"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bu açık seçik bir sansürdür”

Cevher İLHAN
31 Temmuz 2021, Cumartesi
GÜNDEM

Yoğun gündemde üzerinde Türkiye’nin basın hürriyetinde dibe vuran durumunun üzerinde yeterince durulmadı.

Oysa Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün yayınladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde bu yıl da Türkiye’nin 180 ülke arasında 153. sırada kalmasına sosyal medyada ‘Müjde’: Basın özgürlüğünde artık 154 değil 153. sıradayız!” başlığıyla dikkat çekilmişti. (Diken, 20.4.21)

Yani Türkiye geçen yıldan bu yıla “bir puan” ilerlemiş. Bu bir basamaklık “yükseliş” de Belarus’daki cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına yönelik kitlesel eylemler sırasında habercilere yönelik baskı sebebiyle bu ülkenin beş basamak gerilemesiyle olmuş.

Sırbistan’ın 93., Tanzanya’nın 124. sırada kaldığı listede, Fas 136., Cezayir 146. sırada Türkiye’nin önüne geçmiş. Dünyada hâlâ en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülkelerden birinin Türkiye, Belarus, Kongo ve Brunei kategorisinde Ruanda ile aynı grupta.

Ne var ki medyaya baskılar bütün ağırlığıyla dayatılıyor. Öncelikle, Uluslar arası araştırmalarla Türkiye’de 15 Temmuz Hâdisesi’nin ardından 170’e yakın gazete, dergi, radyo, TV kanalının kapatılırken Basın İlân Kurumu (BİK) iktidarın yanlışlarını eleştiren gazetelere ilân kesme cezası veriyor; kayıtlara göre 14.5 milyon lira da vergi cezası kesilmiş.

Sadece 2020’de gazetelere uygulanan resmî ilan cezalarının toplamı 803 günü bulurken, bir tek Yeni Asya’ya 28 Ocak 2020’den bu yana, hiçbir gerekçe gösterilmeden tamamen keyfi olarak -yaklaşık 550 gün- on sekiz aydır ilân verilmiyor.

Bu açıdan, ana muhalefet milletvekili Utku Çakırözer’in “Bunun adı açık seçik sansürdür. Bu iktidarın 28 Şubat’ta şikâyet ettiği ne varsa aynısını bugün BİK yapmakta. Bu kurumu kim denetliyor? Sayıştay mı, Maliye mi? Hayır. Peki, kim? İletişim Başkanının yardımcısının yönetim kurulu başkanı olduğu bu kurumu tabiî ki İletişim Başkanlığı denetliyor. Neyi kime şikâyet edeceksiniz?” soruları hâlâ cevabını bekliyor.

TESBİT

“Siyasî iktidarın ‘sansür kurulu’!”

Bilindiği gibi RTÜK Başkanı’nın “Cumhurbaşkanı’nın tâlimat ve telkinlerini emir telâkki ederiz” dediği süreçte “yandaş olmayan”, hatta “tek kişilik yönetim”e yeterince övgüler dizmeyen televizyonlara ceza üstüne ceza yağdırıldı.

Yılbaşından bu yana medyanın ancak yüzde beşini bulan ve eleştirel yayın yapan kanallara toplam 40’ı bulan idarî para ve program durdurma cezası dayatılırken, medyanın yüzde 95’ini oluşturan iktidara yakın televizyon kanallardan iki - üçüne “birer uyarı” ve “para cezası” ile geçiştirdi.

RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın değerlendirmesiyle, yılın ilk altı ayında siyasî iktidarın yanlışı eleştiren kanallara 22 ceza karşılığında 5 milyon TL idari para cezası kesilirken, iktidara yakın kanallara tek bir ceza verilmemiş. Dahası “iktidara ilişik” kanallara ilişkin binleri bulan şikâyetler Üst Kurul’un gündemine dahi getirilmemiş ve hiçbir yaptırım uygulanmamış.

Özetle, bu haliyle ifade hürriyetinin önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor…

Yine “RTÜK’ün 1780 televizyonu ‘iktidarı ve Saray’ı sevenler’ ile ‘eleştirenler’ diye ikiye ayırdığını belirten Taşcı’nın tesbitiyle, “eleştirenleri susturmak için her yol deneniyor, medya cezaya boğduruluyor. RTÜK, iktidarın ‘ekran komiseri’ gibi davranıyor.”

Bu arada Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin, “Bir kamu kurumu olan ve her yayın organına eşit davranma sorumluluğu bulunan RTÜK, iktidarın sansür kurulu olmayı sürdürüyor” açıklaması dikkat çekici. (gazeteler, 8.7.21)

Bu açıdan, “RTÜK verdiği cezalarla medya kuruluşlarını kamusal meseleleri tartışmaktan caydırmaya, eleştirel haber yapılmasını engellemeye çalışmaktadır. Yayın durdurma ve para cezalarıyla hem sansür uygulamakta, hem de medya kuruluşlarını ekonomik olarak zayıflatacak bir yöntem izlemektedir” uyarısıyla RTÜK’ü bir kez daha kararlarında Anayasaya, basın ve düşünceyi ifade hürriyetine saygılı olmaya, yayın durdurma ve para cezalarıyla halkın haber alma hakkını engellemekten vazgeçmeye” çağırması oldukça önemli.

VAZİYET

“Yandaş”ı fonlama furyası

Bir diğer husus, bir yandan “tasarruf genelgesi” yayınlanırken, diğer yandan Saray’ın yanı sıra Türkiye’nin en az izlenen ve en az okunan “iktidar medyası”na fon aktarımının tam gaz sürmesi.

Bundandır ki Cumhurbaşkanlığı’nca yayınlanan kamuda tasarruf tedbirleri genelgesinin ardından iktidar yanlısı gazetelere kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin ilân-reklâm akışını inceleyen medya ombudsmanı Faruk Bildirici, “Tasarruf genelgesi kamu ilânlarını yasakladı, ama iktidar medyasına genelge işlemedi. 15 Temmuz’da 2016’daki darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle yayımlanan ekler, iktidar medyasına verilen maddî desteğin en önemli göstergesi oldu. Bu eklerde sayfa sayfa ilân ve reklâm yayımlandı” yorumunu yapıyor. (https://farukbildirici.com)

Bildirici’nin “15 Temmuz’da 2016’daki darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle yayımlanan ekler, iktidar medyasına verilen maddi desteğin en önemli göstergesi oldu. Bu eklerde sayfa sayfa ilân ve reklâm yayımlandı. En fazla ilân ve reklâmı alan Sabah’ın ‘15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’ özel eki toplam 45 sayfaydı, 25 sayfası ilân ve reklâmlara ayrılmıştı” ifadesi vaziyeti ele veriyor. (gazeteler, 11.07.21)

Bu arada KİT Komisyonu Üyesi Atila Sertel’in, “bir kamu bankasının son üç yıllık 171 milyon 945 bin TL reklâm harcamasının tamamının AKP ve MHP’ye yakın gazete ve televizyonlara ayrıldığı, iktidara yakın televizyonlara 533 milyon reklâm verildiği, buna mukabil en çok izlenen televizyonlara ve gazete ve dergilere hiç ilân ve reklâm verilmediği” araştırması da ayrıca dikkate değer.

Anlaşılan sadece ceza kesmekte değil, kamu reklâmlarında da tam bir adâletsizlik ve haksızlıkla “yandaş medya”yı fonlama furyası sürüyor.

 

Okunma Sayısı: 1933
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hacı Ahmet

    31.7.2021 11:38:55

    Görüyoruz ki bu ülkeye 28 şubatı yaşatanlar bile bunlardan bir derece insaflı imiş.!

  • Asım

    31.7.2021 06:12:06

    Herkes hey gidi günler nerde o eski bayramlar diye özlemini dile getirir ya,bizde şimdi nerede o eski Türkiye der duruma geldik Sel felaketi,Yangın felaketi,Korona salgını,Düzensiz göç problemi,İşsizlik problemi,Eğitim problemi,Pahalı lık,Yoksulluk,Yolsuzluk, daha sayamadığımız bir çok konuda mevcut iktidar maalesef başarılı olamadı olamıyor o halde anketlerde o y oranı nasıl oluyorda % 30 larda gözüküyor hiç kimse bu çarpıklığı açıklıýamıyor neden?????

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı