Dünya tarihinde suikast sonucu öldürülen 4 ABD başkanı var. Abraham Lincoln, James Garfield, William McKinley ve John F. Kennedy. Özellikle sonuncunun hazin bir öyküsü vardır. Çünkü Kennedy tüm dünyada sevilen bir liderdi ve çok fazla bilinmeyenle dolu, tam anlamıyla bir ‘kıyım’dır ona yapılan suikast. Karısının yanında tüm dünyanın gözü önünde öldürüldü. Sonrasında da birçok karanlık olaylar ve ölümler gerçekleşti. Hâlâ birçok bilinmeyeni olan çok büyük bir komploydu. Bana kalırsa ABD tarihinin büyük utanç kaynaklarından biridir.

jackie_1

En başta, ilk kez bu büyük suikastın en yakın şahidi Jacqueline Kennedy’e odaklanan bir film olmuş “Jackie”. Kocasının dağılan kafatasını kucağında tutmuş bir ‘first lady’ o. Büyük umutlarla başlayan bir yolculuğun aniden gelen şok edici finali. Bayan Kennedy’nin travması aslında o günlerin Amerika’sının da travması. Bir ‘ne olacak şimdi?’ şokunun hemen ardına eklenen, ‘bir anda her şey bitti’ duygusu.. Film bu hisler üzerine yükselen bir eser olmuş. Bilinç akışı tekniği kullanılarak yazılmış romanlar gibi sanki. Hollywood oyuncularının ve Amerika dekorunun farklı kullanıldığı bir film bu. Sadece Kennedy için değil, bir anlamda ABD'nin ölümü için de etkileyici bir ağıt. Çünkü Kennedy’nin öldürülmesi bazı Amerikalılar için ülkenin tümüyle yönünü değiştiren bir olaydır.

Bugüne kadarki filmografisinde hiç kötü film barındırmayan Şilili yönetmen Pablo Larrain, büyük bir şokun ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının resmini çiziyor sanki, tuval olarak da Jacqueline Kennedy'nin (dolayısıyla Natalie Portman’ın) yüzünü kullanıyor. Bütün o şok yaşayan Beyaz Saray ahalisinin içinde elbisesi ve elleri kocasının kanıyla boyanmış kadının yanıbaşındayız film boyunca biz de. Bir kadının cehenneme olan yolculuğudur o gün.

jackie_2“Jackie” klasik bir biyografi değil ama hem ele aldığı karakterin hayatından küçük ama önemli bir kesidi ele alarak onu bize tanıtmayı başarıyor hem de büyük resimde bir ulusun yaşadığı büyük travmayı tanımlıyor. Hikayenin çerçevesini ise Jackie’nin bir gazeteciye verdiği röportaj oluşturuyor.

Jackie’nin kendisini ve ailesinden kalanları toplayıp dik durmaya çalışması, kocasının katledilişinin bir anlamı olduğunu ayırt etmesi ve bunu çevresindeki görevlilere anlatma çabası gerçekten etkileyici bir sinemayla sunuluyor bize. Olay örgüsünü boza boza, sık sık zaman çizgisi içinde ileri geri gitmesine rağmen seyircinin kaybolmasına asla izin vermeyen kurguya eşlik eden, bazen bir ağıt müziğine (requiem) bazense sanki bir korku/gerilim filminin usul usul çalan, tedirgin edici tınılarla ilerleyen müzikleri filmin bütün duygusunu bir kat daha yukarı taşıyor.

Jacqueline Kennedy’i canlandıran Natalie Portman ise tek kelimeyle olağanüstü! Gerçek Jackie’nin 1961’de çekilmiş Beyaz Saray turunu aynen canlandırdığı bölümde muhteşem mesela. Cenaze töreni ve pederle (şahane John Hurt) yaptığı konuşmada da harika performanslar gösteriyor. Bu suikasttan yaklaşık 5 yıl sonra yine bir suikast ile öldürülecek olan John F. Kennedy’nin erkek kardeşi Robert F. Kennedy rolündeki Peter Sarsgaard’ın ölçülü performansı dikkat çekici.
“Jackie” tam anlamıyla, başrol oyuncusunun da olağanüstü performansıyla filmin gücüne güç kattığı, iyi yapılmış author sineması örneklerinden biri.

4 yıldız
Jackie
Yönetmen: Pablo Larrain
Oyuncular: Natalie Portman, Peter Sarsgaard, Greta Gerwig
100 dakika

İçinizi açacak bir Ata Demirer filmi: Olanlar Oldu

Ata Demirer seyircisini tanıyan bir komedi sanatçısı. Genellikle filmografisini oluşturan filmlerde onlarla kurduğu samimiyeti hissettirebilmekte. Geçen sene izlediğimiz ve pek de beğenilmeyen “Niyazi Gül Dörtnala” için bir yol kazasıydı diyelim. Bu hafta gösterime giren “Olanlar Oldu”da sevenlerini pek üzmüyor...

Aslında hikaye çok basit; Sığacık’ta babadan kalma teknesiyle turistik turlar yapan Kaptan Zafer, henüz dindiremediği bir ayrılık acısı yaşıyorken, oraya tatile gelmiş dizi oyuncusu Aslı’yla yakınlaşır. Bu arada annesi Döndü hanım da oğlunu ayrıldığı kızla tekrar barıştırmayı hedefliyordur. Oysa o tren çoktan kaçmış, bambaşka bir dolandırıcılık vakasına dönüşmek üzeredir.

olanlar_oldu_1

Demirer’in sinemadaki gücü en çok da yarattığı karakterlerde saklı. Eğer bu renkli karakterleri iyi hikayelerle buluşturabilirse başarı oranı yükseliyor. “Olanlar Oldu”da Demirer hikayenin komedi tarafını Zafer’den çok annesi Döndü’ye doğru kaydırmış. Ancak yine kendisinin canlandırdığı Döndü’nün Zafer’le ve onun hikayesiyle olan bağı zayıf kalmış. Bu kalibredeki bir komedyenin bu karakterde çok daha fazla yapabileceği şeyler olmalı. Mizahı yükseltecek, hikayenin tansiyonunu daha diri tutacak başka fikirler geliştirilebilinirdi. Mesela Döndü’nün hiperaktif torununu dizginlemeye çalışması bu hikaye için ilgisiz bir yük ve bu yaramaz çocuğun hikayenin sıkışıklıklarını açmakla görevlendirilmiş bir karakter olması da fazla göze batıyor.
Bu hikayenin en zor ikna edilebilir kısmı ise bir şekilde aşılabilmiş. Zafer gibi bir küçük kasaba erkeğinin Aslı gibi bir rüya kadınla aşk yaşayabileceği fikri hem güzel oyuncu Tuvana Türkay’ın samimi performansıyla hem de iyi yazılmış bazı sahnelerle inandırıcı kılınabilmiş.

Tecrübeli oyuncu Ülkü Duru’nun özellikle Döndü anne sahnelerindeki desteği de çok iyi. Oyuncu gözlerini hiç kırpmadan, kendine has bir üslupla üzerinde çok uğraşılmamış bir karakteri alıp götürüyor. Keşke Fahriye Abla’ya biraz daha alan açılabilecek bir yapı oluşturulabilseymiş.

olanlar_oldu_8

Ata Demirer, Zafer karakterinde ilk kez daha duygusal bir performans yakalamayı deniyor. Zafer onun filmografisi içinde kalbi en kırık karakter olmuş. Sanki Demirer daha çok, bir aşk filmi ya da romantik komediye doğru gitme isteği varmış da anne karakteriyle riskini biraz azaltmış hissi de vermiyor değil.

Eğer seyirci Ata Demirer’in aldığı bu riski gişede ödüllendirirse “Olanlar Oldu” da bir seriye dönüşebilir. Çünkü finalde hikayenin iki damarından birini sonuçlandırıp diğerini açık bırakıyor oyuncu/senarist. Belki de ikinci filme saklıyordur...
BKM’nin gişe filmlerinin başarılı yönetmenlerinden Hakan Algül’ün de sinema dilini en çok beğendiğim filminin bu film olduğunu belirtmem gerek...

3 yıldız
Olanlar Oldu
Yönetmen: Hakan Algül
Oyuncular: Ata Demirer, Tuvana Türkay, Ülkü Duru
106 dakika,

[video_related_template title="Ata Demirer'in sinema karnesi" desc="undefined" image="http://cdn-tv.sozcu.com.tr/video-resimler/2017/01/fgfgf.jpg" link="https://tv.sozcu.com.tr/2017/kultur-sanat/video/ata-demirerin-sinema-karnesi"]