Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.99
Gram Altın
2458.71
BIST 100
9787.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Mart 2021

Büyüme Oranlarına Bir de Böyle Bakalım

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre Türkiye ekonomisi 2020 yılında bir önceki yılın aynı ayında göre %1,8 büyüdü.

Büyümenin altında yatan sebeplere bakıldığında finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değerinin %21,4; bilgi ve iletişim faaliyetlerinin %13,7; tarım sektörünün %4,8; kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetlerinin %2,8, gayrimenkul faaliyetlerinin %2,6, diğer hizmet faaliyetlerinin %2,5 ve sanayi sektörünün ise %2,0 büyüdüğünü görüyoruz. Bununla birlikte mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetlerinin %5,2, hizmetler sektörünün %4,3, inşaat sektörünün ise %3,5 küçüldüğünü görüyoruz.

2020 yılının son çeyreğinde Türkiye ekonomisi uygulanan birçok kısıtlamaya göre bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %5,9 bir önceki çeyreğe göre ise %1,7 oranında büyüdü. 2020 yılının üçüncü çeyreğini içeren temmuz, ağustos ve eylül aylarında kısıtlamaların uygulanmadığı ve yılın son çeyreğinde kasım ve aralık aylarında kısıtlamaların uygulandığını düşünürsek Türkiye’nin kendine has dinamiklerinin olduğunu söyleyebiliriz.

2020 yılında birçok kısıtlamaya rağmen tüketim harcamalarının %3,2 oranında arttığını görüyoruz. Burada özellikle belirtilmesi gereken bir husus var ki o da büyüme oranlarının fiyat artışlarından arındırıldığı hususudur. Yani fiyatların hiç değişmediği bir ortamda gerçekleşen büyümedir. Mevcut fiyatların değiştiği yani cari fiyatlarla büyüme oranlarına bakıldığında ise Türkiye ekonomisinin 2020 yılında bir önceki yıla göre %16,8 büyüdüğü görülmektedir.

Küresel salgın 2019 yılında Çin’de başlamış olsa da özellikle 2020 yılının ilk aylarında salgının merkezi Avrupa ülkeleri olmuştu. Bu ülkeler Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olması dolayısıyla Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkiledi. 2020 yılında mal ve hizmet ihracatı %15,4 oranında azalırken özellikle altın ithalatı sebebiyle genel ithalatın %7,4 oranında arttığını görüyoruz.

Türkiye ekonomisi salgın yılında büyüme gösteren iki ülkeden biri oldu. 2018 yılında yaşanan kur operasyonu sonrasında 2019 yılında çok fazla büyüme gösterilememesi sebebiyle baz etkisinin de bunda katkısı oldu. Ancak Türkiye ekonomisinde son dönemde sanayi büyümesi oldukça ön plana çıkıyor. Kısıtlamaların büyük oranda azaltıldığı haziran ayı sonrasında sanayi üretim endeksinin hızlı bir büyüme gösterdiğini görebiliyoruz.

Sanayi üretimi haziran ayında yıllık %0,1 oranında büyürken temmuz ayında %4,5, ağustos ayında %10,4, eylül ayında %8,1, ekim ayında %10,2, kasım ayında %11 ve aralık ayında %9 oranında büyüme gösterdi. Sanayi üretim endeksi için belirtilmesinde fayda olan bir husus da Aylık Sanayi Üretim Soru Formu işyerleri tarafından web tabanlı uygulama üzerinden girilmektedir. Anket kapsamında olmayan işyerleri için Gelir İdaresi Başkanlığı verilerinden hesaplanan ciro bilgileri kullanılmaktadır. Yani örneklem sanayi işletmelerinden alınan verilerle birlikte örneklem dışı veriler birlikte değerlendirilmektedir ve neredeyse tam sayıma yakın bir sonuca ulaşılmaktadır.

Tüm bunlara paralel olarak perakende satış endekslerine baktığımızda haziran ayında perakende satış hacmi bir önceki yılın aynı ayında göre %0,8 oranında azalırken temmuz ayında %11,9, ağustos ayında %5,8, eylül ayında %7,8, ekim ayında %12, kasıma ayında %11,9 ve aralık ayında %0,6 oranında arttığını görüyoruz. Yine aynı şekilde perakende satış endeksi verilerinde de belirtmek gerekir ki hacim ölçümü, fiyat etkilerinden arındırılarak elde edilmektedir. Yani fiyat artışlarının olmadığı, fiyatların değişmediği varsayımı ile gerçekleşen büyüme oranlarıdır. Bununla birlikte perakende satış endeksi verilerinde örneklem değil tam sayım kullanılmaktadır. Yani perakende sektörünün tamamında yaşanan büyüme veya küçülmeyi net bir şekilde göstermektedir.

2020 yılında yaşanan ve küresel çaplı kapanmaların olduğu salgın sebebiyle ekonomi de büyük ölçüde etkilendi. Özellikle küçük esnaf diye tabir edilen ve hizmet sektörünün önemli derecede etkilendiğini söylemek mümkündür. Ancak bununla birlikte sanayi ve market kesiminin de bu süreçte olumlu etkilendiğini görebiliyoruz.

Veriler bize genel ile ilgili bilgiler verir. Ayrıntılarda neler olduğunu görebilmek için daha yakından bakmak gerekir. Genele baktığımız zaman olumlu verilerin olduğunu görebiliyoruz. Ancak yaşanan olumsuzlukları da görmezden gelemeyiz. 1 Mart itibariyle geçilen kısmi normalleşme süreciyle birlikte biraz daha toparlanma yaşanabileceğini söylemek mümkün. En kısa zamanda tamamen normalleşmek ümidiyle...