• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Bir mutluluk yazısı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.05.2015, 00:00
Mutluluk... Nedir, nasıl olunur, kim veya ne sağlar, yolları, döneleri vs... Sonsuz çeşitlilik içeren bir konu. Mutluluk deyince aklınıza ne geliyor?
Bu yıl derse başladığım Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi'ndeki öğrencilerimin final ödevlerinin konusu da "Mutluluk". Onlara bu konuyla ilgili bir haber yapmalarını/köşe yazısı yazmalarını/röportaj yapmalarını istedim. Ve hepsinden beni çok mutlu eden yazılar aldım.
Birini sizinle de paylaşmak istiyorum. Gözde Emlik adlı öğrencim, geleceğin başarılı gazetecilerinden biri olacak, kendisini de konu alan güzel bir yazı yazdı ve mutluluğu tarif etti. Okuyalım bakalım...
"Mutluluk paylaştıkça çoğalır sözüne çok inanırım. 23 yıllık yaşamım boyunca hep bu inançla yaşadım. Annem ve babam bana 'ben' egosundan önce 'biz' sempatisini aşıladı. Küçükken sahip olduğum herhangi bir şeyden arkadaşımda yoksa üzülürdüm. Yeni alınan ayakkabılar önce evde giyilip, biraz eskitilir, sonra dışarıda giyilirdi; eğer o ayakkabıyı alamayacak bir arkadaş görürse yeni alındığı belli olur, utanırdım. Büyüklerimden bir şey istememem konusunda tembihlenirdim.

DİYABETLE YAŞAMAK
Üç yaşındaydım hayat bana kötü bir şaka yaptığında... Elinden; çikolatası, cipsi, özgürce koşup oynaması alınmış, her çocuğun deli korktuğu iğne denen baş belası şeyi günde 4 kez vücuduna saplamak zorunda kalan bir çocuk. Diyabetle tanıştığımda henüz 3 yaşındaydım, canımın yanması bir yana hastanede yattığım bir ay boyunca beyaz önlüklü gördüğüm herkesten nefret eder olmuştum.
Hayat sadece bana şaka yapmadı tabii ki, annem, babam ailem de üzüldü ve yıprandı. Ama bütün şanssızlıklarıma rağmen hayat elime en büyük şansı, annemi verdi. Eğer benim annem olmasaydı belki ben de hastanede tanıştığım Sevda gibi şu an hayatta olmazdım.
Sevda'yı tanıdığımda henüz 10 yaşındaydı, bense 8. Ona yaklaşmak, arkadaşlık kurmak için elimden ne geliyorsa yapıyor ama bir türlü onun isteklerine ve şımarıklığına yetişemiyordum. O isterse oyun oynanıyor, o isterse resim yapılıyor, her şey Sevda'nın istekleri doğrultusunda yürüyordu, birlikte kaldığımız hastane odasında. Annesi o memnun olsun diye üstün bir çaba harcıyordu ve ben çocuk aklımla anneme kızıyordum içten içe bana öyle davranmıyor diye.

KÜÇÜK MUTLULUKLAR
Aradan birkaç yıl geçti, ben Sevda'nın kanser olduğunu ve durumunun iyiye gitmediğini öğrendim. Sevda'nın annesi Güler Teyze, o iyileşsin diye 3. çocuğunu dünyaya getirmeyi bile göze aldıysa da Sevda hayatını kaybetmişti.
Benim hayatımın büyük dersiydi bu kız, çünkü hiçbir şeyden mutlu olmamayı nasıl başardığına anlam veremiyordum. Zira benim isteklerimin reddedilme durumu diyabetle ya da çektiğim acılarla değişmemişti. Annem bana aynı davranıyor, herkesi de abartılı sevgi gösterileri konusunda sınırlandırıyordu. Yıllar sonra düşününce, annemin geçmişte bugünümü nasıl ilmek gibi işlediğinin farkına varıyorum. Belki annem de bana, Güler Teyze'nin Sevda'ya davrandığı gibi davransaydı ben, somurtkan, sevgisiz, hiçbir şeyden mutlu olmayan bir insan olacaktım.
Hiç sığınmadım bu şakacı illetin arkasına, bir sürü engel koysa da önüme, ben hep hedefe kilitlenerek yürüdüm yolumda. Evet, mutluluk göreceli bir kavramdır kabul ediyorum ama mutluluk sınırsız da bir kavramdır. Kimi zaman pahalı bir araba, kimi zaman pişirilen kekin tam istediğin gibi kalıptan çıkmasıdır. Mutluluk yaşadığın için her gün yataktan kalktığında 'bugün de sapasağlam, elim ayağım tam, gözüm görüyor ve aklım yerinde' diye şükretmektir. Küçük şeylerden duyulan mutluluklar insanı yormaz, elindekine şükredersin ve senin olmayan şeyler için üzülmezsin."
Harika bir mutluluk dersi. Eline sağlık Gözde.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA