiliriz:

En faziletli insan, sıddık-ı ekber, ilk halife, Reis-i Cumhur Hz. Ebubekir’e (ra), “Kur’ân ve Sünnet’e uymazsan seni kılınçlarımızla doğrulturuz!” diyen bir yönetilenler tabakası…

Adil Halife ve hakikî Reis-i Cumhur Hz. Ömer (ra), “Sırtındaki gömleğin (fazlalık iki karış kumaşın) hesabını vermeden seni dinlemiyorum ey Ömer!” diyen bir sorgulama kültürüne sahibiz. 

Ve keza, Hz. Ömer (ra), kadına verilen mehrin azamî/maksimum sınırını tâyin etmek ister. Hutbede, “Kadınlara mehir verirken ifrata/aşırıya gitmeyin” der. 

Onu dinlemekte olan bir kadın itiraz eder: “Ey Ömer! Senin buna hakkın yok. Zira âyet-i kerimede Cenâb-ı Hak, ‘Birisine yüklerle (mehir) vermiş olsanız bile, onun içinden bir şey almayın’ (Nisa Sûresi, 20) buyurmuştur.” Cevap, susturucu, reddedici değil; çarpıcıdır: “Ömer yanlış yaptı, kadın doğru söyledi.” 

Kadını haklı bulan ve yanlış düşünce ile kararından vazgeçen bir reis-i cumhur örneğine sahibiz.

Her meseleye Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki iman, ibadet, ahlâk, içtimaî ve siyasî ölçü, prensip ve hizmet stratejilerini aklî, mantıkî, ilmî delillerle ispat edip ortaya koyan Risale-i Nur ışığında bakmalıyız.

Bize verdiği temel ölçülerden birisi “mihenge vurmak”, yani, “sorgulamak”tır. İmanın var olup olmadığı bile, “sorguyla anlaşılır.” (Bediüzzaman Said Nursî, İşaratü’l-İ’caz, s. 46.) 

Bir diğer ölçü, “dürüstlük/sıdk ve şeffaflıktır.” Mihenge vurma meselesi şöyle muhteşem bir tablo ortaya çıkarır:

“Sual: Neden bunların umumuna fena diyorsun? Halbuki hayırhâhımız gibi görünüyorlar.

“Cevap: Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız.

“Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduâyı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz…

Okunma Sayısı: 2124
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı