|
Bir kez olsun özeleştiriyi deneyebilse…

1950'den bu yana bir tek seçim yok ki CHP çoğunluğu elde etmiş, bir başına iktidar olmayı kazanmış olsun. Yok. Yok böyle bir şey...



Onun bir başına kazandığı tek seçim 1946 yılındaki... Ondan önceki seçimler zaten tek parti olarak yapıldı, milletvekili adayları da merkezden belirlendi.



1946 seçimi de CHP'nin sahtekârlığıyla kazanıldı. Açık oy gizli sayım... Dünya seçim tarihinin yüz karası... O yüz karasıyla seçim kazandı...



Acaba niye?



Bu sonucu bir ölçüde onun tarihiyle açıklamak mümkün. CHP son tahlilde İttihat ve Terakki'nin devamıdır, onun varisidir... Onlar da Jön Türklerin...



İttihatçıların yani bu geleneğin belirgin özelliği darbeci oluşları... Normal yasal yollardan iktidar olmayı düşünmezler. Tek becerileri desisedir, entrikadır. Darbeyi yaparlar, ama herhangi bir projeleri mevcut olmadığı için iktidarları laklakla geçer...



Bugüne kadar hiçbir seçimde biz de memlekette şu projeyi gerçekleştirmek için oy istiyoruz diyememişlerdir. Örneği yoktur. Siyaset salt ideolojiden ibarettir onun anlayışında...



Ama öngörülen bir proje teklifiyle karşılaştıklarında olanca enerjilerini onu önlemeye sarf etmekte maharet sahibidirler.



Demokrat Parti'ye muhalefetleri onun projelerini önlemeye matuftu. Yolların inşasına karşı çıktılar. Onlara rağmen yapıldı.



Adalet Partisi döneminde onun projelerini önlemek istediler. Boğaz Köprüsü (şimdiki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü) yapımına muhalefet ettiler.



Özal'ın bütün projelerine karşı çıktılar. 1983 seçim arifesinde üç parti yarışmıştı: Turgut Sunalp'ın Demokratik Partisi, Necdet Calp'ın Halkçı Partisi (şimdiki CHP), Turgut Özal'ın Anavatan Partisi...



Seçimlerden kısa bir süre önce TRT ekranlarında bu üçlü bir açık oturuma katıldı. Her partinin lideri projelerini anlatıyor. Sunalp (emekli general) sade suya tirit kabilinden bir şeyler söylemeye çalışıyor, daha çok Atatürkçülüğü nasıl korumamız gerektiği hususunda ince fikirler serdediyor. Calp keza buna benzer konular çevresinde dolaşıyor. Sıra Özal'a gelince, o karayolları inşasından, demiryollarına verilmesi gereken önceliklerden, büyük projelerden (GAP, Keban vb.) bahsetti. Ve Boğaz Köprüsü'nü satacağım, dedi. Ondan elde edilecek gelirle de yeni bir Boğaz köprüsü inşa edeceğini haber verdi. Fakat sözüne devam etmeye fırsat kalmadan Calp yerinden fırlayarak “Sattırmam!” diye haykırdı. İşte bu feryat o anda tipik bir CHP refleksiydi. CHP'nin zamirini bu feryattan daha tipik hiçbir jest temsil edemez.



Bu refleks CHP nezdinde şu fikirleri dile getiriyor(du):

1.

Kendisi bu seçimi (diğer bütün seçimlerde olduğu gibi) kazanamayacak, seçimi Özal kazanacak, kendisi doğal olarak muhalefette kalacak,

2.

Kendisinin dişe dokunur herhangi bir projesi yok, o ancak öngörülen bir projeye “yaptırmam!” “hayır!” diye muhalefet etmekle kendini görevli sayacak,

3.

Öngörülen projeyi anlama gibi bir derdi olmayacak, örneğin Sayın Özal Köprü'yü satmaktan maksadın nedir, diye sormuyor ve onu anlamaya zerre merakı yok, o sadece mani olmaya talip...



Peki, iktidar olmayı umuyor mu? Kesinlikle. CHP'nin öyle bir derdi, talebi, niyeti yok. O genlerine işlemiş olan “Hayır, olmaz, yaptırmam, seni aşağı indiririm” demeyi kendine görev bilmiş, muhalefet etmeyi böyle bir şey sanıyor. Yaptırmamayı, önlemeyi muhalefet sanıyor. Herhangi bir proje için olumlu bir eleştiri geliştirme diye bir derdi yok onun. O Köprü yerine şu yapılsın diyemiyor veya o Köprü oraya değil de şuraya yapılsın, onun ebadı öyle değil de böyle olsun kabilinden bir mülahazası yok beyninde. O tek slogan üstünde yürüyor: hayır, olmaz, bu sayılmaz, iptal edilsin, ahali kandırıldı, seçim iptal edilsin, halk yanılıyor, kandırılıyor falan... Velhasıl olumsuzluğu hep olanda veya başkasında arıyor. Oysa bir kere dönüp bir özeleştiri yapmayı denese... Fakat heyhat! Onun varlık yapısına ters gelir özeleştiri... Ama bir kere, bir kerecik kendine özeleştirel bir gözle bakmayı başarabilse niçin başaramadığını görecek. Fakat heyhat! Zehi hayal ve istibdat...




#Özeleştiri
#CHP
#TRT
#Turgut Özal
7 yıl önce
Bir kez olsun özeleştiriyi deneyebilse…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?