Burası dünya ve bu kadar.

Yaşadığı yerin, doğduğu ülkenin beş bin, on bin kilometre ilerisinde bir yere, uyduruk gerekçelerle demokrasi götürmeye giderler ve geriye sadece yıkım bırakırlar. Başlarını yesin demokrasileri. Helvadan yaptıkları putlar boğazlarına takılsın da bir nefese kurban kalarak kanına girdikleri çocukların, kadınların, erkeklerin ahları tutsun onları.

Burası dünya ve bu kadar.

39 insanı öldürmüşler yahu. Avustralya’dan kalkıp Afganistan’a demokrasi götürmeye karar vermişler ve kendilerinin olmayan bir savaşta, bulunmamaları gereken bir coğrafyada 39 insan öldürmüşler.

Burası dünya ve bu kadar.

“Adam öldürmeye hazırlık yapabilmek” amacıyla… Bakın tam olarak böyle. “Adam öldürmeye hazırlık yapabilmek” amacıyla… “Üst rütbeli askerlerin gözüne girebilmek” için. “İlk insan öldürme tecrübelerini yaşayabilmeleri” hedefiyle… Korkunç. Hem de çok korkunç. İnsan ırkının ne denli zalim, ne denli alçak bir ırka dönüşebileceğinin ispatı olarak.

Burası dünya ve bu kadar.

Afganistan’da, bin yıldır, iki bin yıldır mamur Afganistan’da… Herat’taki bir rasathaneden bakınca İstanbul’un göğünü gören Afganistan’da… İnsanlığa bilimi, kültürü, edebiyatı, sanatı dalga dalga yayan Afganistan’da… Emperyalistlerin toz topraklaştırdığı, canına od tıkadıkları, yıkıp virane haline getirdiği Afganistan’da… Öldürmeye idman olsun diye 39 insanın öldürüldüğü Afganistan’da…

Burası dünya ve bu kadar.

Uydurulmuş, kurgulanmış, abartılmış, varlığından emin bile olamadığımız bir terör örgütü heyulası yüzünden perişan ettiler Afganistan’ı. “Kimyasal silah var” diye perişan etmişlerdi Irak’ı. “Avrupa’da bir Müslüman devlete müsaade edemeyiz” diye haşat etmişlerdi Bosna’yı. Sırada üzerinde mazlumların, Müslümanların yaşadığı her bir ülke var. “İdman olsun” diye adam öldürerek…

Burası dünya ve bu kadar.

Özür dilemiş Avustralyalı bilmem hangi yetkili. Askerleri mahkemeye vereceklermiş. İnanır mısınız, verdikleri madalyaları falan da geri alacaklarmış. Askerlerin ağır cezalara çarptırılmaları bekleniyormuş. Ve yine inanır mısınız, bu açıklamayı okuyup “işte modern ülkeler böyle hesap soruyor” falan diye düşünen gerzeklerle aynı havayı soluyor, aynı suyu içiyoruz.

Burası dünya ve bu kadar.

Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin dünyası. Sadece var olduğumuz, nefes alıp verdiğimiz için bizi öldürmek isteyenlerin dünyası. Ne yaparsak yapalım bitmeyecek düşmanlıkları. Ne yaparsak yapalım her birimizi bire kadar kırmadan, yok etmeden rahat etmeyecekler.

Burası dünya ve bu kadar.

Direnmenin bir yolunu bularak savaşmaktan başka bir çaremizin olmadığı dünya burası.