|

Bizi de tehdit ettiler

Başkan Erdoğan, geçmişte dışa bağımlılıktan kurtulmak için Türkiye’nin sanayi ve teknolojide attığı her adımın engellendiğini, aynı güçlüklerle kendilerinin de karşılaştığını belirterek, “Hatta ima yoluyla Nuri Demirağ’ların, Nuri Killigil’lerin akıbetiyle tehdit edildiğimiz anlar dahi oldu. Hiçbirine eyvallah etmedik, itibar etmedik” dedi.

Yasin Yılmaz ve
04:00 - 23/09/2018 Pazar
Güncelleme: 05:36 - 23/09/2018 Pazar
Yeni Şafak
Türk savunma sanayiinin ilk kahramanlarını hatırlatan Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, Şakir Zümre, Kirkor Divarcı ve Nuri Killigil’in nasıl sabote edildiğini anlattı
Türk savunma sanayiinin ilk kahramanlarını hatırlatan Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, Şakir Zümre, Kirkor Divarcı ve Nuri Killigil’in nasıl sabote edildiğini anlattı

Türkiye’nin ilk uzay ve havacılık festivalı TEKNOFEST, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla farklı bir coşkuya sahne oldu. Yüzbinlerce kişinin akın ettiği İstanbul Yeni Havalimanı’na, içerisinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Küçükakyüz’ün bulunduğu F-16’lar eşliğinde ATA uçağıyla gelen Erdoğan, alandaki konuşmasında, bilim ve teknolojide geçmişte yapılan hataları anlattı. Osmanlı döneminde 17. yüzyıldan itibaren mühendislik öğrensin diye Batı’ya gönderilen gençlerin, zihinleri bu topraklara yabancı fikirlerle iğfal edilmiş halde döndüğünü anlatan Erdoğan, “Asıl olan hazır teknolojiyi almak ve onun kullanımını öğrenmek değil, teknolojiyi tasarlamak, geliştirmek ve öğretmektir” dedi. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan işgallerin, ülkeyi maddi olarak yıpratsa da istiklal konusundaki kararlılığı yok edemediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:


NURİ DEMİRAĞ’A SABOTAJ

“Cumhuriyet döneminde Osmanlı’dan devralınan tecrübeler ve teknik birikimin üzerinde dönemin şartları itibarıyla asla küçümsenmeyecek birtakım teşebbüsler başlatılmıştır. Mesela 1925’te Haliç’te yerli sermaye ile gerçekten önemli bir savunma sanayi fabrikası kuruldu. Devlet de askeri fabrikalar kurarak, aynı yönde birtakım adımlar attı. Nuri Demirağ, kendi geliştirdiği uçakları, kendi kurduğu bir fabrikada üretmeye başlamıştır.



İlk etapta çok sayıda eğitim uçağı ile küçük yolcu uçakları üreten bu fabrika, dönemin tek parti yöneticilerinin basiretsizliğinin kurbanı olmuştur. İngiltere ve Amerika’nın askeri yardımları bahane edilerek, bu fabrika atıl hale getirilmiştir. Öyle ki Nuri Demirağ’ın uçaklarını almayan dönemin Türk Hava Kurumu Başkanı kendisini, ‘Amerika’nın verdiği bedava uçak dururken, fabrikanıza parayla sipariş verirsem yarın bu millet beni asar’ diyerek savunmuştur. Bununla da yetinilmemiş, Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasının dışarıya ihracat yapmasına dahi izin verilmemiştir.”


FABRİKAYI HAVAYA UÇURDULAR

“Tüm hayatını uçmaya ve uçaklara adayan Vecihi Hürkuş’un gayretleri ve samimi çırpınışları görünmeyen eller tarafından sürekli engellenmiş, sabote edilmiştir. Uçak bombaları ve motor üreten Şakir Zümre ise karşısına çıkartılan engeller sebebiyle işini önce tarım aletleri yapımına, orada da destek bulamayınca soba imalatına çevirmek zorunda kalmıştır. Kafkas İslam Ordusu’nun dağıtılmasının ardından uzun yıllar yurt dışında yaşamak zorunda kalan Nuri Paşa, 2. Dünya Savaşı öncesi yeniden ülkesine dönüp savunma sanayi projelerine girişti, Zeytinburnu’ndaki bir depoyu satın alarak, burayı görünüşte madeni eşya ama aslında silah üreten bir fabrikaya dönüştürdü. İşler büyüyünce Killigil, fabrikayı Sütlüce’ye taşıdı. 1949’da bu fabrika, aralarında Nuri Paşa’nın olduğu pek çok kişiyle birlikte şüpheli bir şekilde havaya uçmuştur. Öyle ki ölenlerin cesetlerine dahi ulaşılamamıştır. Böylece ülkemizin önemli bir savunma sanayi hamlesi daha resmen yok edilmiş oldu.”


BAŞLARINA GELMEYEN KALMADI

“Kendi başına uçak imal edip uçuran bir gazi astsubay pilotun hapis cezasına çarptırılması ise yerli ve milli savunma sanayine karşı sergilenen hoyratlığın bir başka ifadesidir. Bundan 59 yıl önce Bandırma Füze Kulübü’nü kurarak füze denemeleri yapan Kirkor Divarcı ve ekibinden oluşan gençlerimizin de başlarına gelmeyen kalmamıştır. Kamuya ait savunma sanayi fabrikaları da Makine Kimya Endüstrisi Kurumu altında toplanmış ama hiçbir zaman arzu edilen atılımları ne yazık ki gerçekleştirememiştir. Kıbrıs Barış Harekatı’nda ülkemizin mühimmattan yedek parçaya ve haberleşme sistemlerine kadar her alanda yaşadığı ambargo, durumun vehametini anlamaya başlamamıza vesile olmuştur. Buna rağmen gereken adımlar uzun yıllar boyunca yeterli düzeyde atılamadı. Benzer sıkıntıları otomobilden bilgisayara teknolojiyle ilgili kadar her alanda görmek mümkündür.”


YÜZDE 20’DEN YÜZDE 65’E

“Yerli otomobilimiz Devrim’in hikayesi malumunuzdur. Hazırcılığın cazibesi bir kez daha üretim iştiyakına galip gelmiştir. 2003’te savunma ihtiyaçlarının ancak yüzde 20’si yerli imkanlarla karşılanabilir durumdaydı. Üstelik bu yüzde 20 içinde de yüksek teknolojiye dayalı maalesef pek bir şey göremiyorduk. Başbakanlığım döneminde bu alanı kişisel himayem altına alarak büyük bir atılım başlattık. Projelerin tasarımından finansmanına kadar her aşamasını bizzat takip ettim. Tank, helikopter, insansız hava aracı gibi pek çok ürünün hazır alım projelerini iptal ederek, tamamında milli ve özgün model geliştirme çalışmalarını başlattık. Bu sayede Türkiye, savunma sanayi ihtiyaçlarının yüzde 65’ini kendisi üretebilen bir ülke durumuna gelmiştir.”


İMA YOLUYLA TEHDİT EDİLDİK

“Halen ülkemizde 600’ün üzerinde savunma sanayi projesi yürütülüyor. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden deniz altına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından milli piyade tüfeğine, uydulardan hava savunma sistemlerine, füzelerden lazer silahlarına kadar geniş bir ürün yelpazesine şu anda sahibiz. Açık konuşmak gerekirse şayet bu düzeye gelmemiş olsaydık, şu anda yürüttüğümüz sınır içi ve ötesi operasyonlarda çok büyük zorluklarla karşılaşırdık. Şu insansız hava araçları... Bizzat oturduk, konuştuk. Paramızla vermediler. Ama terör örgütlerine görüyorsunuz 19 bin TIR silah ve mühimmat gönderiyorlar, 3 bin kargo uçağıyla silah ve mühimmat gönderiyorlar. Bunlar, bize dost görünenler, stratejik ortak görünenler. Bize bunlar bunu yapıyor. Hatta ima yoluyla Nuri Demirağ’ların, Nuri Killigil’lerin akıbetiyle tehdit edildiğimiz anlar dahi oldu.”


İHA’LAR FİLMLERE KONU OLUR

“Hiçbirine eyvallah etmedik, itibar etmedik. Allah’ın verdiği ömrü kimse kısaltamaz. Başlattığımız projeleri sabırla, dikkatle, dirayetle takip ettik, ediyoruz, edeceğiz. Sadece insansız hava araçlarımızın hikayesi bile filmlere konu olacak, gelecek nesillere ibret örneği olarak anlatılacak kadar ilginçtir, çarpıcıdır, düşündürücüdür.


Hala attığımız her adımda benzer sıkıntıları yaşamaya devam ediyoruz. Allah’ın izniyle daha önceki sorunlar gibi bunların da birer birer üstesinden geleceğiz. Önümüze çıkarılan engeller moralimizi bozmadı, tam tersine motivasyonumuzu artırdı. Buradan tüm gençlerimize sesleniyorum. Lütfen hayallerinizin peşinden gidin. Siz bu yola girdiğinizde yanınızda üniversiteleriyle, araştırma geliştirme destekleriyle, teşvik programlarıyla, hibe uygulamalarıyla, tüm imkanlarıyla devletinizi bulacaksınız.”


Asla vazgeçme

“Şair ne diyor, ‘Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.’ Sizlerden isteğim, karşılaştığınız zorluklardan, hayal kırıklıklarından asla yılmadan yolunuza devam etmenizdir. Eğer Tayyip Erdoğan sizin yaşlarınızdayken ilk karşılaştığı zorluk karşısında pes edip evine dönseydi bugün burada olamazdı. Ümitsizliğe asla yer yok. Yüreğinizdeki iman asla bitmeyecek olan en önemli sermayenizdir. Şu aşamada size lazım olan tek şey gücünüzü imanınızdan alan kendi enerjiniz, azminiz, gayretiniz ve hedeflerinizdir. Kendinize güvendiğinizde, hatalarınızdan ders aldığınızda, kendinizi geliştirmekten vazgeçmediğinizde ve mücadeleyi bırakmadığınızda önünüzde kapıların birer birer açıldığını göreceksiniz. Günümüz dünyasındaki zenginlerin artık hep bireysel yeteneklerle takım çalışmasının birlikte anlam kazandığı teknoloji dünyasından çıktığını da unutmayın.”


RABBİME HAMD OLSUN

“Her yenilik gibi teknolojik gelişmelerin de ilk aşaması hayal edebilmektir. Bizim milletimiz bu bakımdan gerçekten çok ileri bir seviyededir. Ecdadımız asırlar boyunca hep daha ileriyi, daha fazlasını hayal etmiş, bunun peşinden gitmiş, mücadelesini vermiş ve çoğunlukla da hedefine ulaşmıştır. ‘Kızıl Elma’ diye ifade ettiğimiz ufkun ötesindeki hedeflerimiz hep yenilenmiştir. Ne zaman hayal etmeyi bıraktıysak işte o zaman gerilemeye başladık. Biz de Türkiye’ye ne kazandırdıysak, hep hayallerimizin peşinden giderek başardık. Bugün burada ‘Karşımda kim var?’ diye seslenildiğinde sağına ve soluna bakmadan ‘Ben varım’ diyen, ahlakının sahibi bir gençlik gördüğüm için Rabbime hamd ediyorum.”


Kasımpaşa ziyareti

Erdoğan, TEKNOFEST’in ardından doğup büyüdüğü Kasımpaşa’ya geçerek, ziyaretlerde bulundu. İlk olarak bir kahvehane ve berbere uğrayan Erdoğan’a çevrede bulunan vatandaşlar sevgi gösterilerinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Kasımpaşa Çocuk Evleri Sitesi’ni ziyaret ederek buradaki çocuklarla sohbet edip hediye dağıttı.


Havada selam

Başkan Erdoğan, TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalinin düzenlendiği İstanbul Yeni Havalimanı’na, Çorlu’dan havalanan ve 3 adet F-16 savaş uçağının eşlik ettiği TC-ATA uçağıyla geldi. Erdoğan, F-16 ile kendisine eşlik eden Milli Savunma Bakanı Akar’ı uçaktan selamladı.


3 günde 500 bin

Haftasonu tatilini fırsat bilen İstanbullular TEKNOFEST’e akın etti. İstanbul Yeni Havalimanı’nda düzenlenen etkinliklerin üçüncü gününde ziyaretçi sayısı 500 bini aştı. Rekor düzeyde ziyaretçinin katıldığı etkinliklerde ortaokul ve lise düzeyindeki öğrencilerin geliştirdiği icatlar büyük beğeni topladı.


İngiliz uçağı

TEKNOFEST’te sergilenen hava kuvvetleri unsurları arasında yabancı bir konuk vardı. İngiltere Kraliyet Ordusu’na ait Airbus 330-200 tipi uçak, Türk savaş uçakları arasındaki yerini aldı. 20’den fazla mürettebat vatandaşları bilgilendirdi. Türk Hava Kuvvetleri’nin Airbus A330-200 MRTT uçaklarıyla havadan yakıt ikmali amacıyla ilgilendiği biliniyor.

#TEKNOFEST
#Başkan Erdoğan
#Nuri Demirağ
#Vecihi Hürkuş
6 yıl önce