Konya’da iki magandanın ölüm yarışında Yakup’un ardından ağabeyi Resul de hayatını kaybetti. Olay, dilenmek için araç olarak kullanılan çocukların durumunu gündeme getirirken belediyelerin ve ilgili bakanlığın bu soruna bir çözüm bulması bekleniyor.
KENANBUTAKIN
Konya’da kovalamaca sırasında otomobilin çarptığı mendil satan 3 kardeşten biri daha yaşamını yitirirken büyükşehirlerde mendil sattırılan ya da dilencilerin kucaklarında görmeye alıştığımız çocuklar her gün tehlikelerle yüz yüze kalıyor. Cinsel istismar ya da kaza riskinin yanında, ilaçla uyutularak dilenmek için istismar edilen çocukların sayısı her geçen gün katlanarak artıyor.
Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan kardeşlerden 10 yaşındaki Resul Çiçek tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Aynı hastanede tedavisi süren diğer kardeş İsmail Çiçek’in vücudunda da çok sayıda kırık olduğu öğrenildi. Korkunç kazaya neden olan İki sürücü de “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlamasıyla tutuklandı.
Magandaların trafikteki kovalamacası sonucu hayatını kaybeden 6 yaşındaki mendil satıcısı Yakup ve ağabeyi Resul on binlerce mağdur çocuktan yalnızca ikisi. Yakup’un hikayesi belediyelerin, ilgili bakanlığın, valiliklerin çözüm üretmediği bu sorunu bir kez daha acı bir biçimde gündemimize taşıdı.
YEREL YÖNETİMLERİN İŞİ
Ancak “Sorunun çözümünden kim sorumlu?” sorusunun cevabı bile belli değil. 1990 yılından bu yana bu konuda çok sayıda rapor hazırlayan ve günümüzde çocuk haklarını en etkin biçimde savunan kuruluşlardan olan Çocuk Vakfı’nın Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, bu tür sorunların merkezden çözülemediğine dikkat çekerek KARAR’a önemli açıklamalarda bulundu. Şirin, icra makamının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olduğunu ancak hem kadınlara hem de çocuklara yönelik sorunların bir türlü tam olarak çözülemediğini söyledi. İllerde veya ilçelerde çocuğa ve kadınlara yönelik bütün hizmetlerin normalde yerel yönetimlerde olması gerektiğini kaydeden Şirin, “Bu konular artık merkezden yürümeyen hizmet alanları. Çünkü yerel yönetimler daha icracıdır. Ama ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu’daki problem alanı nedeniyle buna kimse cesaret edemedi ve bugün de edemiyor” diye konuştu.
SİSTEMLE MAĞDURİYET
Bu nedenden dolayı da acilen Aile ve Çocuk Koruma Sistemi’nin getirilmesi gerektiğini kaydeden Şirin, sistemi ise şöyle anlattı: “Bu sistem önleyici, koruyucu çalışmaları ilçeler ve iller düzeyinde birer birim üzerinden gerçekleştirir. Sistem bir güvence sistemi. Ne yazık ki bu tür sorunlar türleri bakımından sıfırlanmaz. Dünya tarihinde de bu olmayacak. Ama bahsettiğim sistem getirilirse, başvurulacak birimler ortaya çıkar ve bu hizmet alanı yaygınlaştıkça ilk aydan itibaren bu tür olaylar azalmaya başlar. Aynı zamanda kadına yönelik şiddet ve mağduriyette de azalma görülür. 919 ilçe ve 81 ilde örgütlenmek kaydıyla sistem hayata geçebilir. Aksi takdirde bunları önlemek mümkün değil.”
