Bir kardeş selamında, seni aramak var ya

Oyunda Ahmet Kaya’nın hayatı alışılagelmiş bir anlatım tarzıyla değil, Salih’in şahsında açlık grevleri, faili meçhuller, hapislik, sürgünlük ve memleket hasreti üzerinden aktarılıyor. Malatya’daki çocukluk anıları ise, köylerini terk etmek zorunda kalan Ermenilerden kalan gizemli bir sandığın hikâyesiyle iç içe geçmiş durumda.


16 Kasım 2000’de, sürgün hayatı yaşadığı Fransa’da hayatını kaybeden Ahmet Kaya’nın yaşamından uyarlanan müzikli oyunu izleyecek olmanın heyecanı içindeyiz. Temsil öncesinde, oyuna dair fazla bir bilgimiz yok. Ahmet Kaya’nın hayatını merkeze alan bir oyun olduğunu ve Kardeş Türküler’in de oyun sırasında Kaya’nın bazı şarkılarını canlı icra edeceğini biliyoruz, o kadar.
Fakat temsilin havasına daha yoldayken giriyoruz desek yeridir. Maslak’taki Uniq Hall’da ilk kez bir etkinliğe gidiyoruz; nasıl gidilir pek bilgimiz yok. Dendi ki, “Metrodan İTÜ Ayazağa durağında inin, plazalar tarafından çıkın, taksiye binin.” Peki, biz de öyle yaptık, bindik bir taksiye. Taksici oraları iyi biliyor. Diyor ki “Konser mi var?” 
“Evet” diyoruz. Kısa bir sessizlik. Ayrıntı beklediğini düşünerek açıklama yapıyorum: “Ahmet Kaya’nın hayatından uyarlanan bir oyun var.” Yine kısa bir sessizlik. “Yok” diyor taksici, “Kaçta biter, onu merak ettim, çıkış saatinde orada olayım diye.” Kısa bir sessizlik daha. Sonra taksici dökülüyor: “Büyük sanatçıydı. Şimdi gelse çıksa, milyonlar toplanır. Onun gibisi gelmez. Mekânı cennet olsun.” “Amin” diyoruz. Daha mekâna gelmeden temsilin havasına girmiş olduk, özetle. 
‘Hep Sonradan’ Kaya’nın Paris’teki sürgün yıllarının yanı sıra Malatya’da geçen çocukluk yıllarını da merkeze alıyor. Oyuna ismini veren ‘Hep Sonradan’, bilinen bir Ahmet Kaya şarkısı. Meraklıları zaten hemen mırıldanacaktır. Yönetmen koltuğunda Metin Göksel var. Yazanlar Funda Alp, Didem Kaplan, Cüneyt Yalaz. Yalaz aynı zamanda oyunu icra edenler arasında, ya da başrolde diyebiliriz. Diğer oyuncular ise Elit Andaç Çam, Ahmet Melih Yılmaz, Saim Güveloğlu, Ferya Soysal, Banu Açıkdeniz. Projenin danışmanlığını Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, süpervizörlüğünü ise Onur Ünlü yapmış. Kardeş Türküler de hikâyeye uygun 15 Ahmet Kaya şarkısını canlı icra ediyor.

Sürgün yılları ve Salih’in hatırladıkları
Baştan söyleyelim: İyi düşünülmüş ve iyi icra edilmiş bir müzikli oyunla karşı karşıyayız. Ahmet Kaya’nın Malatya’daki çocukluk ve Paris’teki sürgün yılları Salih karakteri üzerinden anlatılıyor. Salih, Ahmet Kaya’nın Malatya’dan çocukluk arkadaşıdır. Uzun yıllardır Paris’tedir, o da sürgündedir. Bir vakitler yaptığı açlık grevi nedeniyle Korsakoff hastalığına yakalanan Salih, Türkiye’de bırakmak zorunda kaldığı çocuklarıyla yıllardır görüşmemiştir. Çocuklar babalarına, onları bırakıp gittiği için kırgın, kızgındır. 
Salih’in yardımcısı, çocukları bir şekilde ikna ederek Paris’e çağırır. Hastalığı nedeniyle hafızası gidip gelen Salih ise unutkanlığının önüne geçmek için hatırladıklarını, çocuklarıyla konuşacaklarını önceden kâğıtlara yazmıştır. Hem kendi ve çocuklarının hayatına ilişkin anılar, hem de Kaya’yla Malatya’da ve Paris’te geçirdiği sürgün yılları... 

İç içe geçen hikâyeler
Kaya’nın çocukluk ve Paris’teki sürgün yıllarını Salih’in hatırladıkları, yazdıkları ve hatırlamaya çalıştıkları üzerinden dinliyoruz, öğreniyoruz. Bunlara Salih’in çocuklarıyla yaşadığı gerilim ve kendi hayatına ilişkin, sisle kaplanmış yıllar, bu yılların izlerini çocuklarıyla birlikte bulma çabası da eşlik ediyor. 
Böylece, Ahmet Kaya’nın hayatını alışılagelmiş bir anlatım tarzıyla değil, Salih’in şahsında, açlık grevleri, faili meçhuller, hapislik, sürgünlük ve memleket hasreti üzerinden okumuş, izlemiş oluyoruz. Malatya’daki çocukluk anıları ise, köylerini terk etmek zorunda kalan Ermenilerden kalan gizemli bir sandığın hikâyesiyle iç içe geçmiş durumda. Bütün bunlar hikâyeye hem bir dinamizm, hem bir merak unsuru, hem de Kaya’nın hayatını başka bir gözle görme, izleme imkânı veriyor. Yalaz başta olmak üzere, oyuncuların bu zor işin altından kalktıklarını söylemek lazım. 
Ve tabii, Kardeş Türküler. Hikâyenin gidişatına göre seçilen 15 şarkıyı oyun boyunca güçlü biçimde icra ederek, bu projenin canlanmasına, yepyeni bir ruh kazanmasına büyük bir katkıda bulunuyorlar. Tüm ekip zaten Kaya’yla aynı ‘ses duygusu’nda, dolayısıyla hikâye ve şarkılar o denli doğallığı içinde akıyor ki, iki saat daha sürse izlenir hissine kapılıyor insan.
Ahmet Kaya’nın Türkiye’de siyasi bir lince maruz kalmasından sonra Paris’te sürgünde, henüz 43 yaşındayken hayatını kaybetmesi, bu ülkenin tüm vicdanlı insanlarının içini sızlattı; iç sızlatmanın ötesinde, bu, yıllardır kapanmayan bir yara. 
‘Hep Sonradan’, bu yaraya başka bir açıdan bakmamızı sağlıyor. Kaya’nın şarkılarındaki gibi, hüzünlü ama birdenbire de neşelenen, neşeyi direngenliğinden bulan bir dünyanın içinden bakıyoruz, o hayatın başlangıcına ve bitişine. Ve hepimizi bu yarayla yüzleşmeye çağırıyor. Ki en çok ihtiyacımız olan, o.
 
Bilgi: ‘Hep Sonradan’ın bundan sonraki ilk gösterimi 31 Ocak’ta Uniq Hall’da. 12-13 ve 26-27 Şubat’ta da aynı mekânda gösterimler var. Biletler Biletix’ten temin edilebilir.

Kategoriler

Kültür Sanat


Yazar Hakkında

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE