OHANNES KILIÇDAĞI

Ohannes Kılıçdağı

MUHALEFET ŞERHİ

Bu kış komünizm gelmeyecek ama HDP AKP’yle anlaşacak

‘Bir kısım CHP’li’nin, daha YSK kararı çıkar çıkmaz sarf ettiği “Kürtler AKP ile anlaştı” sözleri üzerine de bir-iki kelam etmek lazım. Bu gerçekten çok tuhaf bir durum. Rejim YSK, eliyle sana bir darbe vurmuş, daha oraya doğru dürüst bir laf etmeden, oklarını Kürtlere ve HDP’ye çeviriyorsun.

Seçimin iktidarların değişmesinde esas olması ilkesi de çiğnenerek, Türkiye demokrasinin gerileyişinde önemli bir ‘aşama’ daha geçilmiş oldu. Hayırlı olsun (!) ya da geçmiş ola! Senelerdir zaten herhangi bir hukuk kaygısı olmayan, “işinize gelirse” tavrıyla kararlar alıp uygulayan Erdoğan rejimi İstanbul seçimlerini iptal ettirerek gene bu türden bir adım attı. Bu ‘hareket’in baş muhatabı, adayı kazanan parti olması hasebiyle CHP olmakla birlikte, aslında bütün seçmen iradesine karşı bir darbe yaşandı. Erdoğan rejiminin bunu bu kadar rahat, göz göre göre yapabilmesinin arkasında senelerdir yaptığı diğer hukuksuzlukları hem CHP’ye hem toplumun geneline pek güzel ‘yedirmesi’ var. Onlar da kendi açılarından haklı; bütün hukuksuzlukları yiyip sindiren, hatta kimilerine açık veya zımni destek olan, bunu niye yemesin? CHP dokunulmazlıklar konusundaki “Anayasa’ya aykırı ama evet diyeceğiz” tavrının bu seçimlerin kendilerinden ve seçmenden çalınmasındaki katkısını görmüş müdür acaba?
Fakat CHP’nin de seçim iptal kararından sonra zor bir durumda olduğunu kabul etmek gerekir. Yenilenecek seçime katılma kararı aldılar. Boykot hem düzenlemesi zor, hem de ‘arkasının getirilmesi’ gereken bir tercih olurdu. Arkasını getirmek de, gelişmelerin ucu açık hale gelmesine yol açardı. Öte yandan, rejimin bütün hamlelerine de ‘akıllı uslu’ tepki vermek, var olan durumu normalleştiriyor. Ortada özel olarak CHP, genel olarak muhalefet cephesi için bir ikilem var yani. CHP örgütlü boykot kararı almadıktan sonra da bireysel boykotun bir anlamı yok. Zaten onun adına boykot da denmez. Ha, diyeceksiniz ki, oy vermenin bir anlamını bıraktılar mı? Haklı olabilirsiniz ama ortaya çıkan şu durumda, yenilenen seçimde İmamoğlu için oy vermemenin de ahlaki, siyasi sorumluluğu büyük olur. Peki, seçime katılma kararı bir yana, YSK’nın bu hamlesine CHP ve genel muhalefet tarafından yeterli bir karşılık verildi mi, yakın gelecekte bu tür kararlar alacakların iki kere düşünmesini gerektirecek güçlü bir protesto oldu mu? Yorumu size bırakıyorum.
‘Bir kısım CHP’li’nin, daha YSK kararı çıkar çıkmaz sarf ettiği “Kürtler AKP ile anlaştı” sözleri üzerine de bir-iki kelam etmek lazım. Bu gerçekten çok tuhaf bir durum. Rejim YSK, eliyle sana bir darbe vurmuş, daha oraya doğru dürüst bir laf etmeden, oklarını Kürtlere ve HDP’ye çeviriyorsun. Hele bir muhatabına tepki ver de... ucuz siyasi manevra mı, psikolojik bir halin dışa yansıması mı... Kaldı ki, ne HDP yönetimi, seçmeni ne de Kürtler, ne CHP’ye ne de toplumun geri kalanına bir şey borçlular; bilakis, alacaklı konumundalar. Rejimi geriletmek sadece HDP’nin sorumluluğu mu? CHP’nin, HDP’ye doğru hiçbir adım atmadan, HDP oylarının otomatik olarak kendisine akmasını beklemeye hakkı var mı? Asıl, “HDP tabanı bana oy versin ama bunu çok da söylemesin, çünkü ben onunla yan yana görünmek istemiyorum” manasına gelecek söz ve eylemler siyasi ahlakla bağdaşmaz. HDP tabanının oyu kimsenin tapulu malı değil. Hem rejimin HDP’yi kuşatmasını kırmayacak, bilakis o kuşatmaya katılacaksın, sonra da işlerin ters gitmeye başladığı ilk anda da “AKP’yle anlaştılar, oylarını onlara verecekler” diye ortalığı ayağa kaldıracaksın... Peki, sen HDP’nin oyunu almak için ne yaptın? Sana yapılanın misli misli fazlası parti ve seçmen olarak HDP’ye yapıldı, yapılıyor. Kayyımlar atanırken, mazbatalar verilmezken yeterli dayanışmayı gösterdin mi, yoksa “Terörist bunlar” korosuna mı katıldın? Bırak onu, İmamoğlu’nun seçilmesinde HDP oylarının katkısını ‘itiraf’ etmekte zorlandın, kem küm ettin. Ben HDP’ye doğru hiçbir adım atmayayım ama HDP hem bana gelsin, olmaz. El ver ki el alasın. Onun için CHP yönetimi, tabanı, kamuoyunda bilinen CHP’li isimler, HDP’ye çıkışmadan evvel kendilerine bakmalılar. HDP’nin ‘AKP’yle anlaşmasını’ istemiyorsan, HDP’yle daha ciddi ve kapsamlı bir işbirliği için ne yapıyorsun? 
Bu arada, şu HDP de şu AKP’yle senelerdir bir türlü ‘anlaşamadı’. Bu laf yıllardır tekrarlanıyor; bir zamanlar “HDP AKP’yle anlaştı” diye ortalığı kaldıranların (Bahçeli’nin MHP’si) kendileri, AKP’yle anlaşmak ne kelime, can ciğer kuzu sarması oldular ama HDP hâlâ AKP’yle ‘anlaşacak’.