Büyük bir kayıp

Malum engellemelerin ve önümüze çıkartılan türlü maniaların üstesinden Ermeni toplumunun desteği ile gelebilseydik, benim de aday olmamın istendiği patriklik seçiminde benim tek adayım Sebuh Sırpazan olacaktı. Devlet de, devlete tavsiyede bulunup yol gösteren cemaat ileri gidenleri de, Değabahlığımın önüne set çekerek, buna engel oldular.

BAŞEPİSKOPOS KAREKİN BEKÇİYAN

Her insan, yaratılan her ruh değerli ve kutsaldır. Bunda kuşku yok. Doğan her çocuk saf ve temizdir. Yeni doğanın nasıl bir yetişkin olacağını belirleyen,  ailesi, aldığı eğitim, çevresi ve yaşadığı ortam, koşullar ve bunların toplamından ve bileşkesinden oluşan inançlar, düşünceler manzumesi ve bunlardan yoğurulan kişiliktir.  Bu faktörler kimi zaman doğuştan itibaren pek değişmez, insan ruhunu ve karakterini şekillendirir.
Kimi zaman da bir insan bütün bunların ötesine geçip  kendi karakterini kendisi biçimlendirir. Öyle olmasa aynı koşullarda bulunan insanların bir kalıptan çıkmış gibi
birbirine benzemeleri gerekirdi. 

Sebuh Sırpazan bu ikinci tür bir insan ve bir ruhaniydi. Dürüsttü. Saf ve temizdi. Düşünce ve inançlarında samimi ve ısrarlıydı. Bu niteliğini teolojik bir bilgi, bilinç ve kavrayışla bütünleştirmiş, bir kilise mensubundan ne beklenirse onun
canlı bir örneğini ortaya koymuştu. Bir bakıma İstanbul’daki Türkiye Ermenileri Patrikhanesi’nde o makamın ulu isimleri  olmuş Karekin Arkyebisgobos Haçaduryan, Şnork Arkyebisgobos Kalustyan ve geçen yıl Mart ayında kaybettiğimiz Mesrob Arkyebisgobos Mutafyan’ın çizgisinden gelen, hamiyetli, dirayetli, bilgili geleneğin bir temsilcisiydi.

Adayım Sebuh Sırpazan olacaktı
Türlü badirelerle muhataralı geçen Patrik Değabahlığım sürecinde bir kez daha ve yakından gördüm ki, 10 yıl kadar süren tartışmalı Patrik Genel Vekilliği uygulamasından sonra, dünya üzerinde Ermeni varlığının önemli merci ve mevkilerinden biri olan İstanbul’daki Türkiye Ermenileri  Patrikliği’ne en uygun aday Sebuh Sırpazan’dır. Malum engellemelerin ve önümüze çıkartılan türlü maniaların üstesinden Ermeni toplumunun desteği ile gelebilseydik, benim de aday olmamın istendiği patriklik seçiminde benim tek adayım Sebuh Sırpazan olacaktı. Devlet de,
devlete tavsiyede bulunup yol gösteren cemaat ileri gidenleri de, Değabahlığımın önüne set çekerek, buna engel oldular. Veyahut,  buna engel olmak için Değabahlığımın önüne set çekildi.

Kendisini yakından tanıma ve dostu olma şansına kavuştum. Onun hayat hikayesinden bahsedecek değilim, bunu zaten basında, internet haberlerinde herkes gördü, öğrendi. Yalnız kilisemizin değil, Ermeni toplumu olarak kaybımızın büyüklüğünü anlatmak için birkaç bilgi yeterli olacaktır.

Sebuh Sırpazan din ve ahlak kültürünü, yani teolojiyi hatmetmiş, hazmetmiş bir ruhaniydi. Aynı zamanda dünya düzeninin, insanın ve insanlığın durumunun idrakindeydi. İnsanı, her kişiyi önemserdi. Dini önderi olduğu Gugark Bölgesi’nde önderlik mekanını kendisi inşa etti, mekan onun çabası ve gayretiyle yaşama ve çalışma  imkanına kavuştu.  

Bulunduğu bölgede çocuklar için bir yaz  kampı açtı. Burada 14-15 yaşına kadar olan çocuklara kültür, din ve ahlak konusunda olduğu kadar İncil’i doğru okumaları için de
yardım ve rehberlik etti. 

Anadolu’yu ziyaret
Araştırmacıydı. İki kez, öteki değerli biraderim Mikayel Açabahyan’la beraber, Anadolu’da, geçmişte Ermenilerin yoğun yaşadıkları bölgeleri ziyaret ettiler. Geçmişte hayat nasılmış, nasıl yaşamışlar, bunları araştırdılar. Tarihi bilgileri
çoğalttılar, zenginleştirdiler. Kendileri de bilgi bakımından zenginleşti.

Mikayel Açabahyan ile ilgili bir bilgi de vereyim. Krikor Lusavoriç’in sağ eli, gümüşle kaplı olarak, iki yerde bulunur. Biri Beyrut’ta Antilyas’ta, öteki  Ermenistan’da Eçmiadzin’de. İşte Mikayel Açabahyan’ın ataları, bu tarihi ve kutsal kalıtın muhafızı, koruyucusuydular, “Açabahyan” soyadı oradan gelir. 

Krikor Lusavoriç’in sağ eli 
Krikor Lusavoriç niçin önemlidir? Aydınlatıcı Aziz Krikor  Ermeni Hıristiyanlığının ve Ermeni kilisesinin kurucusu mütalaa edilir. Dünyanın dört bir yanında çocuklarımızın vaftizinde  kullanılan kutsal su, o suyun hazırlandığı kazanda Krikor Lusavoriç’in
bu eliyle karılır ve kutsanır. Gatoğigosluk oraya taşındığı için bu sağ elin kemikleri 1441’de Sis’e getirilmiş, 1921’de kemiklerin bir bölümü Eçmiadzin’e, bir kısmı Antilyas’a götürülmüştür.

Sebuh Çulcuyan Sırpazan’ın hem de bu menhus Covid-19 nedeniyle kaybı, kilisemiz ve toplumumuz için büyük bir kayıptır. İnsanlık alemi, hakiki bir din insanının nasıl olması gerektiğinin canlı bir timsalini kaybetmiştir. Kaybı ile her insan tarafından,
bahusus kilise mensuplarınca onun özellik ve niteliklerinin merak edilerek daha iyi öğrenilmesini, örnek alınmasını dilerim.

Tanrıdan onun ruhunu kutsamasını niyaz ediyorum.


Kategoriler

Toplum