CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Erdin Bircan’ın katılımı ile Cumartesi günü saat 12.00’de  CHP Keşan İlçe Başkanlığında ülke gündemi ve referandum sürecine dair basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan, CHP Keşan İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli, CHP Keşan Kadın Kolları Başkanı Nedime Pangal ile partililer katıldı.

REFERANDUM NE BİR SİYASİ PARTİNİN, NE DE PARTİ İÇİ BİR YARIŞIN OYLANMASI

CHP parti lokalinde yapılan toplantıda ilk söz alan ve referandum sürecinin siyasi bir çalışma olmayacağını belirten Erdoğan Gümülcineli şunları kaydetti: Önümüzde bir referandum var. Hepimizin üzerinde hassasiyetle durmamız gereken bir süreç. Ülkemizin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini etkileyecek olan bir referanduma doğru gidiyoruz. Keşan ilçesi olarak çalışmalarımıza henüz başlamadık. Toplantılar düzenleyip, çalışma grupları oluşturup mahalle ve köyleri gezeceğiz. Karşımızdaki evetçi grupların hem ülke gündemini hem de toplum arası gerilimini arttırma gayretleri var. Bu tür tahriklere kapılmadan refarandumun neleri getirip neleri götüreceğini sizlere anlatmaya çalışacağız. Sandık bazında bütün örgütlenmelerimizi yaptık. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımızla toplantılar yapıp bu süresi sağlıklı bir şekilde götürmeye çalışacağız. Bölgemizin milletvekilleri de zaman zaman aramızda olacak. Bu referandum ne bir siyasi partinin oylanması, ne de parti içi bir yarışın oylanması. Ülkemizin geleceğini uzun yıllar etkileyecek bir sonuç olacağından dolayı bir vatandaşlık borcu olarak yapacağımıza inanıyorum.”

Gümülcineli, ayrıca Özcan’ın organize sanayi bölgesi ile ilgili olarak Çalışma Bakanı ile toplantısı olmasından dolayı katılamadığını belirtti.

EVET DERSENİZ TERÖR BİTECEK DİYEN BİR BAŞBAKAN YARDIMCISI VAR

Yapılacak olan referandum için oran veren %60 oranında hayır çıkacağını belirten Bircan, “Bir referandum sürecine girdik. Bir ihanet teklifi ile karşı karşıyayız. Bu bir Cumhuriyeti yıkma projesidir. Diktatörlüğün gelişinin ayak sesleridir. Her ne kadar rejim değişmiyor deseler de maalesef rejimi değiştirme projesidir. En önemlisi de Viranşehir de iki şehidimiz var. 3 yaşında bir bebek var. Hep kendilerinin söylediği bir şey vardı. Terörle yaşamaya alışacaksınız diye. Evet  gerçekten terörle yaşamaya alıştırıldık. Ülkemizde şu ana kadar bomba patlatmayan kalmamıştır. FETO’su, PKK’sı PYD’si, IŞID’ı tamamı patlatmıştır. Ülkemizi kan gölüne getirmişlerdir. Baş sağlığı mesajları ile kendimizi avutup, geçiştiriyoruz. Tepkimiz de bu. Bunun karşılığında evet derseniz terör bitecek diyen bir başbakan yardımcısı var. O zaman sizler bu terör odaklarını biliyorsunuz. Başkanlık sistemi gelene kadar müdahale etmiyorsunuz. Referandum için 16 saat meclisi çalıştırdınız. Gizli oy ihlali yapılarak, AKP’li ve MHP’li vekiller göstere göstere attılar. Bekledi bekledi ve 16 Nisan referandum kararını verdi. Niye bu kadar beklediniz. Panik halindeler. %56 hayır vardı. Şu anda %60 var. Abdülkadir Selvi bunların yazarıdır. AKP’nin kalemşörüdür. Kendi kaleminde ve televizyon yorumlarında bunu öğrendik. Panik başladı. Ne oldu camilere kadar siyaset girdi. Camilerde şuanda birbirlerinin koluna giriyorlar. Ben evet diyorum, sen ne diyorsun diye. Evet demezseniz bu ülkede şerh olur. Evet demezseniz bu ülkeyi kıskanıyorsunuz. Aynı imam üçüncü havalimanı, köprüleri kıskanıyorlar onu için bunlar hayır diyor. Bir devletin imamı bunu söylüyor ve sağduyulu vatandaşlarımız burası cami diye bağırıyorlar ama bu camilere artık siyaseti soktular. Nasıl ki ordumuzun içine siyaset girdiyse camilerin içine de bu referandum süreci ile birlikte siyaseti soktular. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Ben bunu kabul edemem. Sizler de kabul etmeyin. Bir camide bir imam bunu yapıyorsa kalkıp bunu uyarmalı. Daha önce de ben kendilerini uyardım. Mustafa Kemal Atatürk’ün adını her yerde anıyorlar, 15 Temmuz şehitlerimiz ile ilgili dua yaptırıyorlar. Ama Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmıyorsunuz diye söylediğimizde, bizim bu konuda bir talimatımız yok dendi. İmamlarla konuştuğumuzda onlar daha değişik şeyler söylüyorlar.” dedi.

TÜRKİYE’DE RUS SAVAŞ UÇAĞININ DÜŞÜRÜLME EMRİNİ BEN VERDİM DEDİNİZ

 Düşürülen Rus savaş uçağı için önce emri biz verdik deyip sonra da kandırıldıklarını söyleyen  sonra  da pardon dediklerini belirten Bircan sözlerine şu şekilde devam etti: “Hep insanların dini inançları ile oynanıyor. Bu ülkede askerin üniforması ile oynandı. Bu ülkede askere darbeci dendi. Bu ülkede maalesef Genel kurmay Başkanı Silivri’ye gönderildi. Sonra pardon dendi. Ergenekon ve Balyoz davası çöktüğünde yine pardon dendi. Ailelerin nasıl mağdur olduğunu çok iyi biliyorum. Senin baban Ergenekoncu denilen çocukları çok iyi biliyorum. Öyle bir süreç getirdiniz ki, 60 tane generali ihraç ettiniz, emekli ettiniz, kendi generalinizi rütbe yükselterek belli mevkilere getirdiniz. Akın Öztürk’ü kim getirdi. Sizler getirdiniz. PKK kandırdı, FETÖ kandırdı. Her yerde kandırılmış bir Cumhurbaşkanı bugün diyor ki bu ülkede tek söz sahibi ben olacağım. Sonra da diyor ki bunun projesi benim. Rejim değişmeyecek. Türkiye’de Rus savaş uçağının düşürülme emrini ben verdim dediniz. Yarış yaptınız. Şimdi de yok biz böyle bir şey söylemedik diyorsunuz. Şimdi orada da FETÖ yaptı diyorsunuz. Şu an ülkede savaş var. Kim biliyordu El-Babı. Sorun El-Babı, Rakka’yı, Menbiçi kimse bilmez. Altmış kişinin üzerinde El-Bab şehitleri var. Benim çocuğumun ne işi var Suriye’de. Niçin gönderdiniz. Sonra askerimiz orada. Nasıl çıkacaksınız bilmiyoruz. Sayın Maliye Bakanımıza da geçen hafta mecliste sordum. ‘Aileler çocuklarını Suriye’ye göndermek istemiyorlar’ dedim. Rus uçağını da düşürünce tazminat ödediniz, özür dilediniz. Koordinatlar karşıtı, üzgünüz dediniz. Peki özür çocuklarımızı geri getirecek mi? Hayır. 3 milyon kayıtlı 4 buçuk milyon Suriye vatandaşı ülkemizde yaşıyor. Kapılarımız yolgeçen hanı oldu. REİNA katliamını yapan kişinin hangi kapıdan girdiği de belli değil. Resmi hiçbir giriş yok. Ülkede bomba patlatıyorlar, gidiyorlar. Kim yapıyor, IŞID, PKK yapıyor. Her yerde kandırılmışsanız, nasıl başkanlık istiyorsunuz. Ama gözlerini hırs bürümüş. Cumhurbaşkanı diyor ki ben bunu kendim isteyecek kadar karaktersiz değilim diyor. İyi, biz size karaktersiz demiyoruz. Aday olmayacağım deyin, biz sizi alkışlayalım. Öyle bir panik halinde geldiler ki geçmezse ne olacak.”

EVET DİYECEK ORAN %35

Geçtiğimiz dönemde başkanlık sistemi içinde birtakım pazarlıklar yapıldığını belirten Bircan sözlerini şu şekilde tamamladı: “ Başkanlık Sistemi ve anayasa değişikliğine ilişkin şu anda savunulacak bir şeyleri olmadığı için PKK, FETÖ evet diyor diyorlar. Senin kol kola girdiğin FETÖ zamanında sizin için‘mezarlarda bulunanlar dahi çıksın oy kullansın’ dedi. Şimdi herkes tarafından kandırıldın. O da seni kandırdı. Sen geçen haftayı hatırlamıyorsun ama dönüyorsun 1930’larda tek adamlık, tek partili rejime geçiren kişi İsmet İnönü’dür diyorsun. Hiçbir hükümet geçmişle bu kadar uğraşmamıştır. Bu Cumhuriyeti yıkıp hilafete geçmeye çalışıyorlar. Ama biz buna hayır diyeceğiz. Evet diyeceklerin %35 civarında olması bunları paniğe sürükledi. Bizlerin de çalışması olacak. Bundan sonra da çalışmalarda yer alacağız. Herkesin söylediği şu çalışma grubu kuralım dediğimizde gönüllü olacak kişiler var. Bu sistem geçerse torunlarımızın yüzüne bakamayız. Hesap veremeyiz. Dışarıda da bunları anlatacağız. Birlikte anlatacağız. Yerelde de Biz Atatürkçüyüz diyenlere şunu söylüyorum. Siz önce Nutuk’u okuyun. Ben AKP’ye AK demeye vicdanım el vermiyor. Hangi partiye oy verilirse verilsin ben kucaklarım. Ama hiç AK’ını görmedim. Bu anayasanın oluşmasında aklı dış akımlar vermiştir. Bu ülkeye, ihanettir bu. Bu ihaneti hep birlikte kıracağız. Başkanlık sistemi pazarlığı APO ile yapılmadı mı? Şimdi ne oldu aynı pazarlığı gitti Devlet Bahçeli ile yaptı. Devlet Bahçeli ile devam ediyor. Şu anki panik ile HDP ile pazarlık yapabilirler. Hendekler kazılırken göz yumdunuz. Siz birbirinizi iyi tanırsınız. Bu ihanet teklifine hep birlikte hayır diyeceğiz.”