Büyükerşen, Ataç ve fikir ayrılıkları

Büyükerşen ve Ahmet Ataç yine gündemde. Salı akşamı gerçekleşen Büyükşehir Meclis toplantısında Espark AVM yanındaki alanla ilgili yaşadıkları fikir ayrılığı düşündürücü. Hele ki birkaç ay önce 25 binlik planların kabulü esnasında Satılmışoğlu mevkii ile ilgili yaşanan benzeri bir fikir ayrılığından sonra daha da anlam kazandı.
                Artık çok net görüyoruz ki, Büyükerşen ve Ataç arasında yaşanan fikir ayrılıkları kabına sığmayacak halde. Daha doğrusu Ataç’ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı için güçlü bir aday olarak lanse edilmesinden bu yana gerek mevcut CHP yönetimi gerek ise Büyükerşen tarafından sempati ile karşılanmadığını söylemek gayet mümkün bir hal aldı.
Öyle ki yıllardır CHP ve AK Parti’li meclis üyeleri arasında yaşanan tartışmalara alıştığımız, engelleme söylemlerinin eksik olmadığı Büyükşehir Meclisinde son zamanlarda CHP’li Meclis üyeleri arasında ki fikir ayrılıkları ve ufak tartışmalara tanık oluyoruz.
Malumunuz Espark’ın yanında yıllardır otopark olarak kullanılan, zaman zaman bir takım organizasyonların yapıldığı bir alan var.  Bu alan Tepebaşı Belediyesi için değerli bir arsa. Muhit göz önüne alındığında ve İlçe Belediyelerin küçük bütçelerle iş yapmaya çalıştığı koşulları düşününce Tepebaşı Belediyesi’nin bu alanda kat emsali 4 olan konut ve ticari faaliyet alanı olmasını istemesi son derece doğal. Kim olsa bunu bu şekilde değerlendirmek ister.
Büyükerşen ise bu alanın yeşil alan olmasını istiyor. Mevcut durumun değişmesi ve yeşil alan ilan edilerek Tepebaşı Belediyesi’nin bu alandan bütçesine katmayı düşündüğü çok büyük bir rakamdan feragat etmesini istiyor.
Bu duruma itiraz eden Ahmet Ataç’a ise burada betonlaşma olmasının uygun olmayacağını söylüyor.
Ancak Ataç’ın da itiraz ederken dile getirdiği gibi, alanın yanında bulunan AVM Büyükerşen döneminde yapılan izinle yapıldı. Yani Büyükerşen’in betonlaşma olmasın dediği, yeşil alan olmalı dediği alanın birkaç katına kapsayan betonlaşmaya izin veren de Büyükerşen olunca, mesele imardan ziyade, fikir ayrılığın altında başka bir etken mi var diye düşündürüyor insana.
Üstelik Büyükerşen’in bu itiraz yapıldığında “demek ki zamanında beni yanlış bilgilendirmişler” demesi ise epey ironik geldi bana. Duyar duymaz aman hocam  “kandırıldım” deme sakın diye geçirdim içimden.
Bir de acaba bu konular meclis öncesi yapılan parti grup toplantısında konuşulmuyor mu diye düşündüm. Hatta meclis öncesi böyle bir toplantı yapılmıyor mu diye de düşündüm.
Çünkü normalde bile fikir ayrılıklarının böyle yansımaması gereken, sayıca AK Partili meclis üyelerinden az olunan bir dönemde, hele ki referandum öncesi biriz, beraberiz derken bu ayrılıkların bertaraf edilemese bile ötelenmesi, ertelenmesi, en azından bir süre gündemden uzak tutulması gerektiğini düşünmek gerekirdi.
Sonuç olarak o alanda Ataç’ın ve bazı meclis üyelerinin istedikleri kabul edilmedi. AK Partili üyelerin oylarıyla birlikte bu alandan beklenen gelir gelmeyecek gibi gözüküyor. Ancak işin hukuksal itirazı da var. Belki değişebilir, uzlaşılabilir bir hale de gelebilir.
Ama aynı uzlaşının bu süreçten sonra Başkanlara yansımasını beklemediğimi de açıkça belirtmek isterim. Bu yüzden herkese, özellikle de bu durumda arada kaldığını düşünenlere bol sabırlı günler dilerim.