Basın, demokrasilerde 4. kuvvet olarak yani yasama, yürütme ve yargı erkinden sonra 4. güç olarak görülür.

Basının olmadığı, ya da özgür basının olmadığı bir demokrasi güdüktür.

Aslında basının bir erk olarak görülmesinde, ülkenin varlığı ve bekası için taşıdığı önemi de es geçemeyiz.

Şöyle ki; iletişimin bu kadar yaygınlaştığı ve iletişim yoluyla her türlü algı operasyonun yapıldığı çağımızda bu operasyonlara karşı basının gerekliliği tartışılmazdır.

Bu noktada milli ve yerli basının varlığı, milli ve yerli silahlar kadar önemlidir.

Türkiye’nin son dönemde maruz kaldığı ve bundan sonra da kalacağı siyasal, ekonomik, sosyal ve dahi askeri, silahlı saldırılarda basının ne kadar büyük bir görev ifa ettiğini yaşayarak gördük.

Halkın bu algı operasyonlara karşı doğru bilgiye ulaşması milli ve yerli basınla mümkün olmuştur.

Son dönemde Gezi olaylarıyla başlayan ve 15 Temmuz’la zirveye ulaşan operasyonların bertaraf edilmesinde milli, yerli medya ve cesur gazetecilerin önemli katkısı olmuştur.

Yayın hayatında 15. yılına giren Memleket gazetesi milli ve yerli duruşuyla örnek olmuş, sadece Konya ölçeğinde değil, internet sitesi üzerinden de Türkiye ve Dünyanın her tarafından ilgiyle takip edilmektedir.

Aslına Türk basınında zorlaşan şartlar, gazeteciliğin ideal meslek olmasından çıkması, artan nitelik ve nicelik gibi sorunların ülke olarak verdiğimiz büyük mücadelelerin yanında mevzu bahis olması mümkün değildir.

Vatanımız varsa varız.

Bayrağımız dalgalanıyor, ezanımız semada yankılanıyorsa biz biziz, biz milletiz, bir insanız biz Müslüman’ız…

İstiklal bu ülkenin ve milletin varlık nedeni…

Memleket gazetesi olarak kullandığımız, “Bu Memleket hepimizin” sloganı yerli ve milli duruşa ve de bağımsız Türkiye’ye yapılan atıftır.

O yüzden bir kez daha diyoruz ki; Bu ülke, bu bayrak, bu ezan, bu Memleket hepimizin...