19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bu Pazar gecesi şöyle bir oh diyebilmek için...

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Şu geçen 15 yılda...

Ne kadar çok gerildik, yorulduk...

Bıktık...

Bu sesten, bu yüzden bıktık...

Caddelerdeki, sokaklardaki, duvarlardaki, tellerdeki, hatta dağ başlarındaki bu yüzden bıktık...

Şiir okuyarak duygu avcılığı yapan bu sesten usandık...

***

Bölündük tam ortadan.

Komşularımıza selam veremez hale geldik...

Bütün kutsallarımız çürütüldü.

Mal mülk tutkusu yok etti ahlakımızı, temiz inancımızı.

2 odalı bir evde hasır üstünde yatan Peygamber’i unuttuk...

Bir zamanlar basit bir kiralık evde otururken halk oy verdi diyerek kendimize bin bir odalı saraylar yaptırdık; bunu da dindarlık gibi gösterdik.

***

Hak, adalet, eşitlik dedik ama...

Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yaptık.

Çocuklarımıza tecavüz eden sapık örgütleri, bize oy veriyorlar diye korumaya aldık.

Rüşvetçileri, işadamı gibi gösterip ödüller verdik... Rüşvet paralarını ayakkabı kutularında taşımaya başladık; yakalanınca da mahkeme kararlarıyla rüşveti akladık.

***

İktidara seçimle geldik...

Seçimle gitmemek için iç savaş tehditleri savurmaya başladık.

İçeriyi düşmanlaştırdığımız yetmedi dış dünya ile de kavga ettik.

***

Terör örgütü elebaşıları da dahil herkes tarafından aldatıldık.

Ama onların adamlarını devlet dairelerine yerleştirdik.

Sonra da rakip partileri terör destekçisi olmakla suçladık.

***

Fabrikaları sattık, tarımı çökerttik...

Sonunda soğan ve patatesin fiyatını 5-6 liraya çıkarttık.

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bu rezaleti yarattığımız halde milletten yine refah vaat ederek oy istedik.

***

Bıktık!

Bu yüzden, bu sesten, bu yalandan bıktık!

Bir ölümlü olduğunu unutup Allahlık taslayanlardan bıktık...

Kendine göre din, kendine göre yaşam dayatanlardan bıktık...

***

Ben her gün kavgalı bir sesle uyanmak, kamplaşmış bir Türkiye’de yaşamak istemiyorum.

Ekmeğim olmasa bile iç huzurumun olduğu bir iklimde yaşamaktır dileğim.

***

Peki bunun yolu var mı?

Var!

Hem de çok kolay...

Hem de kavgasız, dövüşsüz...

Benim gibi düşünenler, bu Pazar sandığa giderse... Oyunu kullanırsa...

Emin olun ki bu karabasan sona erecek; millet olarak hep birlikte derin bir oh çekeceğiz.

Ey arkadaş!

Kullan oyunu, bitir bu kötü oyunu.